Iyi okumalar çocuklar🥰😍
Bütün herşeyi kendi yapmıştı ve kendi cevap vermek zorundaydı.
Aras ve Rızalarda artıp Dağ evindeydi.
Aynur ve Elif geldiğin de bütün adamlar onlara bakmıştı, Yekta "bütün herkesi topla ve aşağı inin, beni bekleyin hemen!" Dedi yüksek sesle. Bütün adamlar aşağı inerken Yeknanin ailesi ve Umutun ailesi ona bakıyordular.
"Neler oluyor burda"
"Baba şuan zamanı değil geçin salona, acıkan olursa Aynur ve Elif evi biliyor size mutfağı, banyoyu gösterir, odalar yukarıda Emine teyze çocukların uykusu geldiğinde yukarıda 3 katta Umutun odası var en sondaki kapı orada uyut"
Emine başını tamam anlamında salladı ama çocuklar daha yeni uyandığında hiç uyumayı düşünmüyorlardı. Rıza ve Yiğit içeri girdiğinde Uzay koşup "baba" deyip sarıldı.
"Tamam oğlum bak burdayız" dedi.
Salona geçip oturdu herkes çocuklar telefonla oynarken, herkes suskun oturup bekliyordu. Sedat ve ailesi onların arkasındanda Aras ve Rızanın ailesi girdi.
Rıza Arasa sarılıp "teşekkür ederim ailemi getirdiğin için" dedi. Aras ise şuanda sadece Umutu düşünüyordu.
"Umut telefonunu açmıyor, benle konuştuğunda kesildi, sonrada ulaşılamıyor" dedi. Korku çok barizdi.
"Sedat, Rıza ve Aras aşağı inelim hadi, Aynur sende durmadan abini ara, açtığı zaman telefonu çalsa bile haber et bulalım"
Dördünde aşağı indiğinde Sedat çok öfkeliydi, böyle zamanlarda konuşmayı hiç sevmezdi sadece acı çektirirdi.
"Sadece bir kere sorucam, hain kim? Bakın biliyorsunuz bulurum ve buldugumda öldürürüm bu yüzden tekrar soruyorum bizi arkamızdan bıçaklayan kim?!"
Sedat bağırıyordu. Kimse öne çıkmıyordu.
"Hepiniz sıraya geçin, hepinize sıkıcam"
Adamla korkudan dediklerini yaptıklarında, biri öne çıkıp " abi ben geçenlerde Kürşatı gizli gizli konuşurken buldum hatta yanımda Ahmet, bağır ve halil de vardı" dedi.
"Kürşat kim çıksın öne"
Kürşat titreyerek one çıktığında üç gencin üçüde şaşkınlıktan boğazları kurudu. "Sen.. bu doğrumu?" Rıza inanmak istemiyordu.
"Abi ailemle tehtit ettiler, çocuklarımın kafasına silah dayadılar" dediğinde Yekta silahını çıkarıp Kürşatın ayağına sıkacakken Aras durdurdu. "Umutsuz birşey yaparsak anamızı beller biliyorsunuz" deyip silahı aldı. Ama bu onları durdurmadı. Yekta "Kürşatın kollarını ve ayaklarını bağlayın" dedi.
Umut Yektadan aldığı telefondan sonra, ailesini koruma iç güdüsü herkesi dağ evine toplamıştı. Karşısındaki adamdan korkmuyordu ama ailesine birşey olma olasılığı en büyük korkusuydu. Dersten çıkıp hemen adamlarına ulaştı bir kaçını okulun önüne çağırdı. Eğer burada çatışma olursa çocukları koruması gerekliydi.
Hızla inip okulun önüne geldi. Arabasını getirmediği için kendisine küfrler sıralıyordu. Üstünde silah bile yoktu. Aklına gelenle hızla telefonunda polisi arayıp ihbarda bulundu. Siyah minübüsü gördüğünde, adamlarının olmadığını anlamıştı. Ailesi, okuldaki çocuklar için kendisini öne vermesi gerekliydi. Hiç bir haraketle bulunmadan adamların onu almasını bekledi.
Adamlar ona yaklaştığında uzaktan gördüğü adamlarıyla gülümsedi. Adam kolunu tutmaya kalkıştığında, Umut, adamın elini ters çevirip yanındakine de tekme ile vurdu. Arabadan diğerleri inip Umutun üstüne geldiler. Ama düşündüğü gibi silahla değil, bildiğin sopayla geliyorlardı.
Umut bir kaç sopa, yumruk yesede adamların hepsini etkisiz hale getirmişti. Arabadaki son adam elindeki silahı Umuta tutup yürümesini istedi. Koluna konan elle silahı yukarı kaldırıp kafasını gömen adama baktı Umut.
Gülümsemesi yüzünde büyürken "tam zamanında değilde biraz erken gelseydin daha iyiydi sanki" deyip biraz önce kendinde ödüm vermeyip acılarını hiçe sayan adam şimdi sevdiği adamın yanında karnındaki acıyla yüzünü buruşturdu. Aslında acıyan canı için yapmıyordu, sadece Arasın yüzündeki sinirin geçmesi için yapmıştı ki zaten başarmıştı da.
Aras hemen çatık kaşlarını hizaya getirdi. Umut sinirin yerini alan endişeye baka kaldı.
Canın çok yanıyor mu?" Umut daha fazla dayanamayıp ağzı yırtılınca gülümsedi "sana kurban olurum ben, inan hiç yanmıyor" deyip sarıldı Arasa. Arasda kollarını sardı sevdiği adamın beline. Umutun aklına gelen şeyle hemen ayrıldı sevdiğinen "hemen şu adamları toplayip kendi arabalarına bindirin ve dağ evine götürün" dedi adamlarına, emri alan takım elbiseli sinirli adamlar, hemen yerde acıyla kıvranan adamları arabaya bindirdiler. Polisler geldiği zaman Aras "bana hemen haber verdiğiniz için teşekkürler Arkadaşlar gerisi bende" deyip geri gönderdi.
Etrafa toplanan çocuklara bakıp Umut başını oynattı "iki dakika bekle sevgilim hemen geliyorum" deyip yürümeye başladı.
"Bakin çocuklar, şu polislerle konuşan polislerin amiri ve benim arkadaşım diğerleri ise kötü insanlar" erkekler gülüp "ya hocam biz çoçukmuyuz 'kötü adamlar' diyorsunuz belli zaten silahlı, sopalı adamlar olduğu ama beni merak ettiren o kadar adım birkaç sopa yiyerek nasıl alt ettiniz? Hemde siz sanat öğretmenisiniz "
Umut gencin saf ama bir o kadarda kurnaz sorusuna göz devirmemek için kendini tuttu. "Genç adam, her sanatla ilgilenen, ince ruhlu olacak diye bir kural olduğunu sanmıyorum" deyip sonda ise " zaten bende bu işi fırça sallayarak öğrendim" diye bitirdi. Herkes kahkaha atdığında Arasa döndü, onunda güldüğünü gördüğünde kendisinin de dudakları kıvrandı.
"Hadi şimdi derslerinize, bende sizin tabirinizle birkaç sopa yediğim için hastaneye gideyim"
Aras koluna girdiğinde Umut geri çekildi. Arasın yüzünde oluşan ifadeyle kendisini açıklama gereği duydu "koluma girip bütün karizmamı yok etme ya" dedi. Aras kaşlarını kaldırıp "karizma?" Diye sorduğunda "ben gözlerinde bu kadar adamı tek başına yere seren havalı hocayim. Çizme karizmamı" dedi. Aras sinirle kendinden daha zayıf olan ve daha birkaç gün önce çektiği acı ve hala dile getirmedi acıları yüzünden dahada zayıflayan adamı bir çırpıda kucağına aldı.
Umut ve adamları şaşkınlıkla Arasa bakarken, ardındaki çocuklar Umutun haline gülüyorlardı. Umut "kolarin acıyacak, ağırım ben indir beni yürüye bilirim" dediği halde Aras onu duymamazlıktan geliyordu. "Aklıma not ettiğim iki şey var Umut Ata bey" dedi Umutu arabanın ön koltuğuna oturtup , kemerini taktı. Kendi yerine geçtiğinde "neymiş o iki şey?"
🥰🥰🥰🥰😍😍🥰🥰🥰🥰🥰🥰😍😍😍😍🥰🥰🥰🥰🥰🥰
Feci merak ettim neymiş o iki şey?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gizemli Mafya (Gay)
Romance"neden beni koruyorsun?" başını polise çevirerek, polis anlamamış gözlere baktığında "hem benim yanlışımı yakalamak için an kolluyorsun, hemde beni korumaya çalışıyorsun, neden?" Diye sordu. "Çünkü ben suçunu kanıtlayamadım insanların, suçlu olduğ...