Gizemli Mafya (Gay)

66

Iyi okumalar

Şöyle güzelim"

"Benim kalbimdeki kurşun onu çıkartmam gerekiyordu ama acı vermediği için dokunmadım ama bazen acı veriyor. Bilmiyorum omu yoksa annem mi ama neyse işte öyle"

"Şu siktigim olaylar  biter bitmez, onu çıkartmaya gidiyoruz. Anladın mı Umut!"

Aras bağırmıştı. Herkes birbirine bakarken Rıza başını aşağı eğmişti.

"Neden kurşun var kalbinde Umutum"

Rıza yere bakıp " beni korurken yedi" dedi.

Büyük amca " Bu çocuk mu lan sizin abiniz? Siz ne bok yemeye çocuğun yanındasınız? Süs bebeyi misiniz? Bukadar acı çekerken neden biriniz yanında olmuyorsunuz? Seyhan hanım oglun acı çekiyor duyuyor musun? Hala burada ne yapıyorsun gitsene çocuğun yanına? El alemin oğlu bir kaç ayda bütün vazifeleri omzuna götürmüşken sen ne işe  yarıyorsun? Zehra hanım sen teyze diye dolanıyorsun hala neden buradasın? Çıkın lan yukarı, yemek yapın çay  demleyin bu duyduklarımızın hiç birini yansıtmadan görevlerinizi yerine getirin" deyip çıktı salondan.

Aynur kapatmıştı telsizi. Aras " Bak Umutum, sensiz ben ne yaparım ha hiç düşündün mü? Seni seviyorum öyle böyle değil deli divaneyim senin için" deyip öptü burnunu ucundan, " hadi lavaboya gidelim" kolundan tutup banyoya girdiler, Umutun itirazlarını dinlemeden bekledi sevdiğini. Sonra tekrardan odaya girdiler. Yekta elinde tekerlikli sandalyeyle kapıda göründü.  Umut gülümseyip oturdu. "Var ya sırf benimle böyle ilgilenin diye her gün vurula bilirim" dediğin de Yekta az önce acılarını sevdiği adama açan kardeşine baktı. Evet onun kalbi sadece insanlarin mutluluğu ile mutlu oluyordu.

Mutfağa indiklerinde kadınlar sofrayı kuruyorlardı. "Miss gibi kokular geliyor hanımlar" dedi. Kırılganlığı geri plana atıp sesini neşeli tutmak için çaba sarf ediyordu.

Salona girdiğinde herkes ona gülümsedi.

"Umut yemekten sonra bir tavla atalım mı? Uzun zaman oldu"

"Olur amca atalım" dedi. Kimse sandalyeyi  sormamıştı.

"Rıza ne yaptın? Dün getirdiğin adamlar ne durumda"

"Dün konuşturduk Sedatla, birkaç yer söylediler. Yemekten sonra gidip bakıcaz"

Umut başını sallayıp "hayır kimse gitmiyor, fark ederlerse sizi öldürürler, bu yüzdende o adresleri Arasa vericez oda güvenilir polisleri  arama emri ile oraya göndericek. Devletin memuruna birşey yapamazlar, birşey  bulsalar karakoldan önce Arası arayacaklar bizde harakete geçeriz" dedi.

Sedat tam itiraz edecekken "hayır dedim Sedat, evden kimse çıkmıyo, sadece bir hafta sonra birlikte gideriz" dedi Umut.

Aras kendini tutamayıp "hayır sen hiç-bir yere hiç-bir bok yemeye gitmiyorsun" dedi. Büyüklere bakıp "özür dilerim" dedi tekrardan. Umut ağzını açacakken mutfaktan Elifin sesi geldi. "Sofra hazır"

Sofraya geçtiklerinde alışkanlık yüzünden Umutu başa geçirdi Yekta, Umut hemen sürüp yana geçtiğinde Amcası tekrardan Umutu başa oturttu.

"Sormadığınız için anlıyorum ki herşeyden haberdarsınız. Bıçaklandım ama önemli birşey değil"

Sedat: onu bırakta doktor hanım söylesin

Umut dişlerini sıktı. Aynur işinde yalan söylemezdi "evet 9 dikiş attım ve dikişi patladığı için tekrardan yine attım, karnında sopa izleri var. Eğer dikkat ederse bir haftaya tam iyleşemesede topallayarak yürüye bilir. Morluklarida hergun, ilaçlarını zamanında içip, zamanında sürerse geçer"

Riza: bize neden söylemedin

Umut: boş yere üzülecektiniz

Yiğit: bana söyleye bilirdin yanında yatardım, bir ihtiyacın olduğunda hemen yardım ederdim

Umut: özür dilerim

Yemekten sonra tavla oynanmış ve amca acimadan Umutu yenmişti. Arasla oynadığında ise Aras yenmişti.  Herkesin kaybettiği adam şimdi Arasa kaybetmişti. "Babam tavlayı çok  sever" demişti.

Akşam yemekten sonra annesi umutun sargısını değişmiş yaralarına merhem sürmüştü. Sırtındaki yara izlerini görüp kendini tutamamıştı.  Çocuklarla zamanın nasıl geçtiğini anlamamış, uyku saati geldiği için çocuklar uyuklamaya başlamıştılar. Onları  yaptırdıktan sonra kendi odasına geçmiş, Arasda yanına gelmişti. Kokusuna gıpta ettiği genci göğsüne çekip saçlarından öptü. Güven veriyordu sıcaklığı bile yaşanacak güzel günlerin umudunu veriyordu.

🥰🥰🥰🥰🥰🥰🥰🥰🥰🥰🥰🥰🥰🥰🥰🥰🥰🥰🥰