16

2.8K 95 4
                                    

Iyi  okumalar çocuklar 😍😍

Umut evet dediği anda Arasın içinde kalan son umutlarda yok olmuştu. Kendi kulakları ile duymuştu zaten ama inanamamıştı, şimdi ise gözlerinin içine bakarak evet diyen adam içindeki inancı yok etmişti.

Artık nasıl duracaktı karşısında, kalbine ramen nasıl düşecekti peşine. Kalbi delicesin çarparken polis va mayfa macerasını başlayacaktı?

Umut Arasın gözlerine baktı ama Arasın gözlerindeki boşluğu gördüğünde daha çok kahr oldu. Aras düşünmeden edemiyordu neden mafya olmak zorundaydi ki, iyi insan olduğuna inandırmıştı onu, karşısına geçip kardeşine babalık yapamadığı için ağlayan oydu. Oysa şimdi mafya olduğunu söylüyor. O zamanlar yalan mi söylüyordu? Nasıl inanacaktı ona yalan söylemediğine, göz yaşlarının gerçek olduğuna?

Kim bilir kimlerin canını yakmıştı, kimleri vurmuştu ama sırf mahallesini koruduğu için onun için endişelenmişti. Cani yandığında Arasın, Umutun canının daha çok yandığını görmüştü. Aras bu kadar sorunun içinde kafayı yemek üzereydi. Ayağa kalkıp Umutun yakasına yapıştı.

"Neden lan neden mafya olmağı seçtin? Bu yaştayken kimlerin canını yaktın? Sen benim canım acımasın diye yaramı üfleyen adammısın, senin için yaralandım diye gözlerinin içi dolan adammısın?"

Sonlara doğru Arasın sesi kesilmişti. Kendi dile getirdiklerini aklında kaç kere geçirmişti oysa şimdi dilen getirdiğinde, daha çaresiz hiss ediyordu.

Sözleri Umutun kalbini parçalarken, susmayi seçmişti Umut. Nasıl açıklaya bilirdiki zaten ne söyleyecekti,  ben kimseye zarar vermedi mi diyecekti yoksa zarar verenleri polise teslim ettiğini, inanirmiydi bu saatten sonra Aras ona. Aras Umutun yakasında itdiğinde, Umut yere düştü

"Bundan sonra arkadaşın, sırdasın değilim. Gözüme bile gözükme yok illa gözükücem diyorsan, seni içeri tıkarım"

Dediği sözlere Umutun cevabı yoktu, sadece gözünden düşen yaş onun çaresizliğini ifade ediyordu.

Aras kapıdan çıktığında karşısında Rıza ile Sedati gördü. Baktı yüzlerine, içeri dolu adam, biri mimar diğeri ekonomik, Umut desen bir sanatkar. Kendisi bile inanmazken nasıl insanları inandiracakri mafya olduklarına.

Oradan ayrılıp arabasına bindiğinde ellerini direksiyona vurdu. Bütün sinirini ordan almaya çalışıyordu. Düşünmeden duramıyordu. Düşündükçe çekiliyordu en dibe, kalbi onu gördüğünde hızlanırken, şimdi çaresizlikten hızlanıyordu.

Aras karakola gidip Sunanı odasına çağırdı. Suna dosyaları Arasın önüne bırakıp "kötü hiç birşey bulamadım,  ya kendini çok güzel saklıyor, yada mafya falan değil" Aras istemsizce kahkaha atmaya başladı.

"Neden gülüyorsunuz, sadece mafya olma ehtimalı olmadığını söylüyorum"

Aras durmadan gülüyordu niye mi? Çaresizliğine, kalbine, ondan her gün daha çok etkilenmesine, kendine lanet okuya okuya gülüyordu. Suna dışarı çıktığından sonra Aras dosyaları eline aldı. Ilk kapağı açtığında Umutun fotoğrafıyla karşılaştı. Eline aldı fotorafi "bu kadar masum görünürken nasıl mafya olursun lan"

Dosyaya baktı, '18 yaşında babasını kaybetmiş, kardeşi daha 12 yaşında ve annesi, 10 yıl önce, çalışacak ve geliri gelecek yer yok' Aras güldü parasi olmayan adam mahalledeki evleri nasıl aldı? Bütün taşlar yerine oturuyordu. '19yasinda üniversiteye girmiş, arkadaşları  çocukluktan beri yanında, en yakını Yekta'
Yekta oradan erken ayrılmıştı. '2 yıl sonra bir kadını yolda bulup evine getirmiş. Okulu bitirdikten sonra 2 yıl mastur yapmış, arkadaşları ise en iyi şekilde okullarını bitirmiş ve büyük şirketlerde çalışmaya başlamışlar. Çalışmaya başladıkları şirketlerde 2 yıl sonra, ya polise teslim olmuş yada işlerini devretmişler' Aras durdu nasıl yani 3 şirkettedir aynı şeyin olması tesadüfümüydü yani? Araştıracaktı, Aras hepsini yeniden araştıracaktı.

Umut öyle Arasın bıraktığı yerde oturmuş duvarı izliyordu. Daha sabah ayrılmışlardı, şimdi ise yolları ayrıldı. Içeri Rıza girip Umutun yanına geldi "iyimisin kardeşim"

"Iyi gibimi görünüyorum" dedi. Rıza baktı gözleri kırmızı, çökmüş halde. Bu işi bırakamazdı, insanlarin ona ihtiyacı vardı. Oda herkes gibi olursa ne hala gelirdi insanlar. Doğru bütün dünyayı koruyamazdı ama yine bir kac insani koruya bilirdi ve koruyorduda, bunuda bırakırsa azıcık guvendikleri adamda yıkılırsa ayakta duramazlardı.

Peki Arası ne yapacaktı, onu brakma bilirmiydi? Kalbindeki sancıyı hatta sevimli sancıyı bıraka bilirmiydi? Sanki iki dünya arasında sıkışıp kalmış. Rızada anlıyordu kardeşini, kaç kere bırakmak isteyipde kötülerle karşılaşıp bırakamamıştı.

Umut yüzünü silip, ayağa kalktı. Kaldığı yerden devam edecekti ve Arasıda kalktığı yerde bırakacaktı.

Yektanin aradığını görüp gülümsedi.

"Kardeşim ne buldun"

"Umut buldum ama sadece bana biraz zaman ver getireceğim sana"

Dediğinde Umut tamam deyip kapattı telefonu.  Herkesden çok güveniyordu arkadaşlarına ama Yekta başkaydı o canından candi, kendisine bile güvenmese ona güvenirdi. Bu işte onu yanlız bırakmaya ilk oydu zaten  'sen iyide olsan, kötüde olsan yanında olacağıma ta 5 yaşındayken söz verdim lan' deyip sarılmıştı Umuta. Yekta her zaman adaletten yana olmuştu. Ama adaletin içine girdiği zaman anlamıştı, adalette parayla satıldığını.

🖤🖤🌈🌈🌈🖤🖤🖤🖤🌈🖤🌈🌈🖤🌈🖤🌈🖤🌈🖤🌈

Okuduğunuz için teşekkürler bebeklerim🖤🤍

Gizemli Mafya (Gay)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin