22

1.8K 73 0
                                    

Iyi okumalara kuzularım 🌈

Sabah olduğunda Aras eve uğrayıp üzerini değiştirdi. Garderopunu kapatmak isterken asılı duran kazak takıldı gözüne, sanki seçerek o reng, kazak vermişti. Aldı eline kokusunu çekti içine, ama eskisi gibi kokmuyordu. Kendi kokusu ile karışmıştı ve şuan onun kokusunu daha çok hiss edilmediği için kendi kokusundan nefret ediyor hâle gelmişti. Aslında günah kendisindeydi, kazağı evde durmadan giyinirse böyle olacağını planlamaliydı.

Bu gün Savaşın mahkemesi vardı. Umut da gidecekti ama sadece uzaktan izlemek için.

Aras karakoldan Savaşı çıkarıp polis arabasına bindirdi ve kendiside kendi arabasına atlayıp onlara eşlik etti. Tabiki arkalarından Umutun onları izlediğini biliyordu. Oraya vardıklarında Savaşı arabadan indirip içeri girecekken silahlı saldırıya uğradılar. Umut arabadan inip hemen Arasın yanına koştu.

"Senin burda ne işin var?"

"Bunu daha sonra konuşuruz, şimdi sadece şu şerefsizi koruyalım yoksa mahkemede bir bok söyleyemez" deyip elini uzattı. Aras ne diyerek baktığında "silah ver lan" dedi. Aras silahının birini Umuta verdi. Umut silahı alıp ateş açtı, ilk önce adama sıkmak yerine arabaların lastiklerine sıktı. Sonra Arasla adamlara sıkmaya devam etti. Adamların 3nu Umut vururken 2 de Aras vurmuştu. Aras ayağa kalkıp, hemen Umuta baktı sorar gözlere, Umut gülümseyip iyi olduğunu söyleyecekken adamlardan birinin Arasa ateş açtığını gördü. Hemen Arasının arkasına geçip sarıldı. Umut ah ettiğinde Aras hemen arkasını dönüp adama sıktı.

Aras korkarak Umuta baktı. Umutsa şuanda karşısında onun için endişelenen sevdiğine baktı ama acı yerine mutluluk hissiyle, doluyordu kalbi. Hem can borcunu ödemişti hemde sevdiği insanı kurtarmıştı. Arasın kollarında biraz sağlandığında Aras beline sarıldı. "Lan çok mutluyum" dedi yarım ağzıyla Umut. Aras şuanda o kadar korkuyorduki anlam veremiyordu sevdiğinin sözlerine "hadi tutun bana, seni hastaneye yetiştirelim" dedi. Gözlerinden bir damla düştü Umutun yanağına, Umut gözlerini açıp "ama ayıp, bu güzel gözlerden yaş akmamalı, hemde beni hastaneye götürürsen ailem öğrenir ve bu onları çok üzer, sonra sana kızarlar buna dayanamam" dedi sözünü bitirmeden öksürmeye başdı.

"Tamam nereye gotureyim hadi söyle" dedi. "Beni depoya götür"

Aras hemen arabaya bindirip son hız, depoya sürdü. Umut ağrısı güçlü de olsa sesini çıkaramazdı, Arası üzgün görmek ölümden bile beterdi onun için.

Aras Umutu kucaklayıp deponun kapısını ayagi ile açtı. "Çekil çekil" diye bağırıyordu. Rıza kardeşini o halde gördü an koşup aldı Arasın kollarından hemen götürüp uzattı odasındaki kanepeye "kardeşim bana bak abicim ne oldu iyimisin, neden hastaneye götürmedin lan" diye bağırdı Arasa "özür dilerim ama istemedi. Buraya gelmek istedi" dedi Aras.

"Abi Aynuru getirsin çocuklar hem beni evimize gotur burayı görmesin, haberi yok buradan ben anlatmadan bilmesin" dedi zar zor nefesiyle.

Rıza gömleğini çıkarıp bastırdı yarasına ve sonra kravatı ile sıkıca bağladı ve kucaklayıp arabaya bindirdi. Arasda arkaya binip Umutun kafasını dizlerine koydu. "Aras hemen Sedati ara ve Aynuru alıp yuvaya gelmesini söyle ve sakin umuttan bahsetme yoksa dayanamaz annesine söyler" deyip gaza bastı.

"Sedat, Umut diyor ki hemen Aynuru alıp yuvaya gelsin"

"Bir dakika Yuvaya neredeyse 1 aydır gitmiyoruz birseymi oldu. Sen nerden biliyorsun lan"

"Sana söylediğimi yap sadece" deyip kapattı telefonu.

"Abi"

"Efendim abim, söyle ne oldu"

"Mutluyum"

"Anına koyayım lan seninde mutluluğunun da, sen bir kalk bak bakalım birdaha mutlu ola biliyormusun"

"Ama abi, acıyor ya mutlu falan değilim"

Rıza bu halde bile onu güldürü bilen kardeşine baktı "az sık dışını geçireceğim ağrını abim"

Rıza telefonu götürüp Yektayı aradı.

"Yekta hemen eve gel, Umut vurulmuş, oraya gidiyoruz"

Yekta duyduğu şeyle telefonunu düşürmüştü şakamı bu, kardeşi vurulmuştu.

Eve Sedatdan 5 dakika önce geçmiştiler.

Sedat kapıyı çaldığında, kapıyı Rıza açtı.

"Oha abi işimi pişiriyordun, bölmedik değilmi?" Dedi gülerek.

"Lan girin içeri hemen, Umut iyi değil"

Aynur ve Sedatin yüzünde gülümsemesi donup  kalmıştı. Hemen içeri koştular.

Aynur abisini kanlar içinde gördüğünde ayakları tutmayıp düştü. Rıza "hadi abicim şimdi güçlü ol sana ihtiyacı var" dedi.

Aynur hemen ayağa kalkıp Umutun sırtını açtı. "Bana şu ve temiz birşeyler getirin, 1 bıçak ve tüp varsa tüp getirin"

Umutun sırtının kanını temizleyip, "kurşunu çıkarmalıyız yoksa daha fazla dayanmaz" dedi. Tüpü yakıp bıçağı ısıttı. Bir parça verip Umuta ağzıyla tutmasını söyledi. Bıçağı Umutun yarasına soktuğunda Umut bağırmaya başladı. Yekta artık kardeşinin acısına dayanamayıp yanına gidip kolunu verdi önüne, Umut Yektanin kolunu her acısında daha fazla sıkmaya devam etti. Aras bir köşeye çökmüş sevdiği adamın acıdan kıvrılmasıni izliyor hemde ağlıyordu. Rıza Umutu omuzlarından tutmaya çalışırken Yiğit ve Sedat kapının önüne çökmüş ağlıyorlardı. Rızanın gözünden yaşlar süzülüp Umutun sırtına düşüyordu. Aynur zorla kurşunu çıkarmıştı şimdide yarayı dikiyordu. Bittikten sonra sırtını sarmadan önce ondan biraz altda olan ize baktı, çok büyük dikiş iziydi ve kalbine çok yakındı. Yarasını sarıp kucauz halde yere çöktü. Işte şimdi herkes susmuş Aynurun abisi için her yarasına biraz daha ağlamasını izledi. Yektanin kolu hala Umutun elindeydi. Acıya yenik düşüp bayılmıştı. Yekta yanına çöküp başını yatağa dayadı ve terler içinde gözleri kapalı olan kardeşine baktı. Sedat kalkıp mutfaktan şu getirdi güzel sevdiğine,oda kıyamıyordu kardeşine ama sevdiğide iyi değildi.

Aras gözleri kirpmadan Umutu izliyor ve Göz yaşları yanağından süzülüp gidiyordu.

🤍🤍🤍🤍🤍🤍🤍🤍🤍🤍🤍🤍🤍🤍🤍🤍🤍🤍🤍

Nasıldı sizce kuzularım 🥺

Gizemli Mafya (Gay)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin