49

1K 51 0
                                        

Yazardan



Umut gidip çocuğun yanına yeniden çöktü dizlerinin üstüne, çocuk gülümseyip " Senin adın ne?" Diye sorduğunda

"Adım Umut ama baba demeni çok isterim" dedi sanki üzülmüş gibi.

"Ben şimdi dışarı çıkıyorum sende kardeşlerinle konuş gel yanıma tamam mı küçük fare" dediğin de çocuk burnunu kırıştırıp başını salladı.

Umut dışarı çıktığında Arabada kafayı yiyen Aras rahatlamış nefes aldı. Umut elindeki telefonla Arasın ismine girip tekrardan bilinmeyen numarayla mesaj yazdı.

Bilinmeyen: uzun zaman oldu komiser

Aras telefonuna gelen mesajla başını kaldırıp elinde telefon olan Umuta baktı.

Aras: evet savaş konusundan sonra ulaşamadım sana

Bilinmeyen: şimdide bir işim düştü sana

Aras: dinliyorum

Bilinmeyen: .. bu depoya ambulans ve polis gönder,  ve dosyalara iyi bak, Savaş gibi 5 yilla yırtmasınlar  komiser

Aras deponun adresine baktığında olduğu yerdi. Şaşkınlıkla karşısındaki telefonla birşeyler yazan adama baktı.

Aras: sana nasıl güveneceğim

Bilinmeyen: başka şansın yok ama bunu bil ki sana asla yalan söylemem

Aras emin olmuştu artık bu mesajı Umut yazıyordu.

Aras: tamam geliyoruz

Sudeyi arayıp konumu gönderdi ve ambulansı aradı. Arabada oturmuş hala sevdiği adamı izliyordu. Bir anda Umutun yüzündeki gülümseme büyüdüğünde telefonu cebine koyup ona koşan çocuğu kucağına aldı. Çocuk kollarını sevdiği adamın boynuna dolayıp birşeyler söylerken Umutda gülüyordu. Aras olanları hemen öğrenmek isteyen tarafını bastırıp karşısındaki adamı izledi.

Umut Arasa mesaj attıktan sonra ona koşan çocuğu görüp eğildi. Kucağına atlayan çocukla gülümsemesi yüzünde dahada büyüdü. Çocuk kollarını Umutun boynuna dolayıp "şimdi sana baba demem gerek değilmi"
Umut " evet küçük fare istersen tabi baba dersin" dedi. Çocuk "bir şartla söylerim, bana küçük fare demezsen"

Umut kahkaha atıp " tamam küçük fare söylemem, ay ağzımdan kaçtı" dediğinde
Çocuk tekrar burnunu kırıştırıp "ya baba" dedi. Umut ani gelen sözle bir anda nefessiz kaldı. Çocuğu kendine daha çok bastırıp basından öptü "baban sana kurban olsun" deyip tekrar öptü.

Aras karşısındaki öpmekten nerdeyse yeyip bitirecek adama bakıp daha çok gülümsedi.

Biraz zaman sonra herkes arabasına binip dağ evine dönerken Dörtlü aynı arabaya binip kenarda beklediler. Aras Umutların biraz uzaklaşıp beklediğini gördü.

Rıza bir çocuğu, Umutun oğlunuda Sedat ve Yekta oynatiyordular.

Çocuklar onların yaptıkları hareketlerle kahkaha atıyordular. Umut arkada oturmuş üçlü ve çocukları kıskanıp yüzünü astı. Oğlu bunu görmüş olmalı ki "noldu baba neden mutsuzsun" dediğinde hepsi baba sözüne sok olmuş çocuğa baktı. " Lan ne ara baba demesini söyledin" dedi Rıza sonra dönüp kucağındaki masuma "sende bana baba diyecekmisin?" Diye sordu. Çocuk başını evet anlamında salladigimda çocuğu daha çok kendine bastırıp güldü.

"Hayır oğlum mutsuz değilim, sadece benimle oynamıyorsun kıskanıyorum" dedi çocukça Umut. Hepsi buna guldüğünde mavi gözlü çocuk Yektanin kucağından kalkıp öne doğru eğildi. Umut hemen kucağına alıp dizlerine oturttu. "Birgün  sana araba sürmeyi öğreteceğiz babanla" dedi.

Aras polisler geldiğinde çaktırmadan onlardan önce gelmiş gibi gösterip içeri girdi. Içeride dövülmüş ve yerde bir birine bağlı adamlar ve sırtlarında siyah ceket olan çocukları görüp ağzı açıldı. Ne yani bu çocukları kurtarmak içinmi bu kadar riski göze alıp yanlız girmişti.

"Bana bir leptop getirin hemen" deyip yerdeki kayıtları, dosyaları alıp incelemeye başladı. Gördükleri ile gözleri kocaman olmuştu Arasın. Taciz olunmuş kadının ifadesi, tecavüz edilmiş kadın vidyoları, dilendirilen, çalınan çocuklar ve dana neler neler. Aras kalbindeki gurur duygusuyla gülümsedi. Çocuklara sorduklarında sadece gümüş kurşun demişlerdi. Evet bunu kurtarılan kadınlarda demişti, yoksa bu Umutun çetesi mi? Bütün taşlar yerine oturuyordu. Evet Umut demişti bütün mafyaların kötü olmadığını.

Gelen ambulanslara çocuklar bindirilip hastaneye gönderildi ve çocuk kaybolmasıyla baş vurulmuş bütün karakollar aranıp aileleri hastaneye gelmemelerini söyledi. HEpsini iterek polis masinlarina bindirip karakola gönderdi.

Telefonu eline alıp

Aras: teşekkür ederim bu iğrençliği ortaya çıkardığın için

Bilinmeyen: iyi iş çıkardın Aras afferim

Aras: seninle tanışmak için can atıyorum

Bilinmeyen: belki daha sonra görüşürüz

Aras "belkide görüşmüşüz" yazıp tekrar sildi.

Umut arabayı çalıştırıp AVM sürdü. Vardıklarında sorar gözlerle bakanlara Umut "çocukları babalarıyla böyle tanistirmiycaz heralde" deyip arabadan indi.

Umutdan

Oğlumun  elinden tutup önde biz arkadansa diğerleri girdi. Giysi yerine girdiğimizde bütün çalışanlar çocuklara kötü bakışlar atarken sinirlenmemeye önem gösteriyordum takı iki çocukta bize bakıp " baba bize neden öyle bakıyorlar" diyene kadar. Karşında eğilip "babalarınıza söylemeyin  ama galiba cazibemize dayanamadılar" dedim ıkisinde. Rıza minnetle gülümsedi bana, çocukların hiç bir şeye el vurup istemeyeceklerini anlayıp  " Yekta, Sedat benimle gelin kıyafet seçelim Rıza sende çocuklarla kal" deyip onların yanından ayrıldık. Gidip mağazanın sahibini bulup çalışanları da yanımıza topladık. "Siz nasıl işverensiniz işçileriniz bizim çocuklarımıza iğrenerek bakıyorlar?"

Adam "özür dileriz efendim birdaha olmaz"

"Olmasın zaten olursa burayı başınıza yıkarım, benim oğluma en ufak ters bakış ters haraket yapan olursa onu bu dünyadaki hayatından men ederim"

Yekta sakinleşmem için elini omzuma koydu. Onun varlığı her zaman beni sakinleştirirdi. Derin nefes alıp "iki tane 4 yaşında çocuk giysileri istiyoruz" deyip ayrıldık ordan. Yekta yanımdan ne zaman ayrılmış oyuncaklara gitmiş, Sedat ne zaman ayakkabılara gitmişti anlamamıştım. Çocukların yanına gittiğimde gelen giysileri kabine girip çocuklara denetdiriyorduk. Hangisini beğendiklerini söylemezlerse gözlerinden anlıyorduk. En sonunda uzerlerinde siyah kot ve buz mavisi kazak alıp onunda üzerine siyah mont alıp çıktık kabinden, Rıza da siyah pantolon, sarı kazak ve sari mont giydirmişti. Sedat kucağı dolusu ayakkabı getirip yere döktü. Kazağına uygun bot giydirdim. Rizada siyah bot giydirdi. Yerdeki ayakkabıları ve denediğimiz giysileri paketlemelerini isteyip kassaya yöneldik paralarını öderken iki elinde büyük arabalarla koşan Yektayı görmemle tutulup kaldım. Rıza baktığım yere bakıp benimle beraber şaşırdı. Yekta yanımıza nefessiz yetistiginde "beni bırakıp nereye gidiyorsunuz" dedi. Hâlâ şaşkınlığı atamayıp "Yekta bunlar ne" dedim. Yekta çocuklara bakıp göz kırptı.  "ilk defa iki kez amca oldum lan ne bileyim arabada ıkiside masum bakıyordular bende onların ola bilecek araba aldım hem bunları sürede biliyorlar istedikleri gibi" dedi. Ayrı seçkinlik koymamak için ikisinide gri renk almıştı.

Gülüp oradan ayrılıp hepimiz eve gitmek üzere çıktık. Rıza oğlunu bana emanet edip Yiğite kendi evinde supriz yapacağını söylemişti. Bense Arasa nasıl anlatacağını düşünmeye başlamıştım.

☺☺☺☺☺☺☺☺☺☺☺☺☺☺☺☺☺☺☺☺

Beğenir misiniz bilmiyorum ama ben Umutun babacan hallerini çook  sevdim🥰😍

Gizemli Mafya (Gay)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin