6

2.9K 122 15
                                    

Ya ALLAH yeni bölüme başlayalım.

Aras  kahvesini içerken bir gözüde Umutdaydı. Küçük burnu, ela gözleri yüz hatları, giyimi herşeyi normal görünüyordu. Mafyasıysa neden en azından tesbihi falanı yok, yada takım elbisesi, saray yavrusu evi, şirketi, yada daha çok bu yaşta olanların araba tutkusu olur, neden onda öyle super arabalardan yok. Bu iş gittikçe çıkılmaz hal alıyordu ve en önemlisi Aras en başından beri bu çakılmazlığın içine çekiliyordu. Kapının açılma sesiyle ikisininde kafası oraya dönmüştü.

Içeri üç kişi girdiğinde Umut gülümseyip ayağa kalktı. Aras arkasına yaslanıp, Umutu izledi. Umut hepsiyle tokalaşıp sarıldıktan sonra Umut yerini öncekine verip, kendiside oturdu, sonra ise diğerleri oturdu. Umut gülümseyip aklına yeni gelmiş gibi, "sizleri tanıştırayım. Bu Aras yeni başkomiser, bunlarda Rıza abi, Yekta ve Sedat zaten onu tanıyorsun" dedi.

Aras başını sallayıp hepsine selam verdi.

Rıza:  "Aras neden buraya tayinini istedin? Yanlış anlama neden geldin demiyorum sadece merak"

Aras. "Aslında buradaki komiserin yeri boş olduğu için, hemen babam tayinimi buraya verdi. Orada başımı mafyalarla belaya soktum, babamda beni oradan uzaklaştırdı. Yanı beni buraya postaladı."

Rıza gülümseyip başını salladı. "Desene sende artık bizi mafya belleyip pesimize düşeceksin ha"

Aras:  " Ben valla öyle her sözde mafyanın peşine düşmüyorum, zaten Umuttanda mafya olmaz"

Sedat gülünce, Yektada ona karıştı, çünkü yanlız onlar biliyordu Umutun ne kadar manyak olduğunu. Rızada elini yüzüne koyup kıkırdarken Umut yerinde doğruldu. "Nedenmiş o" dedi.

Aras gülümseyip " Lan senin iq seviyen bile sıfırdan altda, seni nasıl mafya bileyimki" dediği sözle bu sefer Rızada yüksekten gulmeye başladı. Umut ayağa kalkıp sinirden kaşlarını çatıp, ellerini saçlarına daldırdı. Bu gün  gerçekten de Aras Umutun sınırlarını zorluyordu. Ya bilerek ya bilmeyerek ama bunu yapıyordu.

"Bana bak komiser, emin ol sinirli tarafımı görmek istemezsin. Yok illaki gormek istiyorum diyorsan, gösteririm bizzat"
Rıza gülmeyi kesip ayağa kalktı ve elini Umutun omzuna koyup " Sakin ol kardeşim, yeni komiserin dili biraz sivri sadece" dedi. Umut "o dilini körpülemeli bence abi, yoksa onu burda yerler" dedi.

Arasda ayağa kalkıp "ne yapacaklar görelim, bakalım Umut efendi" deyip tam çıkacakken yeniden arkasına dönüp "ha unutmadan beni yiyecek olan daha doğmadı, yok ben yiyeceğim diyorsan buyur kapılar açık" deyip arasında sınırlı Umut bırakarak gitti.

Araş yaptığı işten çok memnundu. Her zaman sivri dille karşısındakilerin hislerini ortaya dökerdi. Bu defada ise yarayacaktı hetta yarıyordu ki, Rıza abi denen adam izin vermedi diye düşünmeye devam etti.

Sedat şokla ağzı açık Arasın gidişini izliyordu. Birden ayağa kalkıp "lan bu bendende gevşek çıkdı. Hatta giderken yavşayip gitti. Sizde gördünüz değilmi?" Dedi.

"Evet abicim resmen sana yürüdü."

Umut sinirden çıkıp, Yektanin arabasına atladı ve son hız sürdü. Arasın yanından öyle bir geçmişti ki, Aras korkudan yolun kenarına sıçramıştı. Umut iş yerlerine gelip arabayı durdurdu. Içeri girip sInirle ilk gözüne çarpan adamın belinden silahı çıkarıp havaya sıktı. Bütün kurşunlar bitince silahı yere fırlattı.

"Allahım beni nasıl gerizekalilarla sınıyorsun ha, yetmedinmi yıllardı, gönderdiydin komiserler bide böyle bir manyak bana musallat ettin" dedi.

Insan durup baktığında Umutada acıyordu. Etrafında onu seven insanlarla dolu, hepsi yanında, düşmanları karşısında ama kimse arkasında değildi.

Tam 17 yaşında kalmıştı yetim. Bakması gereken annesi ve birtane kardeşi vardı. Babasinada söz vermişti okuyacağız diye. Kardeşi daha çocukken doctor olucam doctor diyordu. Kendisininde hayalleri vardı sanat okuyacaktı. Allah vergisi olan yeteneği onu sanata olan ilgisini katılıyordu. 15 yaşındayken ilkkez bir insan portreti yapmıştı, oda babasının resmiydi.

ŞIMDI sadece korumaya çalıştığı ailesi, arkadaşları, mahallesi ve onları kurtarmak için bekleyen yüzlerce insan, kadın vardı. Umut nasıl başarmıştı iki kişiye bakacağı zaman omuzlarındaki yükü bu kadarr artırmıştı?

Geceler uyumayıp gizli gizli resimler çizen çocuk şimdi geceler ya plan çiziyor yada yanlızca gökyüzünü izliyordu. Çok insan anlamaz belki aradaki farkı ama o anlıyordu. Biri mutluktan yapılır, diğeri  yanlızlıktan. Yıldızlara bakıp içinde onlarla konuşursun, onlara içini boşaltırsın ama biliyor bir tarafında onların gerçek yıldız olmadığını işte o zaman, yanlizligin yüzüne vuruluyor. Söylüyor aklın kalbine "ne kadarda yanlizsin, gerçek olmadığı halde onlara sığınıyorsun. Derdini, içini dökeceğin kimse yok, 18 yaşında eline bulaşan kanları gören yok, ne kadar insan kurtarsanda vurduğun insanlarin yüzlerini gören yok, sen çok boktan insansın be Umut yanında herkes var ama aslında kimse yok" söylüyordu.  

Umut odasında deri kanepesinde uzanmış gözlerinden akan yaşlarla ellerine baktı. Ne kadar yuyarsa yusun elindeki izler gitmiyordu. 

Kapının çalınma sesi ile Umut hemen gözlerini sildi, her zamanki güçlü duruşunu  düzeltip gel dedi.

🧑🏻🧑🏻🧑🏻🧑🏻🧑🏻🧑🏻🧑🏻🧑🏻🧑🏻🧑🏻🧑🏻🧑🏻🧑🏻🧑🏻🧑🏻🧑🏻🧑🏻🧑🏻🧑🧑🧑🧑🧑🧑🏻🧑🏻

Neden bu bölümde Umuta bu kadar yüklendim ki, ya kalbim acıdı. Kendi bebeğimi üzüyorum çok serefsiz insanım ya

Gizemli Mafya (Gay)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin