Iyi okumalar bebeklerim🌈
Aras bakti Umutun yüzüne sırıtıp "oğlum sen neden uyumuyorsun" dedi.
Umut gülümseyip "tamam tamam hadi uyuyorum" dediğin de Arasda güldü. Umut gözlerini yumup kendini uykunun kollarına bıraktığında, Arasda yanından kalkıp koltuğa oturdu. Dışarıya baktı hala yağmaya devam eden yağmur, karanlığı azda olsa aydınlatan ay, çok güzel görünüyordu. Sonra odanın karanlığında ay ışığı ile aydınlanan Umutun yüzüne baktı. Ağzı azıcık aralı, gözleri yumulu, yüzü suçsuz çocuklar gibi masum. Aras derin nefes aldı, saata baktığında gecenin ddördü olduğunu görüp ayağa kalktı. Son kez Umutun yüzüne bakıp çıktı odadan.
Aşağı indiğinde uyanık olan Yekta ile karşılaştı.
"Neden uyumadın"
"Uyku tutmadı, sen nereye gidiyorsun?"
"Evime gidiyorum, buradaki işim bitti"
"Sabahı bekleseydin, zaten az kaldı gün doğumuna"
"Yok ya ben gideyim hem yarın işe gitmeliyim"
Aras kapıya elini uzattı sonra arkasını dönüp "şey ben arabamla gelmedim ve buraları tanımıyorum, beni brakma bilirmisin?" Diye sordu.
Yekta anahtarları alıp başı ile hadi gidelim işareti verdi.
Umut rüyasında Arasın vurulması ile gözlerini açtı. Odaya baktığında kimse yoktu, kan terin içinde ve nefessizdi. Yatağından kalkıp üzerini değiştirdi ve aşağı indi. Sesleri takip edip salano girdi. Baktı bir bir, Arası arıyordu gözleri, Yekta baktı kardeşine "gel otur kardeşim" deyip onu oturduğunda "Aras nerede?" Kendini tutamayıp sordu. "Gece gitmek istedi, bende yanlışı gitmesin diye bıraktım"
Umut derin nefes alıp oturdu. "Artık evimize mi gitsek ailelerimiz merak etmiştir"
Hepsi tamam deyip ayaklandılar, Aynur Umutun yüzüne bile bakmamıştı. Umut derin nefes alıp peşlerinden yürüdü. Yiğit gülümseyip koluna girdi. "Abim yürüye biliyorum merak etme"
"Içim rahat etmez abi, hadi bana dayan gidelim"
Yiğit Umutun kapısını açıp oturtukdan sonra kendiside arka koltuğa geçti. Riza arabayi çalıştırdıginda Aynurun arabada olmadığından "Aynur benimle konuşmuyor değil mi, size birşey dedi mi?"
Riza aynadan arkada oturan Yiğite bakıp kaşlarını kaldırdı. Yiğit omzunu kaldırıp indirdiğinde Rıza gözlerini yumup açtı. Umut sessizlikten payına düşeni anlamıştı.
Eve geldiklerinde Rıza onlar eve girdikten sonra kapıdan ayrıldı. Seyhan anne ve Zehra teyze onlara sarılıp "oyy kara kuzularımı nasıl özledim bir günde" dedi.
Umut cani yansada sesini çıkarmayıp sarıldı. Sonra odasına çıkıp yatağına uzandı.
Aras eve sabaha karşı geldiğinden odasına çıkmayıp kanepede uzanmıştı. Gözlerini açtığında saatin 9 olduğunu görüp ayağa kalktı. Elini yüzünü yıkadıktan sonra hazırlanıp karakola gitti.
Amirine olanları anlattıktan sonra toplanmış bütün işlerini gözden geçirdi. Saate baktığında saatin sekize geldiğini görüp kalktı masasından, herkese görüşürüz deyip ayrıldı.
Şuanda neredemiydi, Umutun kapının önünde, dün ona teşekkür edememişti, ve Yektayı arayıp sorduğunda Umutun kendi evinde olduğunu öğrendiği an kendisini burada bulmuştu.
Derin nefes alıp kapıyı çaldı, kapıyı açan Umutun Zehra teyzesi idi. "Iyi akşamlar efendim, ben Umutu görmeye gelmiştim"
"Geç oğlum, odasından bütün gün çıkmadı, yemek de yemedi. Belki sen çıkara bilirsin"
Aras duyduklari ile yüzünü düşürdü. Oda yememişti ama çalışmaktan aklına gelmemişti, Umutsa bilerekten yemiyordu. Dünde yememişti. Başını kaldırıp teyzeye gülümsedi " ben gittikten sonra siz bir tepsi hazırlayıp getirin ben yedirmeye çalışırım" dediğin de Zehra teyzenin yüzünde güller açtı.
Aras Umutun kapısını çaldığında Umut "anne yemek istemiyorum, beni rahat bırak" diye bağırdı. Aras kapıyı bidaha çaldı. Umut sinirle durup kapıyı açtığında karşısında Arası görmeyi beklemiyordu.
"Şey, sen miydin ya, annem sandım. Hadi gir içeri"
"Dünden sonra nasıl oldun diye bakmaya gelmiştim, birde teşekkür etmeye"
Umut yatağa oturup Arasada oturmasını işare etti. "Teşekkür etmene ihtiyaç yoktu, ama ıyiki geldin"
Umut gözlerini Arasın gözlerinden çekemiyordu. Kapının çalınması ile gözleri ayrıldı. Seyhan anne elinde tepsi ile içeri girdi. "Oğlum sende açsındır diye getirdim"
"Evet teyzecigim bütünün birşey yiyemedim teşekkür ederim"
Tepsiyi alıp masaya koydu. Umuta bakıp hadi dedi. Umut yemek istemesede, şuanda sevdiği adamla yemek yeme fırsatını kaçıramazdı. Yemeyi yemeye başladılar. Ikiside bir birinden bakışları kaçırarak yemeye devam ettiler.
"Ee ne artislik yapıyordun, yemiycem, aç değilim falan, yıllık yemeğini yedin şuanda"
Arasın sözleri ile Umut kahkaha attı. "Seni yanlız mı bıraksaydım"
"Hi hi bende yedim zaten hiç ac değildin yoksa" deyip kendiside Umutla beraber güldü. Ikiside bir birlerine iyi geliyorlardı. Bütün gün bir birlerini görme arzuları, onları aç ve susuz bırakmıştı. Annesi içeri girip boş tepsiyi aldığında dişleri görünecek şekilde gülümsedi. Sonra iki çay getirdi çocuklarına.
Umutun aklına dün geldiğinde " Neden dün çekip gitmeye çalıştın" dedi bir anda, bu aralar düşündüğü Her şeyi dile getirmeyi adet etmişti adeta.
"Gözlerimin güzel olduğunu söyledin, iltifatın için teşekkür ederim galiba o an utandım"
Umut gülüp "oğlum iltifat etmedim ki, gözlerin gerçekten de gördüğüm en güzel gözler" dedi.
Aras Umutun yüzünde alay ettiğine dair birşey bulmaya çalıştı ama sadece içtenlikle karşılaştı. "O zaman bende bir gerçeği söyleyeyim, kokun insanın kendini kaybedecek kadar güzel"
Umut boğazında kalan çayla öksürmeye başladı. Aras sırtına bir kaç yumruk vurdu. Umut kendine gelip Arasa baktı.
Hiç düşünmeden, yaklaşıp dudaklarını Arasın dudaklarına bastırdı.
🌈🌈🌈🌈🌈🌈🌈🌈🌈🌈🌈🌈🌈🌈🌈🌈🌈🌈🌈
Ah sonunda öptü lan, şuanda evde çığlık atıyorum 😂😂 aferim Umutuma, böyle yap işte kim çıkar lan karşına.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gizemli Mafya (Gay)
Romance"neden beni koruyorsun?" başını polise çevirerek, polis anlamamış gözlere baktığında "hem benim yanlışımı yakalamak için an kolluyorsun, hemde beni korumaya çalışıyorsun, neden?" Diye sordu. "Çünkü ben suçunu kanıtlayamadım insanların, suçlu olduğ...