" Biz çöldeki tek bir kum tanesini bile benzersiz yaratmadık. Sizler farklı değilsiniz."
Hamrun 7.5.8.2
Parisin kuzey doğusunda yer alan ve daha çok fakir ailelerin yaşadığı Clichy-Sous- Bois 'a havanın yağmurlu ve kapalı olduğu bir saatte gelmişti. Gündüz saatleri olmasına rağmen kara bulutlar yüzünden hava akşam saatlerini andırıyordu. Sabah saatlerinde şiddetli yağan yağmur şiddetini azaltmış şimdi ciseleyerek yağıyordu. Semt sakinleri evlerine kapanıp rutin ev işlerini yaptığı sırada James Hamney de cadde üzerindeki yedi numaralı eski apartmanın giriş kapısından içeri girmişti. Apartman dış cephe tadilatlarına rağmen oldukça eski olduğunu saklayamıyordu. Paris hala ikinci dünya savaşı öncesinden kalma apartmanlarla doluydu. Bu apartmanların bir kısmı tarihi oldukları gerekçesiyle restore edilirken büyük bir kısmı bütçesizlik sebebiyle apartman sakinlerinin insafına bırakılmıştı. Neyse ki bu apartman pek çok akranının aksine daha bakımlı ve kullanışlı duruyordu.
James Hamney ahşap trabzanları cilalanıp parlatılmış apartmanın en üst katındaki daireye çıkmak için en az sekiz kat çıkması gerektiğini biliyordu. Semtteki pek çok apartmanda hala asansör yoktu ve çoğu apartmanın merdivenleri çok ve fazlasıyla dik basamaklardan oluşuyordu. Bu da gelen misafirleri epey yoruyordu. Bu tip apartmanlarda genellikle emekli yaşlı insanlar kalıyordu. Gençler daha çok şehrin biraz daha kuzeyindeki modern apartmanlarda yaşamayı tercih ediyordu. Alışveriş merkezleri ve yeni ve modern binaların olduğu bu bölgede hayat daha kolay ve canlıydı. Apartmandaki yaşlı sakinler artık eskisi gibi dışarı çıkamadıkları için onların böyle bir sıkıntıları yoktu. Hastalık veya kaza gibi acil durumlarda hastalar itfaiyenin sepetli araçları sayesinde aşağı indirilirdi.
James Hamney düzenli spor yapan biri olmasına rağmen en üst kata çıktığında nefes nefese kalmıştı. Dik basamaklar yüzünden dizinde güç kalmamış , kapıyı çalmadan önce biraz dinlenip soluk alma gereği duymuştu. Sonunda kendini hazır hissettiğinde dairenin eski antika ziline basmıştı. Kapının merceğindeki göz dikkatle onu incelerken o ise olabildiğince doğal ve sıradan görünmeye çalışmıştı. Ancak daire sahibinin gözü belli ki onu tutmamıştı. Bu yüzden kapı duvar gibi önünde duruyordu.
" Mösyö Fermont , sizinle telefonda konuşmuştuk .Montparnas bölgesinin seksenli yıllardaki suç profili üstüne sizinle bir röportaj yapmak istiyordum. Rica etsem kapıyı açabilir misiniz ?"
James Hamney sesinin tonunu olabildiği kadar azaltmış ve nazik bir üslupla konuşmaya çalışmıştı. Bu onu merdivenlerden daha çok yormuştu.
" Pek gazeteciye benzer bir halin yok. Güvenlik servisinden misin ? Eğer onlardansan uzun süredir suç dünyasıyla alakam olmadığını bilmeniz gerekiyor. Ben kendi halinde yaşayan sakat ve yaşlı bir adamım. Üstelik aksanın ingiliz aksanı. İngiliz istihbaratından mısın ? Eğer onlardansan baştan söyleyeyim uluslararası hiç bir suça da bulaşmadım ben."
" Hayır söylediklerinizin hiçbirisiyle bir ilgim yok. Sadece biri hakkında sizden bilgi almak istiyordum. "
" Kimin hakkında bilgi almak istiyorsun ?"
Adamın sesinde şüphe ve gönülsüzlük vardı.
" Jean Betrand'ın kayıp ailesi hakkında. Eşi Madam Cecil ve çocuğu hakkında bilgie ihtiyacım var."
İsimler karşı tarafta derin bir sessizlik yaratmıştı. Bu isimleri uzun zaman sonra duymanın yaşlı adamı şaşırttığından emindi. Bir kaç dakika süren sessizliği yine yaşlı adamın cırtlak sesi bozmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAYIP PİRAMİT
AdventureYüzlerce yıldır saklanan ,korunan kadim bir sır. Yaşama sevincini kaybetmiş, onu hayata bağlayacak bir neden arayan arkeoloji pofesörü Kimberly Johnson. Kadim sırrın ve sahip olduğu aile isminin peşine düşen milyarder Herman Obermayer. Zeki,kurnaz...