KAYIP PİRAMİT

KAYIP PİRAMİT / MISIR / BÖLÜM 35

" Ölüler de ağlar Giron.Sadece bizler duyamayız.Oysa mezarlıklar ıstırap çeken, unutulmuş ruhlar diyarıdır.Şüphesiz biz unutulanlardan olmayacağız."

                                                                                                                   Aziz Gavriel  

Air France havayollarının Paris - Kahire uçuşu yapan uçağının tekerlekleri Kahire Uluslararası Havalimanının pistine değdiğinde vakit akşamın ilk saatleriydi.Jean,  uçuşunu özellikle akşamın ilk saatlerinde  varacak şekilde planlamıştı.İnternette yaptığı araştırmalar sayesinde akşam vakitlerinde sıcaklık ve nem değerlerinin daha düşük olduğunu öğrenmişti.Rutin vize , pasaport kontrol işlemleri ve valiz alma sürecinden sonra kendini 1 numaralı terminal binasının önünde bir keşmekeşin  içinde bulmuştu.Şehir ne kadar gelişirse gelişsin bazı şeyler  hiç değişmiyordu.Taksicilerden önce fırlayan hamallar ona  ingilizce seslenerek  bir kaç dolar karşılığında yükünü taksiye kadar taşıyabileceklerini ısrarlı el ve kol hareketleriyle birlikte anlatmaya çalışırken  , Jean uçuş öncesinden internete girerek bir internet  sitesinden kiraladığı aracın gelip gelmediğini öğrenmek için etrafa bakıyordu.Neyse ki bu ısrarcı hamal tayfasından kurtulması uzun sürmemişti.Siyah bir Mercedes Gcl araç  hemen önünde durmuş ve film kaplı pencere açıldığında şoför mahalindeki güleç yüzlü sempatik şoför Nasır'ı görmüştü.

" Mösyö Peanut , Kahire'ye hoş geldiniz."

Aracın otomatik kapıları açılır açılmaz şoför Nasır da araçtan inip Jean'ın biri büyük bir diğeri küçük iki simithsonian marka bavulunu aracın bagajına dikkatle yerleştirirken eliyle Jean'a araca geçmesini işaret etmişti.

Hamallar aracın gelişinden sonra kendilerine iş çıkmayacağını anlayınca somurtuk yüz ifadeleriyle ve biraz da söylenerek oradan uzaklaşıp kendilerine yeni müşteriler bulmanın peşine düşmüşlerdi.

Jean biraz da hayat tecrübesinden yararlanarak tarihi belirsiz yolculuğuna çıkmadan önce gerekli tüm düzenlemeleri yapmıştı.Önce emniyet müdürlüğündeki amirine birikmiş yıllık izinlerini kullanacağını söylemiş ve ardından izin dilekçesini imzalayıp fakslamıştı.Amiri "kayıp sağ el "cinayetlerinden sonra Jean'ın ani izne çıkışına önce anlam veremese de  uzun zamandır gördüğü yorgun yüz hatlarından ve bezgin halinden Jean'ın iyi bir tatile ihtiyacı olduğuna ikna olmuştu.Bu deli dolu müfettişin  bir süre kafa dağıtıp ortalıkta olmaması emniyet müdürlüğünün de biraz olsun sakin olması demekti.İkinci olarak Kahire'deki olası bir aylık hava durumu raporunu internetten alıp buna göre kıyafetler satın almıştı.Olabildiğince rahat ve sportif kıyafetler.Keskin yüz hatları ve sürekli sorgulayıcı bakışlarla dolu gözlerinden dolayı mesleği hemen tahmin edilebilen bir tip haline geldiğinden orada olabildiğince sıradan bir turist izlenimi vermek istiyordu.Bakışlarını saklamak için bir adet siyah Ray Ban güneş gözlüğü , bol miktardaSavuage etiketli, genelde füme veya krem rangi keten pantolon, yine çok  miktarda beyaz gömlek , bir kaç yazlık ceket , keten ayakkabılarla ,bir kaç spor ve düz klasik ayakkabı almıştı.Bu kıyafetlerden kendine bir kombin oluşturduğunda dünya turuna çıkan bir turistten farksız olsa da yürüyüşü ve bazı hareketleri ben Paris Emniyetinden polis müfettişi jean Peanut diye bağırıyordu.Bu yüzden gergin ve dikkatli yürümeyi bırakması gerektiğini biliyordu.Bir süre yürüyüş egzersizleri yapıp olabildiğince rahat adımlar atmaya çalışmıştı.Son olarak Kahire'de şehrin nüfusunun neredeyse yarısını oluşturduğuna emin olduğu seyyar satıcılar ve çığırtkanlarla uğraşmamak için şehrin bilinen ve güvenilir bir araç kiralama şirketinden şimdilik 1 haftalığına şoförlü bir araç kiralamıştı.Şehri ona gezdirecek ve fazla konuşkan olmayan birinin olmasını özellikle istemişti.Ancak anlaşılan araç firması ona istediği özellikte bir araç göndermesine rağmen şoför konusunu kulak arkası yapmış ve oldukça  geveze bir  şoför yollamayı eksik etmemişti.Nasır yeni konuşmayı öğrenmiş ve bunun tadına hala doymamış bir çocuk gibi sürekli konuşuyordu.Bunda yabancı bir turiste hizmet etmenin karşılığı olarak  alacağını düşündüğü yüklü bahşişin de etkisi vardı.