KAYIP PİRAMİT / MISIR / BÖLÜM 9

1.3K 176 70
                                    

" Ah! Meğer Dantenin cehennemi   ne kadar serin ve huzur verici anlatılmış İlahi komedyada .Meğer cehennemin rengi sarı, diğer ismi de çöl!

Tanrının unuttuğu bu diyarda, ağzımı terden ıslanmış atletimle nemlendiriyorum.Tıpkı diğerleri gibi benim dudaklarımda çatlamış ve sürekli nemlendirilmeye muhtaç halde.Yeni su ve erzak dağıtımına daha bir kaç saat var ve bu zorunlu oruç halinin ne zaman biteceğini kimse bilmiyor.

Yüzbaşı Brummel, alayların yakın bir zamanda bize katılacakları bilgisini veriyor.Bunu nereden biliyor,bu bilgiyi ona kim ne zaman getirdi kimse bilmiyor ve doğal olarak bu taze haberi sorgulamıyoruz.Sadece bu ümit verici haberin gerçek olmasını dilemekten başka elimizden bir şey gelmiyor.

Bölükteki yegane arkadaşım Fritz P.  yanıma geliyor .Barış zamanı bile arkadaş edinmekte zorlanan ben, bu yeteneğimi orduda sürdürmekten geriye kalmıyor  ve pek az  arkadaş edinebiliyorum. Fritz P. konuşabildiğim bir kaç kişiden biri.Daha doğrusu beni arkadaş olarak gören tek kişi.Bazen bunu bana acıdığı için mi yapıyor diye  düşünmüyor değilim.

Frirz P. de en az benim kadar dağılmış görünüyor.Yarı çıplak bedeninde çöl kumunun  bir kamçı gibi kullanıp bedenlerimize fırlattığı küçük kum taşlarının yarattığı  sıyrıkların ve güneşin yaktığı derisinde oluşmuş kızarıklıkların izleri var.Bana gülümseyip  " Olur da Tanrının gerçek cehennemine düşersek oraya alışmak da pek de zorluk çekmeyeceğimiz" diye söyleniyor.Bu şakasına sadece gülümsüyorum.Zaten hayatım boyunca pek az güldüğüm an oldu ve en yersiz şakaları bile basit bir gülüşle geçirme yeteneğine sahip biriyim.

Bunlara bakarak benim kendini beğenmiş ,soğuk biri olduğumu düşünmeyin.Sadece bana acı ve kederden başka bir şey vermeyen umut dünyasında yeni baştan umutlanmamak,aynı acıları yeniden yaşamamak için bir tür savunma mekanizması edinmiş biriyim.

Bana bakıp elindeki matarasını uzatıyor.Mataranın dibinde kalmış kan sıcaklığı ve tadındaki bir kaç damla suyu benimle paylaşması ,ona olan minnetimi arttırıyor. Fritz P. çavuş Himmellin o ,ben ve  diğer  iki askerin  savunma için siper kazacağımız emrini iletiyor.Dörderli gruplara ayrılmış kırk kadar asker dönüşümlü olarak savunma mevzileri için kumu kazıp, kumla doldurduğumuz torbalarla  bu çukurları desteleyecek.Şimdilik bu miskin alayın yapacak başka bir şeyi yok.

Sıcak ve yetersiz erzak yüzünden delirmekte olan bir alay dolusu askeri çılgınlıktan korumak ,akıllarını düşünmekten uzaklaştırmak için onlara ,onları meşgul edecek işler vermek daha uygun görülüyor.

Gündüzleri çok sıcak, geceler ise bir o kadar soğuk.Çölün sahte yansımaları yüzünden yüzlerce metre yürüyüp ,vaha sandıkları çukurların içinde debelenip duran askerleri kurtarmak için sürekli aklı başında askerlerden oluşan mangalar devriyeye çıkıyor.Bu çölün yaptığı oyunlar yüzünden sanrılar gören askerlerin hepsi ya bir ceylan , palmiye ağaçlarıyla dolu  güzel bir vaha ya da bir deve kervanı gördüklerine azizler üzerine yeminler ediyor.Oysa bunlar sahte birer hayalden ibaret ve herkes çölün onların aklındakileri onlara gerçekmiş gibi  gösterdiğini biliyor.

Yegane arkadaşım Frtiz P ile birlikte sırtımızı Marder 138 model bir panzerin arkasına dayıyoruz.Panzerin üstüne ağır bir makinalı tüfeğin ağırlığıyla sabit tutturduğum metal bir şase  biraz olsun serin bir gölgelik oluşturup bizi güneşin yakıcı sıcaklığından koruyor.

Bu sahte cennetimizde sırtımızı panzere dayamış bir şekilde arkadaşım Fritz P . ile barış dönemindeki hayatlarımızdan bahsediyoruz.Alaydaki yirmi üç zırhlı araçtan biri olan bu panzerlerin bir çoğunda bizim gibi gruplar oturmuş çene çalıyor.Alayın güvenliğini sağlamakla görevli nöbetçiler sıcağın altında çevre emniyeti almakta zorlandıkları için Yüzbaşı Brummelin emriyle on kadar zırhlı araç  ordugahın etrafında  bir çember oluşturacak şekilde konuşlandırılmış bekliyor.Nöbetçiler şimdi bizim gibi oluşturdukları sahte güneşliklerin altında elleri tetikte ufku tarıyorlar.

KAYIP PİRAMİTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin