" Zamanı satın alamadıktan sonra zengin olmanın ne önemi var. "
Herman Obermayer
Jean ve komiser Lucarelli Romadaki en köklü ve eski üniversitelerden biri olan La Sapienza Üniversitesinin taş merdivenlerinden çıkıp büyük heybetli kapısından içeri girdiklerinde vakit neredeyse öğleyi buluyordu.Komiser Lucarelli tarih profesörü olan dostundan sabahki derslerinden dolayı ancak öğleden sonrası için randevu alabilmişti.Üniversite okumayan Jean için üniversite hayatı büyük bir eksiklik olmuştu ve bu yüzden bu eksikliğini üniversitelerin kafeteryalarında veya öğrencilerin çok sık takıldığı favori bar ve cafelerde geçirerek gidermeye çalışmıştı . Daha genç olduğu zamanlarda Paris Üniversitesinin etrafındaki barlarda tanışıp aşk yaşadığı üniversiteli kızlar da ilgisinin ana nedenlerinden biriydi. Şimdilerdeyse önemli bir olay olmadıkça üniversitelerin olduğu yerlere pek uğramıyordu.En son ziyaret ettiği barda uzun süre bakıştığı kız ona telefon numarasını vermek yerine saçlarını boyatmasını tavsiye ettiğinden bu yana da uğramayı pek düşünmüyordu.Bu moral bozucu deneyimden sonra o tip yerlere gitmemeye karar vermişti.
Üniversite binasının granit döşeli zemininde hızlıca yürüyüp yanlarından geçen öğrencilere aldırmadan üniversite hocalarının ve onların asistanlarının odalarının bulunduğu koridordan ilerleyip merdivenlerden üç kat yukarı çıkmışlardı.Üçüncü kat diğer katlara göre nispeten daha tenhaydı.Kendileri dışında vasat giyimli birkaç öğrenci koridordaki bir odanın önünde içeri kabul edilmeyi bekliyordu.O ve Lucarelli koridorun en ucundaki odanın ahşap kapısından içeri girmeden önce etrafı kolaçan etmişlerdi.Sonunda Lucarelli kapıyı çalmadan teklifsizçe içeri girdiğinde Jean da onun arkasından seyirtmişti.
Oda tam da beklediği gibiydi.Karmaşık ve iç karartıcı.Kimsenin uzun süredir okumadığı kitapların yer tuttuğu kitaplarla dolu kitaplıklar duvarlara çivilenmiş gibi duruyordu.Ortadaki masanın üstü de ders notları ve ciltleri eski görünümlü kitaplarla doluydu.Burada iki kişinin karşılıklı olarak oturabilmesi neredeyse imkansızdı.Jean ahşap kitaplıklardan birinin önünde duran uzun boylu hafif yapılı adamı gördü.Adam elindeki kitaplardan birini üstteki raflardan birine yerleştirmekle meşguldü. Adam kapanan kapının gürültüsüne aldrmadan işine devam etmiş ve bir kaç dakika sonra yüzünü onlardan yana çevirmişti.
Jean adamın yüzündeki ifadeyi çok net görmüştü.Oldukça kaygısız ve ilgisiz bir bakıştı.Profesör Luigi Ambrassio kafasındaki profesör tipine pek benzemiyordu.Adam beklediğinden dinç ,yakışıklı ve sağlıklı görünüyordu.Jean adamın yaşından daha genç gösterdiğini düşündü. Kırlaşmış uzun saçlarını arkadan at kuyruğu yapan özentili tiplerden değildi ve kulağında eski metalden yapılma küçük bir küpe de takmıyordu.Şu gençlere özenen genç ruhlu ihtiyarlar gibi itici bir görüntüsü yoktu.Uzun saçlarını at kuyruğu yapmak yerine başının her iki tarafına salmıştı.Yer yer kırlaşmış dalgalı saçlar ona karizmatik bir hava veriyordu.Jean profesöre aşık pek çok yeni yetme genç kız olduğundan emindi.Olgun ,kariyer sahibi ve karizmatik.Kadınların arayıp da bulamadığı türden biri.
Profesör Ambrassio pek Lucarelliyi özlemiş gibi durmuyordu.Lucarellinin davranışlarından da işi düşmese buraya kesinlikle adım atmayacağı anlaşılıyordu.Havadaki eski kitap ve toz kokusu ise fazla sinir bozucuydu.
" Buraya geldiğine göre çok önemli bir dosyanın üstünde çalışıyor olmalısın dostum Lucarelli!"
" Özel odana geçelim Ambrassio.Şu senin gizli rahatlama odasına.Umarım içerisi buradan daha düzgün ve iç açıcıdır. Bir ara burayı düzeltip temizlersen sana daha sık gelmeyi düşünebilirim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAYIP PİRAMİT
AdventureYüzlerce yıldır saklanan ,korunan kadim bir sır. Yaşama sevincini kaybetmiş, onu hayata bağlayacak bir neden arayan arkeoloji pofesörü Kimberly Johnson. Kadim sırrın ve sahip olduğu aile isminin peşine düşen milyarder Herman Obermayer. Zeki,kurnaz...