" Bir servet elde etmek için bir ömür harcayıp, o serveti harcamak için bir ömrün olmaması ne acı. İşte trajedi budur!"
Karl Schwick ( REBORN kurucusu)
Lucarelli arkadaşının ölüm haberini aldığı günden beri derin bir hayal kırıklığı içindeydi.Arkadaşının ondan sadece hastalığını değil başka şeyler de saklamış olduğunu bilmek kalbini kırmıştı. Üstelik Ambrossio cenaze töreni istemediği gibi bedeninin Torino'daki bir kiliseye teslim edilmesini ve defin işlemlerini o kilisenin yapmasını vasiyet etmişti. Kardeşi olarak gördüğü çocukluk arkadaşı ölümünde dahi onu dışlamış, onu uğurlamasını çok görmüştü.
Arkadaşı Ambrossio pek de masum sırlarla gitmemişti.Lucarelli onun herkesten farklı bir hayatı olduğunu biliyordu ancak bunu sahip olduğu mevkinin sunduğu aşırılıklar olarak görmüştü. Şimdi arkadaşının olduğundan daha öte bir hayatı olduğunu hatta birden fazla hayat yaşadığını düşünüyordu. Onun üniversiteki gizli odasında buldukları, arkadaşının peşinde olduğu gizli toplulukla bir ilişkisi olduğunu öğrenmesini sağlamıştı.Şimdi de arkadaşının bu topluluktaki rolünü öğrenmeye karar vermişti. Ambrosio'nun nasıl bir pisliğin içinde olduğunu merak ediyordu.
Kafasında onlarca soru vardı.Hyatının neredeyse yarısından fazlasını bir ateist olarak geçiren biri neden bedeninin bir kiliseye gömülmesini vasiyet etmişti. Hayatı boyunca dinleri insan uydurması ve birer uyuşturucu olarak gören arkadaşı hastalığının etkisiyle yeniden Hristiyanlık inancına mı dönmüştü? Bu topluluk Hristiyan inancına sahip bir topluluk muydu yoksa eski ahitçiler gibi gerçek Hristiyanlık inancının farklı olduğunu savunan radikal bir topluluk muydu?
Bu topluluk kim ve kimlerden oluşuyordu? Gerçek amaçları neydi? Ambrossio'nun bu topluluktaki rolü neydi? Kafasındaki tüm bu sorular beynini ağrıtıyordu. Yeni arkadaşı komiser Peanut'ın Kahire'de bu toplulukla ilgili bir şeyler öğrenip öğrenmediğini merak ediyordu.Neredeyse bir haftadır ona ulaşamıyordu ve onun can güvenliğinden de endişe ediyordu.Bu genç adama kanı ısınmıştı ve onun arkadaşlığından memnundu.Artık kendisini yalnız hissetmiyordu.
Arkadaşının üniversitedeki odasının altını üstüne getirmiş başka şeyler de bulabileceğini ummuş ancak bulabildikleri onu pek de tatmin etmemişti. Arkadaşının gizli zula olarak kullanabileceği her yeri aramış ancak buldukları dışında başka bir şey bulamamış, hayal kırıklığına uğramıştı.Üniversite yönetimi ona araştırma izni verse de merhum profesörlerinin odasının hallaç pamuğu gibi atılmasını hoşnutsuzlukla izlemişlerdi.Onun anısına saygısızlık olarak gördüğü pek çok şeyi üzüntüyle takip etmişlerdi. Sonunda Ambrossio'nun odasıyla işi bittiğinde Üniversite yönetimi de rahat bir nefes almış ve gizli odayı mühürleyerek kilitlemişlerdi.
Lucarelli , Ambrossio'nun odasını sadece gönül maceraları için kullanmadığına emindi.Arkadaşının kendisine hayran genç kızlarla o odada neşeli saatler geçirmenin ötesinde başka şeyler yaptığına inanıyordu.Bu yüzden kendisine bir yol haritası hazırlamıştı.Öncelikle çocukluk arkadaşı Ambrosio'nun odasına çok sık girip çıkan kız öğrencileri tespit edecekti. Aralarında mezun olanlar da dahil bu öğrencileri sıkı bir sorguya çekmeyi planlıyordu.Kızlar emniyet müdürlüğündeki odasına geldiğinde o gizli odadaki gibi kendilerini rahat hissetmeyecekleri için baskı altında daha rahat konuşabileceklerdi.İkinci olarak arkadaşı Ambrossio'nun evini araştırıp ,bulaştığı toplulukla ilgili izler arayacaktı.Ambrossio'nun vasiyetnamesini okuduğunda hem üzülmüş hem de şaşırmıştı. Ambrosio sahip olduğu mirasın büyük bir kısmını REBORN'e bırakmıştı. Yasalar açıktı , Ambrosio'nun bir zamanlar oturduğu evi satılıp mirasçılara pay edilecekti. Ayrıca Ambrossio tüm özel eşyalarının kendisinden sonra yakılmasını vasiyet etmişti.Onu üzen şey ise başkaydı.Arkadaşının ona bir veda mektubu bile bırakmamış olmasıydı.Çocukluk arkadaşıydılar, kardeşten farksızdılar , birlikte büyümüşlerdi. Son zamanlarda araları limoni olsa da hiçbir zaman aralarındaki bağlantı tam olarak kopmamıştı.Arada birbirlerine laf sokuşturmak için bir araya geliyorlardı ancak çok sık bir araya gelemiyorlardı.Şimdiyse arkadaşı ona bir hiçmiş gibi davranmış ,sanki hayatında hiç yer almamış muamelesi yapmıştı.Onu üzen ve içini acıtan şey buydu. " Hiç mi hatırım yoktu Ambrossio ?" diye içinden fısıldamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAYIP PİRAMİT
AdventureYüzlerce yıldır saklanan ,korunan kadim bir sır. Yaşama sevincini kaybetmiş, onu hayata bağlayacak bir neden arayan arkeoloji pofesörü Kimberly Johnson. Kadim sırrın ve sahip olduğu aile isminin peşine düşen milyarder Herman Obermayer. Zeki,kurnaz...