38. Bölüm

11.1K 783 3.1K
                                    

Keyifli okumalar...

Mesajı okuduğumda donup kalmıştım. Bunu gönderen her kimse artık beni gerçekten korkutuyordu. Her yaptığımı görüyor, duyuyordu. Kimdi bu? Benden ne istiyordu? Her notun sonunda E harfini bırakıyordu.

Emir olabilir miydi diye düşünsem de anında saçmaladığımı düşünüp vazgeçiyordum. O ölmüştü. Gözümün önünde ölmüştü. O olamazdı. Kimdi o zaman? Başka kim bana bu kadar takıntılı ve düşmanca yaklaşabilirdi? Benden kim nefret ederdi ki? Babamın oynadığı oyunlardan biri olabilir miydi? Yok hayır o bu kadar beklemezdi. Varsa yapacağı bir şey en kısa zamanda yapardı. Bana gelen her notu, tehdit olarak gördüğüm her şeyi Korhana söylüyordum. Ondan saklamıyordum ki zaten saklanacak bir şey de yoktu.

Şimdi çokta müsait olmadığımız için ona bu gece evde söyleyecektim. Şimdi millettin huzurunu da kaçırmaya gerek yoktu. Banyodan çıkıp içeri geçtim. Korhanın annesi de o sıra aşağı inmişti. Korhan benimle kalırken annesi de onun evinde kalıyordu. Beni gördüğünde yüzünde sıcacık bir gülümseme oluştu ve ayağa kalktı. Elimi uzatacakken o bir anne şefkati ile kollarının arasına aldı beni. Bir an şaşırıp kalsam da, aynı şekilde karşılık verdim. Alışık değildim sevilmeye ve çok fazla ilgi, güzel davranış görünce şaşırıp kalıyordum elimde olmadan.

Yavaş yavaş bu yabani huyumu da bırakmam lazımdı. Korhanın annesinden ayrıldığımda elini omzuma koyup okşamıştı. Ardından yanını göstererek, " Gel güzel kızım otur." başımı kibarca sallayıp yanına oturdum. Eli çıplak dizimi bulurken, tıpkı bir anne gibi davranıyordu.

" Nasılsın kızım?" diye sordu sakin bir ses güzel bir tebessümle. Yüzümde samimi bulduğum bir tebessümle kibarca cevap verdim.

" İyiyim efendim siz nasılsınız?" ilk günkü kadar karşısında kasılmıyordum. Bu iyi bir şeydi. Diğer türlü çok samimiyetsiz göründüğümden emindim.

" İyi diyelim iyi olsun güzel kızım. Bu günümüze de çok şükür. Alya gittiği için üzüntü duyuyorum biraz ama, sonuçta onun hayatı söz konusu. Kız oraya okul için. Oğlum yanımda diyip kendimi onunla avutacağım ama o da anasını unuttu." diyip başını hemen karşı koltukta oturan Korhana çevirdi. Gülümseyerek bakıyordu oğluna. Korhan beni seyrediyordu, annesinin sözlerini o yüzden pek anlayamadı öylece bakakaldı yüzümüze. Gülmemek için dudaklarımı ısırıp başımı hafiften çevirdim.

" Benim oğlan nasıl aşık olmuşsa artık, bizi de duymuyor baksana." diyerek gür bir kahkaha attı. İlayda da ona eşlik ettiğinde, biran utanıp başımı eğdim.

" Anne Hare'yi utandırıyorsun." dedi Korhan annesine uyarır bir tonda.

" Ay bırak utandırsın. Senin bu sevgilin normalde hiçbir şeyden utanmazdı. Bari annenden utansın." Yanımda Korhanın annesi oturuyor olmasaydı elime geçen ilk şeyi İlaydanın kafasına fırlatabilirdim.

" Kudurma İlayda Kudurma. Annemin Hare ile arası iyi olunca nasıl da kıskanıyorsun, yazık sana." Benim almam gereken intikamı Korhan aldığı için keyifle sırıttım geriye yaslanırken. İlayda, bebeğin oyuncağını ona doğru fırlattı.

" O kadın kendi kaybetti bir kere. Benim gibi gelin herkese nasip olmaz. Ben bir şiirdim ama o beni okuyamadı. " dediğinde Korhanla ikimiz de aynı tepkiyi verdik.

" Ne?"

" Ne?"

Korhanla ben gülmeyi biraz abartırken, Nevin hanım ilahi İlayda diyerek tebessüm etmişti.

Bir iki saat daha İlayda da oturmuştuk. Bizden hemen sonra Yavuz gelmiş ve masayı hazırlamıştık. Kafam dağılsın diye de bol bol Erva ile ilgilenmiştim. Kafamı ne zaman Korhana çevirsem sadece benim anlayacağım bir tebessümle beni izlediğini görüyordum. Ne kadar çok istiyordu bir çocuğumuzun olmasını. Bunu belki şu anda dile getirmiyordu ama nasıl büyük istek duyduğunu biliyordum ben.

HARE Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin