Merhaba merhaba merhaba... Biz geldik güzellerim.
Sonraki bölüm de hazır ama önceki bölümlerde oy ve yorum o kadar az ki sınır koymak zorundayım maalesef. Sınır geçtiği akşam bölüm yayında olacak güzellerim. Satır arası yorumlarınızı ve oylarınızı bekliyorum.
Sınır 200 oy 200 yorum.
Bu arada kitabımız sosyal medya da çok paylaşıyor ondan dolayı da bir sürü yeni arkadaşlarımız katılmış. Hoş geldiniz :) Umarım çok çok daha büyürüz.
Keyifli okumalar.
Küçükken babasının prensesi olan kızları içten içe, kendime itiraf bile edemeden hep özenirdim. Çocuktum ve ben de sevilmek istiyordum. Çevrem de sevilen yaşıtlarımı gördüğümde bir yanım onlar adına deli gibi sevinirdim. Ama bir yanım yalan yok çokta üzülürdü. Hayatın adil olmadığını düşünür isyan ederdim. Sonra karşıma Korhan çıkmıştı ve ben hayatın ne kadar da adil olduğunu anladım. Babamın esirgediği sevgiyi kat ve kat fazlasını o bana vermişti. Ve bu süreçte defalarca onu denemiştim. Terk etmiştim, itmiştim. Korhan benden bir adım bile geri gitmemişti. Aksine o da yakınıma gelmişti ki,ruhuma karışmıştı.
Ve şimdi o adam benim önümde diz çökmüştü.
Kelimeler gerçekten kifayetsizdi. Yaşadığım duygu öyle uçlardaydı ki, duyduğum tek şey göğsümde kanat çırpan kuşun sesleriydi.
Göz yaşlarım bu sefer mutluluktan gözlerimi doldurdu. Minik bebeğim sen de mutluluğumuzu hissediyor musun?
" Korhan,ben ne diyeceğimi bilemiyorum. Bilirsin hiçbir zaman senin kadar iyi ifade edemem kendimi. Ama çok seviyorum Korhan. Sana yemin ederim sevgilim seni çok seviyorum. Ve sonsuza kadar sana cevabım hep evet olacak." dedim sağ elimi ona doğru uzatarak. Korhan'ın gözlerinin içi güldü. Önce ona uzattığım elimi kavradı ve ters çevirerek avuç içime dolu dolu bir öpücük kondurdu. Ardından yüzüğü parmağıma geçirerek ayağa kalktı. Su damlası şeklinde pırlanta bir yüzüktü. Ne çok abartılı ne çok sönüktü. Bana yakışan,benim zevkime göreydi tam.
" Hare'm, benim güzel sevgilim. Benim güzel asil kadınım. Senden önce küçücük sönük bir dünyada nefes alırken,benim dünyamı renklendiren sendin. Solmuş gülleri göğsümde yeniden açtıran da sendin. Biz düşe kalka bir yoldan geçtik, bazen ellerimizi ayrıldı. Ama sana yemin ederim artık ölüm dışında bu elleri kimse ayıramayacak. Buna senin bile gücün yetmeyecek." dedi keskin bir sesle.
" Senin en çokta bu huyuna aşığım biliyor musun? Ben seni kapıdan kovsam sen bacadan giriyorsun. Çok mu aşıksınız bana acaba?" diye şımardım sevdiğim adama. Bu benim en büyük hakkımdı. Ki Korhan seve seve çekiyordu benim bütün şımarıklığımı.
" Kapıyı da kırarım, bacayı da. Bu saatten sonra senin bana kapattığın hiçbir kapı olamaz. Bütün kapıların açık bana. Ve evet çok aşığım Hare Keskin."
Hare Keskin.
" Yavaş gel Korhan Keskin. Daha atmadık imzayı önümüzde uzun bir süre var." dediğimde kaşlarını çatarak beni belimden kavradı.
" Bok var , bu hafta sonu düğün yapıyoruz kızım ne uzun zamanı. Seni bir an önce nikahıma almam lazım. İtiraz etme, reddettim." dediğinde kaşlarımı çattım. Ne demek hafta sonu? Nasıl haftasonu? Gelinliğim, düğün yeri hiçbir şey hazır değildi ki. Kolları arasından çıkıp kaşlarımı çattım.
" Ya Korhan ne demek hafta sonu düğün? Şaka değil mi bu? N'olur şaka de sevgilim." Beklentiyle yüzüne baktım şaka demesini bekledim. Demedi. Ne demek bir hafta ya? İki ayda çıkamazdık biz bu işin içinden.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HARE
Teen FictionEn dibe battığını düşünen genç bir kız, nefes almak istiyordu ama boğazında hep bir el vardı. Görünmez bir el, geçmişin kanlı gölgesi. İçinde ki küçük kızı korkutan ve yaralayan eller. Genç kız bir mucize istedi,ilk defa kendine inanmak ve güvenmek...