Herkese merhaba. Oy vermeyi unutmayalım olur mu?
Keyifli okumalar..
Şafağın gölgesine sığınan ruhum, yorgundu. Gökyüzü gri parçalı bulutlarla adeta içimde ki beni, bana gösteriyordu.
Evrenin mesajı gibi.
Şuan o da karanlık ve parçalı ama yarın güneş açacak ve bir bütün olacak.
Derin bir nefes alıp, başımı cama yasladım. Oldukça yüksek bir yerdi. Şehir ışıl ışıl, ayaklarımın altındaydı.
İstanbul güzel olduğu kadar da, kalabalık ve yorgundu.
Korhan ile konuşmamızın üzerinden iki gün geçmişti. Ben kabul ettikten sonra Korhan sinirlenip saydırmaya başlamıştı.
Yok ben aptalmışım, kendimi tehlikeye atmaya bayılıyormuşum.
Bir sürü şey saymıştı.
Tabii hiçbirine kulak asmamıştım. O da sinirlenip evden çıkmıştı ve gece geç saatlere kadar dışarıdaydı.
Kapının kilit sesini duyduğumda arkamı dönüp kapıya baktım. Korhan gelmişti. Düz yüz ifadesiyle bana bakıyordu.
Üzerinde ki kabanı çıkarıp koltuğun üzerine fırlattı ve yanıma doğru geldi.
İki gündür yüzüme bakmıyordu, şimdi konuşacak mıydı?
" Gerçekten yapacak mısın?" Bu işe bulaşmamı zerre istemiyordu ama ben kararımı vermiştim çoktan.
" Evet Korhan. Sana yardım edeceğim, sonra da hayatından çıkacağım."
Yanık eller her konuşmamda, omuzlarıma taşıyamayacağım yükler bırakıyordu.
Kambur olmuş, doğrulamıyordum.
" Aptal." Bağımadı, ya da kükremedi.
Ama hepsinden daha şiddetliydi. Daha fazla can yakıyordu.
" Sen hayatımda gördüğüm en büyük aptalsın Hare soydan." Dudaklarım kıvrıldı.
" Körsün Korhan keskin kör."
" Ne düşünüyorsun? Ben de kahramanlık yapar, borcunu ödeyip hayatından siktir olur giderim mi diyorsun? Kahraman olmak fazla küçüksün. O beynini bunlar için kullanma." diyerek sözleriyle aşağıladı. Bunu görmezden gelerek göz devirdim.
" Bana akıl verme. " Diyerek yüzüne doğru öfkeyle soludum.
Beni küçük mü görüyordu?
" Birinin senin gözlerini açması gerekiyor. Çünkü gözlerin kapalı ateşe yürüyorsun. Yapma, yanarsın."
" Öyle olsa dahi yanmayı kabul ediyorum. Belki gözlerim kapalı ama bana sen yol göstere bilirsin? Bak izin ver gitmeden önce sana yardım edeyim." daha ikna edici bir ses tonuyla konuştum. Ama çokta etkili olmamıştı.
" Bana yardım etmek istiyorsan dediğimi yap ve uzak dur. " başını çevirip derin bir soluk aldı.
" Hayır. " Gözlerini devirip bir kaç adım geriledi. Ellerini iki yana açıp sinirle bağırdı.
" Neden zorluyorsun ki?" İrkilerek ona baktım.
" Peki sen neden izin vermiyorsun."diye ben de aynı onun gibi yükseldim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HARE
Ficção AdolescenteEn dibe battığını düşünen genç bir kız, nefes almak istiyordu ama boğazında hep bir el vardı. Görünmez bir el, geçmişin kanlı gölgesi. İçinde ki küçük kızı korkutan ve yaralayan eller. Genç kız bir mucize istedi,ilk defa kendine inanmak ve güvenmek...