42. Bölüm

6.2K 366 1K
                                        

Keyifli okumalar :)

Vücudum sinirden titrerken, sinirle yüzümü kapatan saçlarımı geriye attım. Korhan bir yandan arabayı kullanırken dikkati benim üstümdeydi. Bu akşam o masada bir kaos ortamı yaratırken, sadece onun yanında kendimi güvende hissetmiştim. Ceylin şaşırmış ama kısa sürede kendini toparlamıştı. Üste çıkmak ister gibi kavga çıkarmıştı birde. Tabii ki de altta kalmamıştım. Benimle ilgili nasıl bir yarası vardı bilmiyorum ama beni alakadar etmiyordu. Bana bulaşmayacaktı. Beni kabullenmesin, bunu zaten beklemiyorum ama bana saygı duymak zorundaydı.

O ruh hastasının bana ne yaptığını anlattığımda, tıpkı bir aptal gibi bana onu savunmuştu. Annesi ve babası tarafından sertçe uyarıldığında gözlerinde öfkeyi ve kini gördüm. Ona aynı karşılığı vermek istemiştim ama yapmadım. Sadece düz ifadesiz bir şekilde yüzüne baktım. Hatta o kadar sakin kaldım ki, şimdi asıl siniri yaşıyordum. Ellerim titriyor ve sağ bacağımı belli bir ritimle sallıyordum. Hera hanım onun adına özürlerini sıralarken hiçbir şey dememiştim. Onun bir suçu yoktu, eminim ki böyle bir akşam da bunların yaşanmasını istemezdi.

" Sinirlenmekte sonuna kadar haklısın. Peki onlarla görüşmeye devam edecek misin? Hare hamileliğin stresli geçerken her şey daha da zorlaşsın istemiyorum. Belli ki bu tartışmalar devam edecek. Sen daha fazla strese girecek üzüleceksin. Bu sefer ben hiçte sakin kalmayacağım ve onların kalplerini kıracağım. " Korhan uzunca konuştuğunda, başımı ona çevirdim. Olay daha da büyümesin, ben daha fazla üzülmeyim diye Ceylinin üstüne gitmekten vazgeçmişti.

" Korhan gidelim mi? Uzaklaşalım buradan. " dedim birden. Hamileliğimi tüm bu stresten uzak kalarak geçirmek istiyordum.

" Gidelim güzelim, sen nereye istersen oraya gidelim. Benim işlerin başında uzun zamandır Yavuz duruyor zaten. Bir sorun olmadıkça da buraya da gelmeyiz. Şimdi söyle nereye gidelim?" dedi sanki ona bunu dememi bekliyormuş gibi. Sağ eliyle bileğimi kavrayıp avuç içime dudaklarını bastırdı sıkıca.

" İstersen Rizede ki dağ evine gidelim. Sessiz sakin, havası şimdi ne kadar güzeldir. Ne dersin? Tamam dersen hemen şimdi arayıp evi temizlemesi için birini ayarlayım." dediğinde sadece başımıi salladım. Çok güzel olurdu.

Yol akıp gitti, biz bir saatin sonunda eve vardık. Gece yarısı olacaktı neredeyse. Ben yukarı çıkıp ikimiz için de bir valiz hazırlarken, Korhan aşağıda bir güvenlik şirketi ile görüşme sağlıyordu. Oraya kadar tek gitmemiz pekte güvenli değildi. Gerçi olayın birde ondan sonrası vardı. Ayarlanan bir ekip bizimle birlikte oraya gelecekti. Korhan burada olduğu gibi orada da güvenliği sıkı tutuyordu.

İki büyük valiz çıkardım. Sonuçta doğuma kadar orada kalacaktık. İçine gerekli olan her şeyi koydum. İkisini de hazırlamak bir kırk dakikamı aldığında Korhanın ayak seslerini duymuştum. Şimdi küçük boy bir valize de bakım ürünlerimi koyacaktım. Banyoya geçip dolabı açtım. Korhan da oldukça bakımlı bir erkekti. Eskiden her gün tıraş olurdu ama onun kirli sakallı halini sevdiğimi söylediğimden beri her gün yapmıyordu. Belime kollarını dolandığında, bedenim gevşediğini hissettim. Başını boynuma gömdü ve derin bir nefes aldı. Korhan bunu sık sık yaptığında bir şey itiraf etmişti. Kokumun onu rahatlattığını sakinleştirdiğini söylemişti. Ne tesadüftür ki aynısı bende de oluyordu. Onun kokusu, varlığı beni sakinleştiriyordu.

" Bizimle birlikte oraya gelecek olan bir ekip var. Ama merak etme ayak altında olmayacaklar. Huzursuz olduğunu biliyorum o yüzden pek göz önünde olmayacaklar. Gece yolculuğunu daha çok sevdiğin için bu gece çıkacağız. Evi temizlemesi için de konaktan iki üç kişiyi ayarladı annem. Hare bu arada, annem senin hamile olduğunu biliyor. Alya heyecandan ağzından kaçırmış. " Dediğinde şaşırdım ve utandım. Eski toprak insanlardı ve bana ne gözle bakacaklarını bilmiyordum. Elbette duyulcaktı ama bu çok ani olmuştu. Hazır değildim. Beni yadırgar mıydı? Annesi duyduysa babaanne de duymuştu o zaman.

HARE Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin