44. bölüm part 2

4.4K 243 41
                                    

Keyifli okumalar.

Hayat hep aynı çizgiden gitmiyormuş. Bazen o çizgiler siliniyor,yolunu kaybediyormuşsun. Yolumda bana iz gösteren bütün çizgiler bir bir silinmişti.

Zaman durmuştu, dilsiz şeytanlar konuşmaya başlamıştı. Şimdi onların zamanıydı. Onları var eden yaratıcı susmuş, onlar haykırmaya başlamışlardı.

Beni ayakta tutan dengemi kaybettiğimde ,belimi sıkıca saran kolları hissettim. Korhan yine beni düşmeden sıkıca tutmuştu.

O adam gerçekten benim babam mıydı? Annemi terk eden, bizi kendi kaderimize terk eden adam o muydu? Hayır artık anneme kızamıyordum. Çünkü o çaresizlikten beni bırakmıştı. Onu kabullenmiş ve affetmişdim. Ama o adamı o kadar kolay affedemem. Bunu yapmazdım.

Yirmi bil yıl boyunca baba kelimesi benim dilimi, yüreğimi yakardı. Anlamı dev bir dalga idi. benim için. Her andığım da yerle bir ederdi beni.

Ağlamak istedim. İçim dışına çıkana kadar ağlamak istedim. Ama tek Bir damla gözyaşı bile süzülmedi gözümden. Sanki bitmişti göz yaşım, kurumuştu.

O adamın bencilliği yüzünden miydi sevgisiz geçirdiğim geceler? Hakarete uğramalarım, şiddet görmem ve bir parça Sevgi için dilenmem.

Affetmeyecektim.

Bu yaşıma kadar zaten babasız yaşamıştım. Ona şimdi de ihtiyacım yoktu. Neden çıkıp gelmişti ki, Allah'ın belası her nerdeyse orada dursaydı ya.

" Hare gel dinlen güzelim. Son zamanlarda çok hırpaladın kendini. Eğer o adamı tanımak istemezsen seni kimse zorlayamaz. İzin vermem. " Koluna tutunup ayağa kalktım. Tanımak istemiyordum o adamı.

İsmi neydi, nasıl bir karaktere sahipti, bir ailesi var mıydı bunların hiçbirini merak etmiyordum.

Yapma hare, merak ediyorsun. Senden esirgedi hayatı kimlere yaşatıyor merak ediyorsun. İçinde ki yara kabuk bağladı ama hâlâ acıtırcasına kanıyor.

Kalbim de ki sesi keskin bir bıçakla bölmek istedim.

Artık canım yansın istemiyordum. Ben yirmi iki yaşındaydım daha, neden bütün bunları yaşıyordum? Çocuk olamamıştım izin vermemişlerdi ama şimdi insan gibi yaşamak istiyordum. Kırılmadan, yıpranmadan.

" Korhan çok yorgunum. Beni göğsünde uyutur musun?" dedim bitkin, cansız bir sesle. Dökülüyordum resmen. Korhan hiçbir şey demedi, sadece kucağına çekip aldı beni. Yavaş adımlarla yatağa yürürken burnunu boynuma sürttü.

" Özür dilerim güzel kızım. Tüm bunlara engel olamadığım için, canın bu kadar yandığını için özür dilerim." dedi çaresiz bir sesle. Gözlerimi sıkı sıkıya kapatmıştım. Açmaya bile gücüm yoktu. Sadece uyumak ve daha çok uyumak istiyordum.

Büyüdün artık Hare. Sorunlarından uyuyarak kaçamasın. Aç gözlerini beş yaşında değilsin.

Kaçabilirim. Hep kaçtım yine kaçarım. Hiçbir şey olmamış gibi yaşamayı öğrenmiştim. Yine aynısını yapacaktım.

***

İki gün sonra.

Üstümde ki yazlık elbiseyi yukarı doğru çekiştirip bacaklarımı hafifçe araladım. Havalar o kadar dengesizdi ki, bir gün güneş açıyor ertesi gün kar yağıyordu. Dolabımda yazlık ve kışlıklar hâlâ olduğu gibi duruyordu. Korhana ise fark eden bir durum yoktu. Hamileliğin dördüncü ayına girmiştik,belki de sıcaklardan o yüzden bu kadar bunalmıştım. Korhan merdivenlerden inerken başımı ona çevirdim. Altına giydiği siyah eşofman,beyaz tişörtü tam ev adamıyım diye bağırıyordu.

HARE Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin