46. Bölüm

3.3K 150 60
                                    

Selam biz geldik... Adım adım finale doğru gidiyoruz güzellerim. Hangi bölüm olduğunu söylemeyeceğim sadece birden pat diye final için bildirim alabilirsiniz...

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen:)

Keyifli okumalar.

Uzun zaman olmuştu Korhan ile uzun bir yolculuğa çıkmayalı. Yeni evimiz, yuvamız için çok uzun bir yola çıkmıştık. Yalnızca o ve ben. Uzun bir yol, güzel şarkılar eşliğinde bu yolcuğu tamamlamıştık. O kadar uzundu ki yol ara sıra bacaklarımı Korhanın dizlerine uzatmış, bazen de arka koltuğa geçip uyumuştum. Ama sonunda eve geldiğimizde tertemiz bir ev bulduğumda bütün yorgunluğum gitmişti. Rize'nin havası bile iyi gelmişti şimdiden. İki katlı,kocaman bahçesi olan , etrafı çevrili şirin mi şirin bir evimiz vardı artık. Korhan yavaşça eşyalarımızı içeri taşırken ben de ona yardım edip dolaplara yerleştiriyordum. Üst kat tamamen bize aitti. Yatak odası, giyinme odası, çalışma odası ve minik bir kütüphane vardı. Alt katta ise iki misafir odası, iki banyo, spor odası ve salon vardı. Mutfak salonun hemen karşısında kalıyordu aynı alan içinde. İstanbulda ki evimizden bir tık farklıydı burası. Oradaki evde tamamen gri ve siyah rengi hakimken burada ahşap ve beyaz renk hakimdi.

" Sevgilim bunları yukarı çıkarır mısın? Sen bunları çıkarırken sana kahve yapmamı ister misin? Yorgunluğunu alır hem." dedim başımı kolilerden kaldırarak. Korhan da son iki valizi getirip kapıyı kapatmıştı. Kendini yorgunca koltuğa atmıştı ki ben konuştum. Eliyle dizine vurdu iki kere.

" Benim yorgunluğuma tek sen iyi gelirsin bilmiyor musun?" diyerek beni kucağına çekti. Sol dizinde otururken ona doğru yavaşça eğildim, Korhan bacaklarını biraz daha açarak ikimizi de rahat bir pozisyona soktu.

" Şimdi bu ilişkinin odunu ben olduğum için ne desem bilemedim. Ama hissettirebilirim sanırım?" dedikten sonra Korhanın kıvrılmış dudaklarına yönelip güzel bir öpücük bıraktım.

" Aptal mıyım acaba? Bir şey hissedemedim. Tekrar ve tekrar dener misin güzelim?" Onun bu üçkağıtçı haline kıkırdayıp başını iki elimle tutup defalarca tekrarlayarak öpücük bırakıp geri çekildim. " Benim de sana hissettirmemi ister misin?" dedi baştan çıkarıcı bir sesle. Bana yapacaklarını tahmin edince başımı yavaşça ama hevesle salladım. Saçlarımından hafifçe tutarak beni kendine çekti. Dudakları, dudaklarımı araladı ve dili dudaklarımın arasından gezinerek dilimi buldu. Kabul etmeliyim ki hiçbir zaman onun kadar profesyonel olamayacaktım. Dili ağzımın içini talan ederken ikimiz de yavaşça uzandık. Korhan karnıma dikkat ederek bacaklarımı iki bacağı ile aralayıp kendi bedenini yerleştirdi ve bir kolunu koltuğa, başımın yanına yaslayarak bedenini denke de tuttu.

Saniyelerce, dakikalarca birbirimizin hem nefesini kesip hem nefes olduk.

En sonunda nefes nefes ayrılan ben oldum. " Çok iyi hissettirdin, bir kez daha odun olduğumu anladım. Sen kazandın Korhan Keskin." deyip altından kaçmaya çalıştım. Çünkü biliyordum ki bu işin sonu yatakta biterdi ve ben gerçekten yorgundum. Korhan da yorgundu ama söz konusu ben olunca adamın bütün yorgunluğu gidiyordu. Beni saatlerce o yataktan çıkarmazdı biliyorum o yüzden erkenden kaçmak en iyisiydi. Onun etkisi altından çıkarak ayağa dikildim.

" İkimiz yorgunuz ve ben çok acıktım. O yüzden sen yukarı çık, çıkarken de şunları götürebilirsin. Güzel bir duş al yorgunluğun geçer ben de yemek hazırlayım." dedim otoriter bir ses kullanmaya çalışarak. Buzdolabını daha açmamıştım ama emindim dolu olduğundan. Çünkü Korhan gelmeden annesine söylemişti. Bu evi onlar hazırlamışlardı zaten. Bu ev ailesinin yaşadığı eve de yakındı.  Yürüyerek bile gidilirmiş, Korhan öyle söylemişti.

HARE Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin