Bölüm şarkısı : Sia - chandelier
Gögsümde bir yılan besliyordum. Zehirli ve tehlikeli olduğunu bildiğim halde ona el uzatmıştım. En fazla ne olabilirdi ki, diye düşünmüştüm. Zehrinin kendisine zararı olacağını düşünmüştüm. Zehirli diliyle bana dokunmaz sanmıştım. Meğerse o usul usul içime kadar girip beni aylarca zehirlemişti. Zehir etkisini şimdi gösteriyordu. Zihnimde ki sisli dumanlar bir bir dağılırken, ben öylece kaşlarımı çatmış bir halde karşımda ki adama bakıyordum.
Ben doğru mu duymuştum, o az önce merhaba güzelim mi demişti?
Ama, ama karşımda ki Azerandı. O nasıl?
" Şu an neler düşündüğünü tahmin ediyorum Hare. Şaşırıyorsun, inanmak istemiyorsun. Ama evet benim o. E aslında bendim. Azeran Ekin. Aslında direkt olarak da karşına çıkabilirdim ama, o zaman bu kadar heyecanlı olmazdı öyle değil mi? Kabuk et bu bayağı heyecanlı Hare. Ah o kadar uzun zamandır bu anın gelmesini bekliyordum ki, işte sonunda o büyük gün geldi çattı. Bundan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacak bunu biliyorsun değil mi Hare? " Dedi tuhaf bir ses tonuyla. O tıpkı bir hasta gibi davranıyordu. Bunca zaman nasıl fark etmemiştim onun yüzünde ki maskeyi? Korkudan karnıma sancılar girerken, bebeğim aklıma geldi. Koruma iç güdüsüyle elim kasıklarımın üstünde durduğunda bu defa bakışları ona değdi. Yüzünde ki alaylı ifade silindiğinde, nefretle baktı karnıma.
" Gerçekten o aptal adamın bebeğini mi taşıyacaksın Hare? Onun gerçekte kim olduğunu bile bilmiyorsun. Ama merak etme, seni o adamdan da onun piçinden de kurtaracağım." Diyip bana doğru bir adım attığında, çığlık atarcasına bağırdım.
" Dur orada! Sakın yaklaşma bana. Ona zarar vermeyi aklından bile geçirme Allahın cezası! Yemin ederim ki seni öldürürüm. " diyerek bir adım geriye gittim. O ise attığı adımla kalmıştı. Etrafıma bakındım. Çok, çok yüksekti. Ve kendimi koruyacağım hiçbir şey yoktu.
" Aramızda ki engelleri tek tek ortadadan kaldırdım. İlk önce Emir, sonra senin o üvey baban. En sona o adamı bıraktım. Gerçek yüzünü görmen için bir sürü kanıt koydum önüne. Ama o ne yaptı? Senin ruhun bile duymadan hepsini ortadan kaldırdı. Akın mevzusu ben ortaya çıkardım, ondan da kurtuldu. Daha ondan da haber alamadım. Hare o adam tehlikeli, asla sandığın biri değil. Seni hak etmiyor, izin ver bana zorluk çıkarmadan çıkalım buradan. Çok az vaktimiz var, hadi. " bakışları yalvarır gibiydi, elini bana doğru uzattığında geriye doğru bir adım attım ve sırtım sert bir şeye çarptı. Omzumun üstünden başımı çevirdiğimde olduğumuz yüksekliği gördüm. Çok fazla yüksekti. Dizlerim titrerken, nefes almaya çalıştım. Başım dönüyordu, hem yaşadığım korku hemde yükseklikten dolayı. Başımı çevirdim ve aşağı eğdim. Gözlerimi sımsıkı kapattım. Sakin olmam gerekiyordu korkulacak bir şey yoktu. Evet yoktu.
O bana zarar veremezdi. İzin vermezdim. Korurdum kendimi. Hadi Hare, topla kendini. Karşısında böyle korkak gibi durma. Dik dur, her zaman yaptığını yap güzelim dik dur. Bu sefer sessizce uzun bir nefes alıp başımı kaldırdım ve dimdik durdum karşısında. Ondan korkmadığımı belli etmek ister gibi tam gözlerinin içine baktım.
" Benden korkmanı istemiyorum ki Hare. Biliyorum karşına çok geç çıktım ama hepsini telafi edeceğim. Yeni bir hayat inşa edeceğim ikimiz için. Şimdi n'olur oradan çekil ve bana elini uzat. Bak çok yüksekteyiz başın dönecek. Lütfen elini uzat Hare lütfen güzelim. "
" Bana sakın bir daha güzelim deme! Kimsin sen ya kim? Bunca ay nasıl kandırdın bizi? "
" Hepsini anlatacağım ama şimdi buradan çıkmamız lazım Hare. Lütfen gel benimle. " lütfen diyordu ama gözleri tehdit eder gibi bakıyordu. Gerçekten onunla gideceğimi sanıyordu? Onu bir şekilde atlatıp aşağı inecektim, indiğim gibi de birilerinden yardım alıp önce polisi ardından Korhanı arayacaktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HARE
Roman pour AdolescentsEn dibe battığını düşünen genç bir kız, nefes almak istiyordu ama boğazında hep bir el vardı. Görünmez bir el, geçmişin kanlı gölgesi. İçinde ki küçük kızı korkutan ve yaralayan eller. Genç kız bir mucize istedi,ilk defa kendine inanmak ve güvenmek...