35. Bölüm

14K 826 3.1K
                                        

Çocukken her şey daha mı kolaydı? İstediğimiz bir şey olmadığında, olana kadar ağlar sonra o şeye sahip olurduk. Büyüdükçe büyüdü sanki dünyamız. İsteklerimiz arttı, canımız daha fazla yandı. Daha çok yükleri sırtlandık. Her yeni bir günde, eskiyi daha da özlüyordum. Annemi, kardeşimi. Onlarla geçirdiğim her bir dakikayı çok özlüyordum. Ama zamanı geriye alamıyorduk maalesef ki.

Şimdi de aynısı olmuştu. Haftalar sonra bu eve ilk defa geldiğimde eskiyi özlemiştim deli gibi. İlk başlarda her şey ne kadar da güzeldi. Sonra ben Korhana güvenip, kalbimde ki yaraları açıp gösterdiğimde, nerden bilebilirdim ki büyük bir yara açacağını? Bilemezdim. Güvenmiştim bir kere. Kırılmıştım, şimdi ne kadar geçti desem de, bu odaya girdiğimde o anı tekrar yaşamıştım. Aynı kırgınlığı, öfkeyi yeniden hissetmiştim. Yaram kabuk bağlamıştı, ama şimdi tekrar kanamaya başlamıştı.

Duvarlarda elimi gezdirdim. Yavaş yavaş yürüdüm odanın içinde. Korhan kapının hemen kenarına yaslanmış, beni izliyordu. Bakışlarımı yatağa çevirdim. O günden sonra hiç dokunulmamış mıydı? Olduğu gibi duruyordu. Bizim bıraktığımız gibi.

" Hepsi geçti. O gün geride kaldı Hare. Eskiyi hatırlama, bu evde geçirdiğimiz güzel günleri hatırla. Ben öyle yapıyorum, diğer türlüsüne cesaretim yok. Kendimden nefret ediyorum ama, sen beni yine sev." ne ara arkama geçti ve beni kollarının arasına aldı hiç bilmiyorum. O kadar dalmışım ki, hiç farketmedim. Geldi ve sıkıca sarıldı bana.

O gün geride kaldı dedin. Peki ya neden benim yaram hala kanıyor sevgilim?

" Seviyorum, seni yine her şeye rağmen çok seviyorum. Ama bir konuda yanılıyorsun Korhan. Üstünden günler geçse de, o anı hatırladığım da yine o günkü gibi canım yandı. Geçmedi, geçmeyecek." Diye fısıldadım, alt dudağımı dişlerimin arasına alıp acımasızca ezdim. Kendimi olabildiğince kastım. Eskiden bu kadar duygusal değildim. Ne oluyordu bana?

Korhan ellerini karnımın üstüne getirdi. Parmakları usulca okşadı  göbeğimi, içimde garip bir kıpırtı olurken, nefesimi tutup elimi onun elinin üstüne koyarak bastırdım.

" Hare gitme, bu gece burada evimizde kal." dedi kısık bir sesle. Ardından dudaklarını sertçe enseme bastırdı. " bebeğim lütfen." diye devam ettirdi. Burası eskiden bizim evimizdi? Peki ya şimdi? Şimdi değildi sanki. Beni kendine çevirdi. Yüzüme dikkatlice baktı, gözleri kısıldı hafifçe. Saçlarımı yavaşça omuzumdan kaydırıp, gerdanımı boş bıraktı. O konuşmaya başlayacakken ondan önce davranıp lafını kestim.

" Benim bir evim var Korhan. Üstelik içinde hiç hayal kırıklığı da yok. Beni kötü hissettirmiyor, aksine çok iyi hissediyorum evimde. Ama burası, burası için aynı şeyi diyemeceğim. Bu eve çok göz yaşı sığdırdım, çok hayal kırıklığı yaşadım. O yüzden lütfen, ısrar etme burada kalmam için. Kalamam, istemiyorum. " Ben konuştukça o kırıldı, ama ben onu kırmak için konuşmadım. İçimi döktüm sadece. Gözlerini bir suçlu gibi kaçırıp, bir adım geriye gitti.

" Tamam. Hazırlan o zaman seni evine bırakayım. " Dedi soğuk bir sesle. Evine derken yaptığı baskıyı anlamamak için aptal olmak gerekiyordu. Şimdi ben mi suçlu olmuştum? Onu geri çevirdim diye bana soğuk mu davranacaktı? Peki. İstediği gibi yapsındı. Bana nasıl gelirse ben de ona öyle gidecektim.

Ne eksik ne fazla.

O odadan çıkarken, peşinden ben de ilerledim. Merdivenleri indik. Koltuğun üstüne bıraktığı siyah kabanını alırken, arka cebine de telefonunu koydu. Ben de kabanımı aldıktan sonra evden çıktık. Korhan asansörü çağırdığında, " Annene de ayıp oldu sanki biraz. Hemen yemeği yiyip kalktık. Bir hoşçakalın mı deseydim acaba?" diye sordum düz bir sesle. Asansör geldi, içine geçtik ve düğmeye bastık. Kapılar kapandı. Korhan bana bakmadan telefonunu çıkarıp onunla ilgilenmeye başladı.

HARE Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin