HARE

44. Bölüm Part 1

Merhabalar.. Harika bir bölümle size geldim güzellerim. Yavaş yavaş Hare'nin gerçek ailesini tanıyalım. Bunun zamanı gelmişti bence.

Keyifli okumalar :)

Hera karşısında ki adama bakarken, geçmiş önüne bir perde gibi düşüyordu. Düşünmek istemiyordu, o şu an başkasıyla evliydi. Eşini seviyordu, bir ailesi vardı. Şimdi bu adamla bir araya gelmesinin tek bir nedeni vardı. Kızı Hare. Başka hiçbir nedeni yoktu. Gözlerden uzak bir yerde buluşmuşlardı. İstanbul'un en ücra yerindelerdi şimdi.

Hera ellerini önünde birleştirerek karşısında onu dikkatle izleyen adama baktı.

" Aklından bir sürü soru geçiyor biliyorum. Sana haber gönderip çocuğumu düşürdüğümü söylemiştim. Ama ben onu kendi isteğimle yazmadım Tarık. Babamın zoruyla yaptım. Eğer bebeğin düştüğünü öğrenirsen bir daha karşıma çıkmazsın sandılar. Dokuz ay boyunca eve hapsedildim ben. Ablam evlenecekti, ben hamile kaldığımda o yeni nişanlanmıştı. Düğünü erkenden yaptılar. Babam kıyamadı bebeğime, onu öldürmek istemedi. Tabii bunda annemin ve ablamın katkısı büyüktü. Kasaba da benim hamile olduğumu ailem ve eniştem biliyordu sadece. Doğum yaptıktan sonra babam bebeğimi benden alıp ablama verdi. " deyip derin bir nefes aldı. Neler yaşamıştı, ne hissetmişti sadece Allah biliyordu.

" Hera sen şimdi bana bir kızım olduğunu mu söylüyorsun? Ben araştırdım Hera! Seni yıllar sonra bulup araştırdım. Hiçbir zaman inanmadım senin düşük yaptığına. Sen onu her şeyden korurdun. Sana gelmek istedim, ama elimi kolumu bağladılar Hera." dedi adam yılların pişmanlığı ile. Hera susması için elini kaldırdı.

" Ben bunları dinlemek istemiyorum Tarık. Geçmişin defteri çok oldu kapanalı. Eğer bir şekilde, az da olsa bunu telafi etmek istiyorsan kızına bundan sonra sahip çık. O cehennem gibi bir evde büyümüş. Sevgiye aç bırakılmış. O Allahın belası adam ruhunda öyle yaralar açmış ki. " sustu devam edemedi. Bakışlarını kaçırıp masmavi denize baktı. Hırçın dalgalar kıyıya vururken, tekrar ona döndü.

" Hare Soydan. Şu an yirmi iki yaşında. O hamile Tarık. " dedi gözleri dolarken. Tarık Kara kaşlarını çattı. Hamile miydi? Ama o çok küçüktü.

" Evli mi?" diye sordu. Evli olup olmaması umurunda değildi. Ahlak bekçiliği yapmayacaktı. Sadece merak ediyordu.

" Değil. Hayatında ki adam da eli kolu uzun biri. Korhan Keskin. Hare'ye ulaştıktan sonra epey araştırdım. Gözümle görüp şahit de oldum. Çok seviyor onu, kendinden bile çok seviyor."

Tarık kaşlarını çatıp duyduğu ismi hatırlamaya çalıştı. Kemal Keskinin torunu olan Korhan keskin miydi?

" Sen bu adamın ailesini araştırdın mı? Nereli bu adam?" dediğinde karşısında ki kadının kaşları çatıldı.

" Ne yapacaksın nereli olduğunu? Tanıyor musun? Duyduğuma göre Rizeliymiş. Babası ve dedesiyle görüşmediğini duydum. Aile şirketinde çalışmayı red edip burada kendi işini kurmuş. En yakın dostu ile bir reklam ajansı var."

" Kemal Keskin, Rize de adını duyurmuş bir adam. Seveni sayanı çok. Beş yıl önce ortak bir iş yapmak için görüşmüştüm kendisiyle. "

" Tarık Kara. Kızımızı ne zaman konuşacağız? Daha önemli bir konumuz var. Hare tehlikede. Bu saatten sonra kızını koruyacaksın değil mi Tarık Kara?" Dedi Hera sesinde gizleyemediği öfkeyle.

Tarık Kara sessiz kaldı. İçinden yemin etti. Bu saatten sonra ne kızını ne de sevdiği kadını bırakmayacaktı. Bu olanlar kaderin güzel bir oyunuydu onun için. Bir şanstı. Bundan sonra elleri hem kızının üstünde hemde sevdiği kadının üstünde olacaktı.