Can Ozan : Öyle kolay aşık olmam
Rüzgar sertçe yüzüme çarpıp saçlarımı havalandırdığında yüzümü buruşturup saçlarımı çekmeye çalıştım. Korhan gülümseyip saçlarımı geriye doğru çekti. Ardından parmaklarını boya kutusuna batırıp yanağıma değdirdi. Çığlık atıp geriye doğru kaçtım. Ah pislik. Karşımda kahkaha atarak gülüyordu. Aynı şekilde ben de eğilip elimi boya kutusuna daldırdım. Ne yapacağımı anlamıştı. Geriye doğru kaçarken yalandan kaşlarını çatıyordu.
" Hare sakın deneme fena yaparım." Diyerek tehdit ettiğinde alaycı bir şekilde gülümseyip üzerine yürüdüm.
" Yok ya? Sen bana yaparken iyidi ama. Gel buraya sadece ufak bir yere süreceğim." Tam yanına yaklaşıp süreceğim sırada bileklerimi tutup beni duvara yasladı. Bedeniyle bedenimi hapsettiğinde dudağımı ısırıp ona baktım.
" Küçük kızlar bu kadar yaramaz olmamalı. " deyip cıkladı. Küçük kız? Sen görürsün küçük kızı. Eğilip beni öpeceği sırada bedenimi aşağı kaydırıp elinden kurtuldum. Kaşlarını çatmış ne yaptığımı anlamaya çalışıyordu.
" Küçük kızları öpmeye utanmıyor musun? Yoksa sen beni öptüğünde küçük sayılmıyor muyum?" Bu sefer gülme sırası bendeydi. Ne yaptığımı anlamıştı. O üzerime gelirken ben geriye doğru adım atıyordum. Sinsi bakışlarla üzerime geliyordu.
" Seni yakaladığımda saatlerce öpeceğim. Nefes almak için bana yalvarıcaksın." Dediğinde kaşlarımı çatıp durdum yerimde.
" Hoşt." Bunu dediğim anda koşmaya başladım. Merdivenlerden hızlı hızlı inip ani bir korkuyla mutfağa girip kapıyı kapatıp kilitledim.
Çocuk gibiydik.
Kapıya vurduğunda boşluğuma denk geldiği için irkilip arkamı döndüm. Niye bu kadar heyecan yapmıştım ki? Kapının arkasından sesi geldi.
" Hare kapıyı açıyor musun? Yoksa ben seni tehdit mi edeyim?" Kendinden son derece emin çıkan sesiyle birlikte kaşlarımı çattım.
" Senden mi korkuyorum be? Paşalar gibi kapıyı açarım. Senden korkuyorum sanki." Kapıyı açıp bir elimi bel boşluğuma koyarak ona baktım. Dudağını yalayıp içeri doğru bir adım attı.
" Cezanı sonra düşüneceğim şimdi çok işimiz var. Çıkıyoruz." Yanımdan geçip tezgaha ulaştı. Raftan bardak alıp su doldurdu. Yüzünü bana doğru döndüğünde kalçasını tezgaha yaslayıp suyunu içti.
" Evde çok iş var. Nereye gidiyoruz?" diye sordum ona bakarken. Bana bakmadan cevap verdi.
" Akşam yemeğine İlayda çağırdı. Ondan öncesinde eve mobilya bakmaya gideceğiz. Nasıl istiyorsan öyle dizayn edeceğiz evi." Omuzlarım düşerken sıkıntıyla nefes alıp ona yaklaştım.
" Korhan evinde ki eşyaları değiştirmemize gerek yok. " Lafımı kesip itiraz kabul etmeyen ses tonuyla konuştu.
" Bu ev artık ikimize ait. Her yere de senin elin değsin istiyorum." Bir adım daha attım. Parmaklarım parmak uçlarına değmişti. Ellerimi omuzlarına çıkarıp başımı göğsüne koydum.
" Yatak odasını değişiyor zaten. Başka bir şeye gerek yok. Hoş yatak odası neden değişiyor onu da anlamadım. "
" Bu evde yaklaşık dört yıldır yaşıyorum. Ve evde pek duran birisi değildim. Sadece yatmaya geliyordum. Ama şimdi ikimizin yaşayacağı bir yere çevirmek istiyorum."
İkimize ait olacaktı. Yalnızca ikimize. Tebessüm edip dudağının kenarına küçük bir buse kondurdum. Benden ayrılıp yukarı çıktı üzerini değiştirmek için. Ben de o sıra dağınık olan yerleri toparlamaya başladım. Bir haftadır o kadar çok koşuşturma içerisindeydim ki, üç dört kilo vermiştim. Ve bu bile fark etmişti vücumda. Düzenli olarak da her gün spor yapıyorduk Korhanla. Bu süre içinde Oya'ya bir ev kiralamıştık. Bu sitede. Şuan dinlemiyordu birkaç gün sonra İlaydanın yanında işe başlayacaktı. Şuan İlayda hamileydi ve ev işinde ona yardım etmesi için Oya'ya iş teklifi etmişti.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
HARE
Novela JuvenilEn dibe battığını düşünen genç bir kız, nefes almak istiyordu ama boğazında hep bir el vardı. Görünmez bir el, geçmişin kanlı gölgesi. İçinde ki küçük kızı korkutan ve yaralayan eller. Genç kız bir mucize istedi,ilk defa kendine inanmak ve güvenmek...