Selam biz geldik... Uzun bir bölüm oldu. Uzun zamandır Hare kendi hayatına pek yoğunlaşamadı. Korhanın hayatı onun da hayatı oldu. Şimdi kendi kurduğu hayatı okuyacağız. Asıl Hare'yi okuyacağız.
Hazır mısınız?
Satır arası yorumlarınızı bekliyorum🖤
Keyifli okumalar güzellerim..Bir çok defa aynı şeyi yaşamıştık. Ben her defasında o kapıyı çarpıp çıkmıştım. Çünkü orada öylece oturup kalmak bana göre değildi. Ama bu sefer farklıydı. Bu sefer gözlerimi açmıştım. Korhana bakarken kördüm. Şimdi açılmıştı gözlerim. Kendi hayatımı kuracaktım güya. O kadar geç kalmışım ki, onca ay kendim için hiçbir şey yapmamıştım. Mesele bir işe girip kendi paramı kendim kazanabilirdim. Kırk yıllık evli kadınlar gibi evde de oturup da onun gelmesini beklemezdim. Olsun dedim içimden, daha geç değildi ki. Yeniden başlardım ben de her şeye.
Her zaman olduğu gibi.
Yine ve yeniden. Bazı şeyleri kendime tecrübe ederek. Bundan sonra neler olacaktı hiçbir fikrim yoktu. Korhan geri gelecek miydi? Bunu bilmiyordum mesela. Çünkü o hep beni durdururdu mesela. Gitme derdi. Ama bu sefer dememişti. Hoş dese ne değişecekti ki? Onu hemen affetmeyecektin değil mi Hare? Bu kadar gurursuz olmamalısın. Sen bu değilsin. Toparlan şimdi. Geç kaldığın bir zaman var. Önünde dik bir yokuş var.
Unutma tek başına çıkacaksın o yolu. Hiçbir yardım eli almadan. Düşsen de, ağlasan da zırlasan da teksin.
Akan göz yaşlarımı sildim. Kendim sildim. Birazdan buradan kafasında her şeyi derleyip toparlayıp bir insan olarak kalkıcaktım. Derin bir nefes alıp ellerimi dizlerimin etrafına sarıp çenemi dizlerime yasladım. Denizin dalgasının sesine kulak verdim. Yanımdan, arkamdan insan geçerken ben sadece önümde ki dibi olmayan sonsuzluğa odaklandım. İçim çıka çıka ağladım. Başıma vura vura haykırdım gerçekleri kendime.
Yapayalnızdım.
Kimse yoktu yanımda. Bir başımaydım. Olması gerektiği gibiydi her şey aslında. Nesi canımı yakıyordu ki? Gerçekten inanmış mıydım herkesin sonsuza kadar yanımda kalacağına? Ah ne saçmalıktı ama. Ne çok kandırmışım kendimi. Kimse kimsenin hayatında sonsuza kadar bulunmayacaktı. Ben son nefesimi verirken yanlız ölecektim.
Omuzuma bir el dokundu. İrkilerek arkamı döndüm. Tuna hemen arkamda, bana doğru eğilmiş bir vaziyette duruyordu. Ağladığımı görünce yüzü sorarcasına kasıldı. Kulağında ki kulaklığı çıkarıp yanımda ki taşın üstüne oturdu. Üstünde siyah eşofman takımı vardı. Eli çeneme uzandı, nazikçe kaldırıp parmakları ile göz yaşlarımı sildiğinde olan biteni sorguladım. Bana dokunmasını istemiyordum. Kötü bir niyeti olduğundan değildi, sadece Korhandan başkasının dokunmasını istememiştim...
Yüzümü başka bir tarafa çekip, elimin tersiyle sildim göz yaşlarımı. Burnumu çekip ona döndüm. Ellerini benden çekip önünde birleştirdi.
" Neden buradasın Hare? Bu halde burada ne yapıyorsun? Sen Korhanla mı kavga ettin? Bak konu ne bilmiyorum ama ağlama. Değmez yani, hiçbir şey için değmez." Sözleriyle, hareketleriyle beni teselli etmeye çalıyordu. Ağlamamdan gerçekten de rahatsız olmuştu. Bunu gözlerinden anlayabiliyordum. Elinde ki su şişesini bana uzattı. Ona tepkisiz bir şekilde baktığımı görünce kapağı açıp tekrar uzattı.
" Al iç hadi. Yeni aldım hiç içmedim." sinirden ve üzüntüden titreyen elimi ona uzattım. Her hareketimi dikkatle izliyordu. Su şişesini elinden alıp dudaklarıma yasladım ve birkaç yudum aldım. Suyu içerken zorlanmıştım. Boğazım düğüm düğümdü. Suyu elimden yere bıraktım. Ardından yeniden denize çevirdim bakışlarımı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
HARE
Teen FictionEn dibe battığını düşünen genç bir kız, nefes almak istiyordu ama boğazında hep bir el vardı. Görünmez bir el, geçmişin kanlı gölgesi. İçinde ki küçük kızı korkutan ve yaralayan eller. Genç kız bir mucize istedi,ilk defa kendine inanmak ve güvenmek...