HARE

40. Bölüm

Yıldıza dokunduysak bölüme geçelim mi?

Keyifle okuyun güzel bebeklerim..

Bölümün başı yetişkin içerik içeriyor okumak istemeyenler atlayıp sonraki kısma geçebilir.

Ucunda okyanus olan bir uçurumun ucunda asılı duruyordum. Yaşadığım duygular bugüne kadar hissettiklerimin en uçlarındaydı. İçimde öyle bir haz vardı ki, bu başımı döndürüyordu. Hiç yapmayacağım şeyleri yapıyordum. Kulağıma bir ses, daha da cesur olmam için sürekli fısıldıyordu sanki.

Korhanın bakışları sadece gözlerimdeydi. Bir eli boğazımda öylece duruyordu. Canımı yakmıyordu sadece varlığını hissettiriyordu. Bir eli ise kasıklarımın üzerinde geziniyordu. Bakışları yavaşça dolgun gögüslerime kaydı. Birkaç saniye sonra yüzüme yeniden baktığında, yutkunarak ona baktım. Korhan yavaşça üzerime doğru eğilip dudaklarını, gözlerimin içine baka baka gögüs uçlarıma bastırdı. Aldığım zevkten dolayı uçlarım dikleşmişken Korhan dişlerinin arasına alıp, bana tatlı bir eziyet uygulamaya başladı.

Havanın sıcak olmasından dolayı mı yoksa bu yaşadığımız andan dolayı mı bilmiyordum ama alnımda küçük küçük su damlaları oluşmuştu. Bedenimin içinde bir yangın vardı sanki. Ve bu hiç sönmeyecek gibi geliyordu. Dudaklarımı ısırırken bacaklarımı çok hafif açıp, dizlerimi büktüm. Korhan bunu fırsat bilerek, bacaklarımın arasına bedenini yerleştirdi. O tatlı eziyetine devam ederken elim onun saçlarını buldu ve parmaklarımın arasına geçirip çekiştirdim.

Beni çıldırtıyordu ve bu halime tapıyordu. Başımı sağa sola yatırarak onun altında kıvrandım. Korhan başını gögüslerimden ayırmadan güldü ve daha sert çekiştirmeye başladı uçlarımı. Başımı geriye doğru atarken arsızca sesli bir şekilde güldüm.

" Şu eziyeti artık kesecek misin Keskin? İçimde olmanı istiyorum." dedim başımı hafifçe kaldırıp ona bakarken. Korhan son kez dilini gögsümde gezdirip belini doğrulttu ve bir elini yanıma koyup diğer eliyle bacaklarımı araladı. O kadar yavaş yapıyordu ki, beni çıldırmak istiyordu. Kendini içime yerleştirmeden önce, kadınlığıma sürttü. İçim dalgalanırken dudaklarımı ısırarak baktım onun bu çekici haline.

Elini ıslak kadınlığıma bastırıp parmaklarıyla aşağı yukarı sürttü. " Hemen benim için ıslanıyor olman, beni çıldırtıyor Hare." Diyip iki parmağını birden içime ittiğinde, kendimi kasıp gözlerimi kapatarak kısık sesle inledim. Parmaklarını birkaç dakika sonra içimden çıkardı, kendimi bir boşlukta hissederken,
Korhan bu sefer iki elini yatağın başlığına yaslayıp üzerime doğru eğildi. Dudaklarını dudaklarıma bastırdığında kendini içime doğru itti. Ağzının içine doğru inlerken, daha sert öpüşmeye başladık. Ellerim asla rahat durmuyor, sırtını uzun uzun tırnaklarımla çiziyordum. Korhan duvarlarımı sonuna kadar zorluyor, bedenini tamamen bana yaslıyordu. Onun tamamını içimde hissetmek, beni göklere çıkarıyordu.

" O kadar güzel sarıyorsun ki beni, bu beni deli ediyor. İçinde hem yanıp kül oluyorum hemde yeniden doğuyorum." yüzünü yüzümden çekip boynuma yüzünü gömdü. Islak dudaklarını tenimde gezdirdi. O her içime sertçe çarpmasında, kendimi ona ittirip seslice inleyip altında kıvrandım.

Dakikalar birbirini devirdi biz durmadık. Nefes nefese kaldık, sona geldik sandık ama durmadık.

Ellerimi gögsüne bastırıp ona baktım. Yüzü kasılmış, ve kızarmıştı. Derin bir nefes verdim.

" Şimdi sıra ben de." dediğimde kaşlarını kaldırarak baktı. Arsızca gülüp onu kendime doğru çekip dudaklarına ıslak bir öpücük bıraktım. Ayrıldığımda ne yapacağımı bilmiyor gibi bana bakıyordu. Onu yana ittirip bu sefer üstte ben çıktım.