36. Bölüm

13.2K 822 3.1K
                                    

Bölüm şarkısı : Emir Can İğrek - Beyaz

Benim için oldukça keyifli bir bölüm oldu. Umarım sizde beğenerek okursunuz.

Keyifli okumalar.

En derinlerimde yatan saf şaşkınlık ayaklandığında öylece kalakalmıştım kapının karşısında. Azeran buradaydı. Ben bu haldeydim ve Korhan içeride uyuyordu. Kenarda duran askılıktan hırkamı alıp üzerime geçirdim. İki yakasını da çekiştirip önümü tamamen kapattığıma ona döndüm. Bakışları baştan sona aşağı bedenimi süzerken boğazımı yalandan temizleyip bana bakmasını sağladım.

" Rahatsız etmiyorum umarım?" dedi sakin tok bir sesle. Kollarımı birbirine bağlayıp birkaç adım daha atarak kapıyı biraz daha çektim.

" Acil miydi çok, sabahın köründe evime gelecek kadar? Arayabilirdiniz, buraya gelmek yerine. Ve maalesef ki, müsait değilim. Sizi içeriye davet edemeyeceğim." üstümde anlam veremediğim bir sinir vardı. Ya sa tedirginlik de olabilirdi. Çünkü tam şu an Korhan uyansa ve Azeranı görse neler olacağını düşünmek bile istemiyordum. Kavga gürültü istemiyordum artık. Hele ki dün geceden sonra. Onunla tekrar aramızın bozulmasını istemiyordum.

" Seni aradım aslında. Mesaj da attım ama, cevap alamayınca buraya gelmek istedim. Ayaklarım benden bağımsız hareketlendi. Seni merak ettim ve gelmek istedim." kaşlarımı kaldırıp istemsiz dudağımın kenarını dişlerimin arasına alıp bıraktım. Ardından omuzumun üstünden arkama baktım. Tekrar önüme döndüğümde daha kısık bir sesle konuşmaya başladım.

" Beni neden merak ettiniz? İyiyim Azeran bey. Şimdi başka bir şey demeyecekseniz içeri geçeyim ben." bana bir adım atarak, daha da yakınlaştı. Elini kapının üzerine koyduğunda, bu yakınlığına karşı kaşlarımı çattım.

" Hare konuşmamız lazım. Senin o sevgilin, " O lafını bitirmeden arkamda hissettiğim bedenle, Azeranın da tam bakışları arkama yöneldi. O da kaşlarını hafif çatarken, bedenini geri çekip eski yerine geçti. Korhanın elini tam belimde hissettiğimde, avucunu sertçe bastırdı bel boşluğuma.

" Senin ne işin var lan burada?" Korhanın yükselen sesiyle birlikte ona döndüm. Olası bir kavgayı önlemek ister gibi bedenimi onun önüne geçirdim. Korhan ileri doğru atılmak istese de, ellerimi onun gögsüne koyarak onu engelledim.

" Korhan bir sakin olur musun lütfen? İş için geldi, biz dün konuşmuştuk. Ama uyuya kalınca, Azeran bey de o kadar aramış. Sonra merak edip buraya gelmiş. Sakin ol." dedim yatıştırıcı bir sesle. Korhanın delici bakışları benim gözlerime değdiğinde, öfkesinin daha da büyüdüğünü gördüm.

" Hangi hakla merak ediyor seni bu dallama? Ayrıca ne demek dün konuştuk? Ben sana o iş olmayacak demedim mi Hare? Sen hala bu pezevenkle ne konuşuyorsun? Çekil önümden." onu dinlemedim, aksine daha da önüne geçtim.

" Bunları şu an burada mı tartışacağız gerçekten? O benim patronum. Sözleşmemiz var. Şimdi sırf sen basit bir kıskançlık sergileyeceksin diye ben işimi bırakmayacağım Korhan. " diyerek gayet net bir tavır sergiledim. Korhan ise benim ne dediğimi umursamadan beni kenara çekip Azeranı yakasından tuttuğu gibi kapının yanında ki duvara sertçe bedenini ittirdi. Azeran geçen güne göre fazlasıyla sinirlenip o da onu ittirdi. Aralarına girmek istesem de, bundan benim de zararlı çıkacağımı biliyordum. Çünkü ikisi de fazla öfkeliydi şu an. Beni o an gözleri görmezlerdi. Ama böyle de olmazdı ki. Telaşlı bir şekilde elimi ağzıma kapatıp onları izlemeye başladım.

" Geçen sefer alttan aldım, ama bu sefer ezer geçerim seni." Dedi Azeran sert bir dille Korhana bakarak. Korhan sanki dediği mümkün bir şeymiş gibi alaylı bir gülüş sergiledi ve tehditkar bir ifadeyle ona baktı.

HARE Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin