İlk defa gözlerim zihnimden önce açılmıştı. Ayakta kendimi göremeyeceğime göre ilk gördüğüm kişi Nelina oldu. Bana bakıp geriye işaret ettiğinde gözlerimi kırpıp ayılmaya çalıştım.
"Nerina, benim Eudiksia."
Yatakta doğrulup sesimin çıkmasını sağladım. Çığlıklardan olsa gerek kıısk çıkıyordu.
"Sia, çocukların yanına gitmem lazım." arkasından annemi gördüğümde geriye sadece bebeklerimin iyi olduğunu öğrenmek kalmıştı.
"Halbert onlarla ilgilenmek için gitti birazdan gelir. Şimdilik sadece dinlen."
Babam hakkında öğrendiklerimi hatırlayınca ona bakmayı kesip elimi tutan Sia'nın yüzüne baktım. O sırada elimdeki yaranın sargılandığını gördüm. "Herkes iyi mi?"
"Evet, sen nasılsın? Elin hala acıyor mu? Annen büyünün işe yaramadığını söyledi o yüzden ilaçlarla..."
"Sia, nefes al. Ben iyiyim." onu sakinleştirmese de gülümsetmişti. "Acımıyor zaten. Sadece çocukları görmem lazım." Nelina'nın güldüğünü duyunca gözlerimi devirip yataktan çıktım. "Ve şunun olmadığı bir odaya geçmem lazım."
"Doğru, sen çok kan kaybetmiştin..."
"Sakın onun kanını verdiğinizi söyleme."
"Hayır Wilson kan verdi ve Halbert. O vampir olduğu için yaralarını iyileştirir dedi."
Yan gözle anneme bakıp odadan çıkarak merdivenlerin sonuna indim. İki katlı küçük bir evdi. Koltuğa oturacakken Halbert'ın içeri girmesiyle hızla ona yaklaştım. "Çocuklar nerde?"
"Üzgünüm. Klaus onları çoktan kimsenin bilmediği bir yere götürmüş. "
" Ne?" Onları uzun süre göremeyeceğim gerçeğiydi bu. Klaus izin vermese belki ömrümün sonuna kadar.
"Bu durumda onda kalmaları daha iyi Nerina. Stan tüm cadılara senln ayini kabul etmediğini söylemiş ve onlarda ölmek istemedikleri için senin peşindeler."
"Haklısın." koltuğa oturup ayaklarımı kendime çektim. Parçalanan bluz üstümde olmasa da hala kendi kıyafetlerim vardı.
"Eline bakalım mı?" sarıya uzandığı anda elimi geri çektim.
"İyileşmiştir. Teşekkür ederim, kanın için."
"Eleanor konusunda uyardığın için hen teşekkür ederim. Tam zamanında gittim yanına onlar iyi."
"Tanrıya şükür."
"Nerina Klaus ne kadarını..."
"Konuşmak istemiyorum ama sadece bilgin olsun diye söylüyorum, dövmeyi gördüğü anda çıldırdı zaten. Başka bir şeyi de öğrenmek istemedi." anladığını göstermek için başıyla onayladı. Bakışları arkamda hissettiğim hızlı nefese kayınca ayağa kalktım.
"Nerina benim sana bir şey söylemem lazım."
"Daha sonra anne."
"Bana her baktığında hayal kırıklığına uğrayacağını biliyorum ama..."
"Evet öyle olacak ama şuan zamanı değil."
"Nerina yukarı gelip dinlen." Sia'nın sesiyle beraber emir almış gibi hızlı adımlarla onun gösterdiği odaya girdim. "Bir şeye ihtiyacın var mı?"
"Şimdilik k yeni kıyafete ve kafein oranı yüksek bir şeye ihtiyacım var." banyo olduğunu düşündüğüm kapıyı açıp içeri girdim.
"Sen çıkana kadar getiririm. Seni yalnız bırakmak istemiyorum"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ECNADEYN: IŞIĞIN BATIMI
FanfictionEcnadeyn kitabının devamıdır. İlkini okumalısınız.