Bir Söylenti Duydum

34 3 0
                                    

Rebekah tek kelime etmeden sadece kana odaklanıp ve ona çoğu şeyi açıklamam için yeterli zamanı verdi. Ama asıl merak ettiği iki şey neden uyuduğu ve neden benim uyandırdığım.

"O hain burda olmadığına göre ondan gizli geldin." odanın içinde gezinen gözleri her an kaçabileceği gerçeğini hatırlatınca kapıya yaklaştım.

"Evet." kanını sildiği dudakları iğnelercesine kıvrılıp düşündüğü şeyi belli etti. "Sakın aklına ona zarar verecek bir iş için olduğu gelmesin Rebekah."

Cevap vermeden diğer tabuta gitti. "Elijah nerde?!"

"O da uyandı."

"Sen mi?"

"Evet."

"Bizimle ne işin var merak ettim." Finn'e de baktıktan sonra kapağı kapatıp bana yaklaştı.

"Elijah ile bir konumuz vardı, onu hallediyor. Sen ise tamamen senin istediğin bir işi kaçırmaman için uyandın."

"O nedir?"

"Nim için hazırlamaya çalıştığın doğum gününden  Elijah bahsetmişti bende organizasyon planlarını gördüm ve  dedim ki neden olmasın." Bastırmaya çalıştığı heyecanı yaşaması için gülümseyerek ona yaklaştım. "Ufak tefek birkaç şey dışında tamamen senin yazdığın gibi."

"Umarım berbat etmemişsindir."

"Sanmıyorum ama beğenmezsen geride 4 tane daha var."

Nihayet gülümseyip duvara yaslandı. "Doğru. Başka ne oldu?" Ben hangisini söylemem gerektiğine karar verene kadar ne kadar zaman geçti bilmiyorum ama sıkılmıştı. "Yaklaşık 10 gündür yokum Nerina bir şeyler olduğundan eminim."

"Önceliği hangisine vermem gerektiğini düşünüyorum."

"Şuna cevap ver. Şehir kimin elinde?"

"Klaus'un ama..."

"Gerisini tahmin etmek zor değil. Marcel öldü mü?"

"Hayır."

"Nerde olduğunu bilmiyorsun ama."

"Aslında biliyorum." kapıyı tutmayı bırakıp yanına gittim. Hançerlendiği günden beri olan her şeyi içine yorum katmadan anlattıktan sonra değişen yüz ifadesi sonunda sadece gülümseme ile kaldı.

"Yani sen vampirlerin temsilcisini Marcel yaptın ve Klaus bunu kabul etti."

"Etmedi, etmek zorunda kaldı. Hala tam bir garantisi yok."

"Vay canına. Tüm bunlar 10 günde mi oldu?"

"Tüm bunlar ne ara oldu anlamadım, ben sadece duruyordum ama olaylar durmadı."

"Biyolojik amcasının ihanetine sevindim böylece asıl tehditin biz olmadığımızı anlar."
Asılan yüzüm hatasını ona gösterdi ama özür dilemeyeceği belliydi. "Peki, ben ne yapacağım?"

"Yarın davetlisin ondan sonra istediğini yaparsın. Klaus zaten Marcel yüzünden seni uyuttu."

"Burda kalamayacağıma göre..."

"Diğer eve gidebilirsin orda koruma yok."

"Emin misin? Ya gidip geri gelmezsem."

"O zaman seni bıraktığım için Klaus bana sinirlenecek, güvenimi boşa çıkarttığın için bende sana."

"Yarın görüşürüz, umarım." ansızın kapıdan çıktığında yukarıda yakalanma ihtimali yüzünden koşarak çıktım ama sadece Sia ve Efruz vardı.

ECNADEYN: IŞIĞIN BATIMIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin