Yol boyu suçluluk psikolojisi olsa gerek Nim'in normalden daha fazla Yul hakkında konuşması dikkatimi çekip durdu. Büyük olasılıkla benim de sürekli sormam onun dikkatini çekti.
En azından Elijah'ın henüz Yul ile ilgilenmediğini öğrenebildim, sürekli konuştuklarına göre dikkatini çekecek bir durum yoktu.
"Peki Yul ile buluşabilir miyim? En son üç gün önce görmüştüm."
O kadar konuşmanın arkasına bu isteğin geleceğini biliyordum. "Elbette aşkım ama sadece evde."
"İzin veriyor gibi söylüyorsun anne ama bu hayır demek." arka koltuktan başını uzatıp yaklaştı. "Babam evde olacak mı?"
"Hayır sanmıyorum ama bizden gizli buluşursan baban seni kendisine zincirler Nim, biliyorsun değil mi?"
Yanağımı öpüp geri çekildiğinde evin bahçesine girmiştik. Klaus'u kapıda gördüğüm zaman korumalarla konuşuyor sanmıştım ama hayır, bizi bekliyordu. Üstelik arabadan inip kucağına koşan Ale'yi kucakalarken ya da Efruz'u kollarına alırken sanki uzun zamandır görmemiş gibiydi.
"Yemeğe kalabilirsin Raca."
Louis'in teklifiyle bize dönen gözleri onaylayıp hepsinin içeri girmesini bekledim ama benim aksime konuşmayı umduğum Klaus da içeri girmişti. "Ne oluyor?"
"Kötü bir olay yaşamıştır Nerina, bu hallerine çok takılma." yol boyu sessizleşerek varlığını unutturan Rebekah'a baktım.
"Sanırım. Sen gelmiyor musun?".
"Yağı ve şekerli yemeklerini özlemedim yenge." iğrenir gibi mimik yapıp gülümseyince ben de güldüm.
"Çok üzüldüm."
"Biliyorum."
O bahçeden çıkınca içeri girip çoktan günlerini anlatmaya başlayan çocuklara yemek hazırlamak için mutfağa gittim ama çoktan her şey hazırdı. Oysa onlara yemek hazırlamak eğlenceli oluyordu.
"Geç geleceğinizi düşünmüştüm yorgun olursan diye."
Klaus'un gelmesiyle beline sarılıp dudağını öptüm. "Hala okuyabiliyorsun demek?"
"Evet ve buna bayıldım."gözlerinin ışıltısı doğruluyor aşkım.
"Özel alan?"
"Gerek var mı?" belime baskı yapan eliyle kendine çekti.
"Yok sanırım..." Geldiğimiz zamanki halini soracakken parmağını dudağıma bastırdı.
"Onu daha sonra konuşuruz aşkım." bir şey olduğu doğru demek. "Evet ama büyük bir olay değil."
Zihnimi konuşma saatine kadar susturmaya çalışıp içeri girdim.
...
Klaus çocukalarla uzun zamandır böyle vakit geçirmediği için bozacak bir şey söylememeye çalışıyorum ama her ne olduysa onları yanından ayırmıyor, bir an bile susmalarını istemiyordu. Ve ben bunu her düşündüğümde gözlerini bana çevirip susmamı ister gibi bakıyor.
Onun zihin çemberinden kaçıp rahat rahat düşünmek için çıktığım arka bahçede salıncağa oturup yüzünü ev ile gök arasında gezdiren Raca'yı gördüm. Kalkmaması için el uzatıp yanına oturdum. "Gittin sanmıştım."
"Louis'e oyun sözüm var, sizin için de sorun olmazsa..."
"Raca lütfen. Senin evin senin ailen." sıcak bir gülümseme tüm yüzünü kapladı. "Peki Louis nasıl?"
"Hayat dolu. Pratik zekası çok iyi bazen ben ona değilde o bana göz kulak oluyor gibi hissediyorum."
Bu beni sevindirse de asıl sormak istediğimden kaçıyor. "Ya cadı yönü?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ECNADEYN: IŞIĞIN BATIMI
FanfictionEcnadeyn kitabının devamıdır. İlkini okumalısınız.