"Seni öldürmediğim için şanslısın." Nelina'nın sadece susarak geçirdiği üç dakika sonunu asla susmayan sızlanmalara bıraktı.
"Sana yardım ettiğim için şanslısın."
"Şartların asla kabul edilmeyecek şeylerdi, şansına sana işim düştü."
"Sadece insani ihtiyacım var dedim."
"10 dakika arayla mı?!"
"Evet! Çünkü bir 10 dakika önce durmadın ve ondan önce de."
Gaza daha çok basıp kasis yüzünden yavaşlayınca inememesi için bileğini tuttum."Sadece bir saat daha."
"Araban pislenirse..."
"Yakarım... Sen içindeyken."
Sonunda susup geriye yaslandı. "Kimin bedenine geçeceğim?"
"Düşünmedim herhangi biri olur."
"Peki, Mikeal öldü mü?"
"Bilmiyorum."
"Hançerlenmiştir."
"Büyük ihtimalle."
"Peki..."
"Yeter artık. Seninle sohbet etmek istemiyorum Nelina."
"Kırıcısın." cevap vermememe rağmen birkaç defa daha deneyip sonunda pes ederek şehre girene kadar sustu. "Şurası."
Hem ona katlandığım için kendimi ödüllendirmek hem de susması için gösterdiği benzinliğe girdim."Kahve bittiğinde burda ol."
"Biraz daha emir ver seni buna pişman edeyim!" Nelina bana konuşsa bile ilerde bizi izleyen bir adamla bakışıyordu.
"Yanlış bir şey yapma."
"Rahatla biraz, gerçeklik bizi şehrinde bekliyor olacak."
Onun ne söylediğiyle ilgilenmeyip kahvemi aldım. Bedenimi yakmaya başlayan sıcaklık havaya göre anormal olduğu için bunun Klaus'un duygularıyla olma ihtimali vardı. Neyseki ilk çalmada açtı.
"Neler oldu? Ya da oluyor?"
"Ne için soruyorsun?"
Kesinlikle bir şey olmuş ve konuşurkenki soğukluğu düşünürsek benimle ilgili.
"Bunun için. Hava bulutlu sayılır ama ben 50 derece gibi hissediyorum.""Cadılar da enfeksiyona yakalanır Nerina."
"Doktora mı gitmeliyim?"
"Evet, ucubeden alfaya geniş bir arkadaş ağın var hatta hatırladığım kadarıyla ikisi doktordu."
"Tamam kes şunu, ne oluyor?"
"Jackson iyi Nerina eğer bana güvenmeyi çok istemene rağmen başaramıyorsan ararsın."
Telefonu yüzüme kapattığında benim sarhoşken söylediğim cümleyi öğrendiğini anladım ama ben o anlamda söylemedim ki. Mükemmel.
Kahve bitmesine rağmen hala gelmeyen Nelina'ya bakmak için kalktığım sırada o da kabinden çıktı. Ama bir tuhaflık... Bu ciddi mi?
Geriye dönüp ardından çıkan ve üstü dağılmış adama bakıp gülümseyerek arabaya bindi. "Sen... Sana ne söylemem lazım?"
"Ne? Bir başka insani ihtiyaç işte üstelik geçeceğim bedeni de buldum." adama ait olduğunu düşündüğüm saç tellerini gösterip geriye yaslandı!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ECNADEYN: IŞIĞIN BATIMI
FanfictionEcnadeyn kitabının devamıdır. İlkini okumalısınız.