Otelden içeri girdiğimiz anda Klaus'un burdaki adamlarını tanıdım.
"Sessizlik büyüsünü yaptım biz konuşmadığımız sürece bizden başkası bizi duymayacak. Kol sen daima Sia'nın yanında.... Sia nerde?"
Panikle etrafa bakarken Kol'un beni merdivenlere çekmesiyle onun bar kısmına oturduğunu gördüm. "Arkadaşın alkolik mi?"
"Benden önce değildi." yanına gidip tabureye oturdum. "Sia?"
"Nerina kokundan bile Klaus burda olduğunu bilecek."
"Onun bilmemesi için değil diğerleri bilmesin diye uğraşıyoruz. Pekala biz gelip alana kadar burdan kalkma, anlaşıldı mı?" sessizce onaylayınca tekrar Kol'un yanına döndüm. "Gözün üstünde olsun."
"Klaus burda ama diğerleri henüz gelmemiş." barın hareketli kısmını gösterince köşede koltukta oturan Klaus'u hemen tanıdım. "Şimdi hangisini biz alacağız?"
"Klaus hangisini geride bırakırsa." görüş açıma sadece kendisi girdiğinde elini dudaklarıma kapattı.
"Geldiler... Stan yanında değil, merdivenlerden çıkana bak."
"Tanıdığım biri değil." orta yaşta bir adamdı ve geri dönüp Nelina'yı öptükten sonra küçük bir şişe verdi. "O ne içindir?"
"Eğer kardeşimi taciz etmeyi planlamıyorsa onu etkisiz hale getirmek için."
"Klaus'u uyarmamız lazım."
"Nasıl? Ben yaklaştığım an Nelina beni tanır." o olduğu gibi gelmişti.
"Büyüyle sesimi değiştirebilir miyim bilmiyorum."
"Riske atamazsın, onun yerine mesaj atalım."
"Telefonuna bakmayacaktır. Bana kağıt kalem bul." onu itip gözüme çarpan garson kıızn yanına gittim. Efruz'a yaptığım gibi uyuması içşn bir büyü yapıp gelmesini bekledim.
"Kağıt, kalem ve şimdi baygın bir garson. Ne oluyor?"
"Garson olacağım."
"Geleceğe yönelik konuşmuyorsun sanırım." kızın önlüğünü ve yaka etiketini takıp bağlaması için ona sırtımı döndüm. "Perukların evde hazır olması ve senin bu kadar çabuk garson planı kurman fantezi dünyanız hakkında korkutmaya başladı."
"Peruklar başka bir bar anısından, plan ise benim son dakika ortaya çıkan yeteneklerimden biri."
"Tabi bunda kocanı kontrol etme dürtüsü de var."
"Belki." tepsiye Klaus'un içeceğinden emin olduğum içkiyi koyup her ihtimale karşı da kendi kanımdan damlattıktan sonra yanlarına gittim. Konuşmak yerine sadece bakışıyorlardı,sanki iki düşman değil de iki eski dost gibilerdi. Derin bir nefes alıp beni görecekleri alana girdim. Kağıt elimde sıkmaktan ezilse de bardakları koyarken onun kucağına atmayı başardım.
"Dur!"
Nelina'nın sesiyle ileri attığım adımı geri çekip onlara döndüm. Klaus'a bakmak istesem de onun avucuna baktığını anladığımda Nelina'ya yönelip müzikten sesimin duyulmayacağı kadar kısık konuştum.
"Evet."
Bir süre gözlerime baksa da sadece bardağını uzattı. "Viski sevmem, şarap istiyorum."
Kanını tercih ederim. Başımla onaylayıp bardağına uzandım, o sırada Klaus'un benim üzerimde gezen bakışlarını hissedip yan gözle baktıktan sonra bardağı aldım.
"Merhaba Nelina."
Klaus'un gülümseyerek konuşmasıyla en yakın masaya yönelip orayı dinlemeye çalıştım.