Ufak Bir Gerçeklik Payı

34 3 2
                                    

Annemin defalarca kez aramasına çözüm olarak telefonu kapatmak istedim ama evden birinin ulaşamama ve annemi engellersem Wilson'a bir şey olursa bana ulaşamayacağı durumu yüzünden sürekli reddettim.

"Wilson bir kaç saat sonra annemle konuşmam gerekecek, o zamana kadar beni arayıp durmasın."

Eve geldiğimde Sia'nın hala bana tavırlı olduğunu gördüm. Pekala, bu yarının sorunu.

"Ale, baban ve kardeşlerin nerde?"

"Louis ve Cassie bahçedeler Nim ve babam da yukarıda."

Onu ve Efruz'u öpüp yukarıya çıktım. Klaus'un kahkahası ile Nim'in kahkahası hiç kesilmeden bir odadan geliyordu. Kapıyı sonuna kadar açmadan önce aralık yerden onları izledim.

"Küçük sevgilim, kıpırdamadan durman gerekiyor." Nim babasının dediğini onaylamayıp saçlarını dağıttı. "Ama bu tamamen farklı portre çıkarır Nim lütfen sabit kal, annen gibisin."

"Annemin portrelerini çoğu zaman annem yokken yapıyorsan baba, benim de yüzümü biliyorsun ona göre uydurarak yapabilirsin."

"Uydurma? Sana sanatı böyle mi öğrettim ben?"

"Hayır, annem böyle öğretti." seni hain kızıl. Sanatın bazı dallarına yeteneğim olsa da bakış açılarımız arasında uçurum vardı ve Klaus'un gülmeyi bastırması onun da benim gibi bildiğini gösteriyor. "Aslında Louis'e söylemişti ama onun yeteneği olmadığı için biz her resim çizdiğimizde gelip bunlarla bölüyordu."

"İyi yanından bak annen ve kardeşin size hareketli resim yapmayı öğretmiş."

Harika ben yokken dalga geçtiklerini de öğrendim. Yine de birlikte sürekli bir şeye odaklanmaya çalışıp birbirlerine suç atmalarını izlemek eğlenceli.

" Baba, bazı resimler özellikle geçmiş hakkında çiziklerin neden koyu tonlarda? Güzelliklerini gölgeliyor."

"Bilmiyorum belki zihnimde de öyle olmalarını istediğim içindir."

Baktıkları tabloyu göremiyorum ama Klaus'un başarısızca Nim'i uzaklaştırmaya çalıştığını gördüm.

"Baba belki bunlara katlanmak yerine, hayal gücünü seferber ederek geçmişin kötülüklerini çağrıştıracak hatıralarla meşgul olmasan, o günlere dair daha az şey hissedersin." Babasının onun kolundaki elini tutup ışıldayan gözlerle baktığında emin olduğum sarılma verdi.

"Annenin yorumları çizimlerinden daha iyi, değil mi?" konuyu bana çevirip gülümsedş ama Nim de ben de biliyoruz kaçtığı geçmişten kopamadığını.

"Cassie bu konuda daha iyi bu yönünü annemden almış ama her şeyde önce kötüyü gören yapısı bence senden."

"Annen hakkında konuşalım çünlü o burda değil ben olmadığım zaman benimle dalga geçersin ufaklık."

Kasvetli ortam dağılıp tekrar gülümsemeler başlarken bem de gülümsedim.

"Ama öyle. Mesela bu sabah Cassie ile uyandığım zaman hayat enerjim var dedim. O ise sadece pencereye baktı ve işte, yine cenneti andıran bir gün, mutluyum ama insanlar bunu mahvedecekler dedi. Bunu o konuşmaya başladığı günden berş sürekli yaşadığını düşünsene. "

ECNADEYN: IŞIĞIN BATIMIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin