Jackson nefes alamıyormuş gibi arabanın önüne sertçe indirdiği yumrukla beni gördü. "Nerina!"
"Daha vakit vardı..."
"Bilmiyorum ama başladıktan sonra durduğu görülmedi. Git burdan hemen!"
"Olmaz ben ormandan çıkana kadar dönüşürsün."
"Her türlü dönüşeceğim!"
Üzerime yürüyünce bulunduğum binayı kalkana alıp onu çarparak geri çekilmesini izledim. "Bu durdurur seni. Yeter ki uzaklaş burdan güneş doğunca giderim."
"Sakın çıkma burdan."
O bir kez daha gözden kaybolurken uzaklardan gelen uluma sesiyle içeri dönüp yarım kalan büyüye devam ettim. Alıştığım kadar kolay olmadı ama sonunda adamı karşımda buldum.
"Ne zaman bulunacağımı merak ediyordum."
"Sanırım bir özür de bekliyorsun."
"Beni sen değil o vampir öldürdü." doğal olarak kinliydi ama daha ne istediğimi bilmezken onu nasıl ikna edeceğim? "Gerçi sen de kanımı içmiştin değil mi?"
"Kendi özrümü dilerim."
"Sebebini merak ediyorum."
"Bilmiyorum sen ilk değildin, sonuncu da olmadın ama sebebini bilmiyorum. Ama kızlarından haber getirdim."
Gözlerindeki özlemle derin nefes aldı. "Onlar iyi mi? Huzura kavuşmadığım için onları göremiyorum."
"İyiler, seni özlüyorlar. İntikamını almak istiyorlar."
"Hayır, kızlarımın bulaşmaması gerek. Sem bizi savunacak bir lider değilsin,onlara karşı korumazsın kızlarımı."
Bunun doğruluğunu ben de biliyorum ama sürekli duymak canımı sıkmaya başladı. "Ben söylersem yanlış anlarlar."
"Benim söyleyebilmem için huzura ermem lazım bu da imkansız."
"Ya değilse." elime geçen kozu kullanmak için gözlerine baktım. "Kalbini onlara götürürüm. Atalarınla birlikte olmanı sağlarım."
"Yapmazsın. Gidersem onlara Mikaelson'u söyleyeceğimi bilirsin."
"Eğer söylemezsen, yaparım."
"Birbirimize güvenemezken mi?" birkaç adım atıp geri döndü. "Yani ben zaten ölüyüm kaybedecek bir şeyim yok."
"Kızların hayatta."
"Kendi uyruğunu mu tehdit ediyorsun? Senden daha zalim bir liderimiz olmamıştı."
"Bak. Sen ölüsün, bense kızların dahil korumak zorunda olduğum onca insanın yanındayım. Barış her az bozulabilir olacak ama şuan bizi zayıf düşürmekten başka bir şeye yaramaz." ateş başında masal dinler gibi dinlemeye başladı. "her şeyden önce, kızlarına söz verdim. Senin huzura ermeni intikamlarından daha fazla istiyorlar. Sözü verirken anneliğim öndeydi. Ama şimdi babasını çok özleyen bir kız çocuğu konuşuyor. Söylemeni istemem ama Elijah'ın yaptığını söylersen kızlarına bir şey olmayacak söz veriyorum. "
Büyüyü kesip gözlerimi açtım. Belki de Elijah'ın ceza almasını istediğim için üstlemiyorum. Ama Klaus buna izin vermez ki. Nelina'nın söyledikleri yüzünden mi onu hain olarak görüyorum acaba diye düşünürken çalan telefonumda adını gördüm.
" Elijah. "
"Nerina, nerdesin?"
"Ormanda."
"Dolunay var, kurtlar bir sebepten erken dönüşmeye başladı tehlikedesin."
"Sen beni düşünme, sabah konuşmamız gereken bir şey var."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ECNADEYN: IŞIĞIN BATIMI
FanfictionEcnadeyn kitabının devamıdır. İlkini okumalısınız.