Kendi kendime söylenip son olmasını umarak bardağa bir kez daha su koydum.
İçeriden gelen sesler yardımcıların evi topladığını gösteriyordu, kapının hemen arkasında Sia'nın ve Wilson'ın girmek içşn bekledikleri de belliydi. Klaus ise beklediğimden daha sakin olarak annemle Cadı hakkında konuşuyordu.
"Nerina bir şey sormam lazım."
Wilson içeri girip karşıma ona baktım. Burun kanaması dışında bir şey görünmüyordu. "Nerde duracağını asla bilmiyorsun değil mi?"
"Sanki sen çok biliyorsun duracağın yeri." annem de hemen yanında durduğunda gözlerimi devirip bardağa bir kez daha su doldurdum.
"Ne söyleyecekseniz söyleyin ve bu garip aile toplantısını bitirelim çünkü çok yorgunum ve uyumak istiyorum."
"Öfke sorunları, kontrol edilemeyen büyü gücü, duygu karmaşaları, birden gelen yorgunluk, susuzluk, baş ağrıları ve mide bulantısı Nerina bunlardan hangisindesin? "
" Hiçbiri, şimdi beni rahat bırakın. "
Annem elimdeki bardağı alıp sertçe tezgaha koyduğunda hangi konuya gireceklerini anladım." Belli olduğu gibi susuzlukta. "
" İnsanım ben, çok normal değil mi?"
"Nerina bunların hepsi ayinin gecikmesinden dolayı oluşan belirtiler, yaptığımız plan işe yaramadı senin Stan ile ayin yapman lazım."
"Hayır. Asla."
"Öleceksin!"
"O halde ölürüm. Şimdi lütfen bir daha bu konuyu açmayın."
İçeri girdiğimde her şeyin normale döndüğüne şaşırıp koltukta Klaus'un yanına oturdum. Annem cadı hakkında bir şeyler anlatıyordu. İlk başta onu izleyip anlamaya çalışsam da Klaus'a yaslandığım an göz kapaklarım kapanıp beni boşluğa çekmişti.
.....
Uyandığımda boynuma çarpan nefesi ve göğsüme sarılı eli hissederek gözlerimi açmaya çalıştım ama başaramayınca hafifçe nefesin sahibine döndüm.
"Klaus?"
"Günaydın aşkım." dudağını hissedince o çekilene kadar karşılık verip ona daha çok sokuldum. "Daha uyanamadın değil mi?"
"Deniyorum ama..." sesimdeki uyku bile telrar uyumam için yalvarıyordu ama bacak aramda elinin baskısını hissettiğim an hafif yukarı sıçrayarak ayıldım. "Ve tamamen kendimdeyim."
"Güzel." dudağıma uzandığı anda geri itip üstüne çıktım.
"Beni öpmek için uyandırdığına inanamıyorum zaten uyurken bile öpüyorsun."
"Sen de her seferinde karşılık veriyorsun. Fakat şimdi... Annenle aynı evin içinde yaşama kotamı doldurdum ama baban senin iyi olduğunu görmeden gitmeyecek."
"Kalbini kırdım sanırım." üstünden inip diğer tarafa kendimi attım.
"Kırdığın tek şey kalbi değildi ama sana sinirli falan değil."
"İyi olduğumu söyleyip göndersen."
"İyi olduğuna inansaydım yapardım o yüzden kendin onu ikna et."
"Peki cadı ve diğerleri?"
"Merak etme ondan kurtulacağız, bugün Alexandre gelecek yanında şekil değiştiren bir cadıyla planın geri kalanını o zaman anlatır."
"Sen nerde olacaksın?" saçlarımı düzeltip yataktan çıktığımda o çoktan bardağındaki kanı tazeliyordu.
"Şehri birbirine katmaya karar veren çocuklarımızı bir süre buraya getirip annelerinin iyi olduğunu göstermek için yanlarına gideceğim."