Evdeki kalabalık çekilip rahat ortam kaldığında birkaç kitabı masanın üstüne bıraktım. "Birkaç cümle için hepinize bakmak zoruma gidiyor artık."
"Hayret, ölmemişsin."
Gelen sesle merdivene dönüp Rebekah'ı gördüm. "Sen saatlerdir burda mıydın?"
"Davina'nın yanındaydım Klaus bazı şeylerden emin olmak istiyormuş... Marcel gibi bazı şeyler."
"Sonuç?"
"Atalara olan nefreti bize olandan daha fazla." kızın doğru söylediğine bir kez emin olup sandalyeye oturdum. "Sen ne yapıyorsun?"
Kucağımda ona gitmek isteyen Efruz'u kollarına alıp saçını öptü. "Sarhoşken hatırlamadığım bir şeyleri hatırlamaya yarayacak büyü arıyorum."
"Ne gibi şeyler?" arsızlaşan gülüşü ne demek istediğini anlatırken dizine ayak vurup kitabı açtım.
"Çoğu zaman sinir etse de ben sadık olanlardanım. Ormandaki olaylarla ilgiliydi ama bölük bölük hatırlıyorum."
"Belki Jackson hatırlıyordur, kurtlar cadılardan daha dirençli."
"Hı hı, gidip sorayım da sorun neyse Klaus kökten çözsün." bazı büyüler ilk başta mantıklı gelse de devam ettikçe işe yaramayan ya da alakasız çıkıyordu. "Swayze'nin burda olması iyi olurdu." nihayet sayfalardan biri işe yarar bilgi verdiğinde hızla kalktım. "Buldum sanırım."
"Diğerlerine de aynı şeyi söyledin."
Haklı olsa bile umursamadan ellerimi başıma koyup büyüye başladım. Sanki tıkalı damarlarımı bıçakla açıyorlarmış gibi acımaya başlamıştı ama aynı zamanda görüntüler daha anlamlı hale geliyordu.
Bendim... Otları atan bendim.
Biliyorum. Zihninde görmüştüm.
Acı öyle bir noktaya gelmiştiki büyüyü kesmek zorunda kaldım."Nerina!"
Acı ve anılar kesildiğinde sandalyede değil yerde buldum kendimi. "Ne?"
"Çığlık atıyordun."
Yerden kalkmama yardım edip ince sızılan kanım için peçete uzattı. "Bunu tek başıma yapamam."
"Meclisin var, yardım istesene."
Alfalarının yaptıkları öğrenilirse ya da benim bilip sustuğum düşünülürse bu anlaşmaları tehlikeye atabilirdi."Onlar olmaz."
Gözlerimi yukarı çevirip kızlardan hangisine gitmem gerektiğini düşündüm. "Yeğenlerimi uzak tut."
"Güçlerini artık kullanmaları gerekmez mi?" onun cevap vermesini beklemeden koşarak odalarına girdim. "Nim,Cassie. Size işim düştü."
Kızların birbirine bakmaları bittiğinde heyecanla ayaklandıklarını gördüm. "Ne oldu anne?"
"Cassie bu büyüyü bana yapmanız gerekiyor. Bçr anı hatırlama büyüsü."
"Hangi anıyı hatırlamak istiyorsun anne?"
Nim babasının onlara öğrettiği bende etkisiz olan büyüyü düşünmüştü. "O yöntem işe yaramıyor aşkım. Bu görece daha hızlı sonuç veriyor. Ama uyarmam gerekiyor ki biraz canım yanacak."
"Canın mı yanacak? Anne o halde bunu babamla yapsan."
"Sebebini sormayın ama babanız olmaz. Dayanırım, hadi."
Kızlar gönülsüz de olsa cadı gözlerini çıkarıp anlattığım şekilde büyüye başladığında omuzlarımda hissettiğim muhteşem bir güç kuvvet uygulayarak yere eğdi. Büyümün kızların büyüsüne karşı koymaması iyiydi ama acı arttıkça çıkmak için direnmeye başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ECNADEYN: IŞIĞIN BATIMI
FanfictionEcnadeyn kitabının devamıdır. İlkini okumalısınız.