Kraliçenin Düşüşü

54 4 0
                                    

"Nerina? Lütfen cevap ver!"

Wilson'ın sesini duyduğumuz anda babam büyünün şiddetini artırıp iyileştirdiği parmağımı tekrar kırdı. Ben çığlık atmamak için direndikçe o daha canımı yakıyordu. "Kendi torununu öldürmelerine yardım ettin, biliyorsun değil mi? Kızın da burda!"

"Meclisin ilk kuralı, intikam duygulardan üstündür."

"Nerina? John!"

"Ben iyiyim... Wilson."

"Hayır değil. Yüzü kandan görünmüyor ve kemikleri sayısız kez kırıldı. Hiçliğin ortasında ölüp gidecek."

"Sakın cevap verme Wilson!" Nelina'nın eline vurup telefonu düşürdüğümde kapanmıştı. "Eleanor ve Nela için çok üzülüyorum. Senin kızların olmaları bile onlar için utanç kaynağı, neyseki annem ikisini de senden kurtarmış."

"Seni bıraktı. Senden nefret ettiğimi bile bile seni bıraktı."

"Ve şuan sevdiği adamla birlikte. Kısa da olsa babamla geçirdiğim zaman hepsine değerdi. Senin kızlarının aksine onun bana karşı sevgi dolu kalbi şanslı olanın ben olduğumu gösteriyor."

"Seni küçük piç!"

"Adamın sevdiği kadını yalanlarla elinden almışsın, kimin piç olduğunu söyletme bence." vurmak içim üzerime geldiğinde bacağına vurup zinciri boğazına doladım. Nelina'nında onu kurtarmayacağı belliydi. "O küçük kız değilim artık John. Beni artık incitemezsin. Önüm arkam şuan uçurum benim, düşmekten korkmam. Siz beni itmek isterken çekeceğim bileğinizi düşünmeye başlamanın tam zamanı."

Ölmeden önce bırakıp odadan çıkmasını izlerken gülerek yerime döndüm. Kapıda durup ona ve içeriye bakan Stan'ı görünce gözlerimi devirdim. ."Saçını yıkama işini Stan'ın alacağını düşünüyorum."

"Zevkle." onun çekmesini beklemeden ayaklanmıştım ki üstüme döktüğü suyla geri oturdum. "Nelina dışarı çıkar mısın?"

"Sadece 2 dakika."

Bir kez daha suyu döküp yerdeki telefonu aldı. "Hadi kocanı arayalım... Merhaba Klaus teklifimizi düşündün mü?"

"Kitabı vermeyeceğim gerizakalı."

"Bunun için teşekkür ederim." kamerayı karşıma koyduğunda Klaus'a bakamadan zincirlerden tutup masaya iteledi. "Çünkü o bana kaldı."

"Çekil!"

"Hayır, sanmıyorum. Eminim sen de biliyorsundur ama ıslak hali çok tahrik edici." bluzu tek çırpıda yırttığında açılan göğsümü sıkıp boynumu ısırmaya başladı.

"Stan! Dur!"

"Hayır. Sen o kitabı getirmeden durmayacağız ve büyük ihtimalle getirdiğinde..." cebinden çıkardığı iğneyi karnıma saplayınca verdiği acıyı hatırladım. Bunu daha önce Alec yapmıştı. "Benim çocuğumu  taşıyor olacak."

"Onu söker atarım! Çekil üstümden!"

"Boşuna çırpınma! Şimdi değil zaten. Şuan izlemesini istediğim şey acı çekmen ve o dur diyene kadar durmayacağım."kırık kemiklerimi tekrar kırmaya başladığında çığlıklarımı tutamadım.

"Tamam! Getireceğim! Bırak onu!"

Stan istediğini almıştı. Kitap umrunda değildi o Klaus'un bu sesini duymak istiyordu.

"Sana söylediğim saatte geleceksin daha erken değil." telefonu kapatıp çıktığında da Nelina gelmişti.

"Yeni bir kıyafete ihtiyacın var."

ECNADEYN: IŞIĞIN BATIMIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin