Yeni bölümümüz sizlerle...
Keyifli okumalar...*************************
Sahara, uçurumun kenarında, metrelerce yüksekten aşağı, kayalara vuran dalgalara bakıyordu. Dalgaların çıkardığı o korkunç ses kulaklarına dolarken, buranın Abdullah Mihran'ın kendisini öldürmek için getirdiği o uçurum olduğunu hatırladı. Kalp atışları öyle hızlıydı ki, korkunç dalgaların sesiyle beraber kulaklarına doluyordu.
Bir anda ayağa kalkıp arkasını döndüğünde, elinde silah, yüzünde o iğrenç gülümsemesiyle Abdullah Mihran'ı karşısında gördü. Mavilerini kocaman açarak hızlı hızlı nefes alıp vermeye başladı.
Abdullah Mihran'ın silahından çıkan kurşun, Sahara'nın göğsüne isabet ederken, acıyı en derinlerine kadar hissetti. Silahtan çıkan ses, dalgaların korkunç sesi ve kalp atışlarının sesine karışmıştı. Uçurumdan aşağı, suyun içine öylece düşüverdi.Yüzüne boşaltılan bir kova suyla, sıçrayarak uyandı Sahara. Boğulmak üzere olduğunu hissederek hızlı hızlı nefes alıp, öksürmeye başladı. Biraz da olsa kendine geldikten sonra, önce karşısında elinde boş bir kovayla ona bakan adamı gördü. Sonra karşısındaki sandalyede elleri bağlı oturan Bahar'ı farketti. Onun da yüzüne bir kova su boşaltılmıştı ve o da Sahara gibi hızlı hızlı nefes alıp vererek öksürüyordu. Ne düşüneceğini bilemeden Bahar'a doğru bir hamle yapmak istedi ama kendi ellerinin de sandalyeye sıkı sıkıya bağlı olduğunu anladı.
"Oooo hanımlar! Nihayet güzellik uykunuzdan uyandınız ya!"
Abdullah beyin alaycı bir ses tonuyla söylediği bu sözlerle birlikte Sahara da Bahar da gözlerini Abdullah beye ve yanındaki oğulları Esved'le Ecved'e çevirdi. Esved de babası gibi alaycı bir şekilde gülümsüyordu. Ecved'in ise bakışları oldukça donuktu.
Barış, şöför koltuğunda arabayı kullanırken, Bilal de cep telefonuyla meşguldü.
"Bakalım Sahara ve Bahar eve gitmiş mi?" dedi Bilal. Barış ise bir kahkaha patlattı;
"Bro, gözünü seveyim bırak artık şu kızı dikizlemeyi ya!"
"Ne dikizlemesi oğlum? Kızları yalnız gönderdik, aklım kaldı." dedi Bilal. Sonra telefona bakıp, eliyle ekranı yakınlaştırırken birden yüzü düştü;
"Eeee? Eve gitmemişler. Nereye gitmişler bunlar böyle? Burası neresi?"
Barış ise Bilal'in aksine oldukça sakindi;
"Kahve içmeye gideceğiz demişti Bahar."
"Ne kahvesi içecekler oğlum burda? Şuna baksana Adana'nın dışına çıkmışlar resmen!" diyerek korkuyla telefondaki konumu Barış'a gösterdi Bilal ve hemen Sahara'yı aradı.
"Siktir!!!"
"Noldu oğlum!"
dedi Barış panikle.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAD-I SABA
Aktuelle Literatur"Girebildiğin gönül, memleketindir..." 🍀🍀🍀🍀🍀🍀🍀🍀🍀🍀🍀 Basit bir yaşam hikayesi olmayan Sahara'nın Bilal tarafından yeniden yazılan hikayesine tanık olmaya var mısınız? Bad-ı Saba : Doğudan esen hafif ve hoş rüzgar, seher yeli. Divan edebiyat...