"Girebildiğin gönül, memleketindir..."
🍀🍀🍀🍀🍀🍀🍀🍀🍀🍀🍀
Basit bir yaşam hikayesi olmayan Sahara'nın Bilal tarafından yeniden yazılan hikayesine tanık olmaya var mısınız?
Bad-ı Saba : Doğudan esen hafif ve hoş rüzgar, seher yeli. Divan edebiyat...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
(Multimedya: Bahar Parlak)
Bahar ve Barış, kaç saattir yolda olduklarını bilmeden, kuş uçmaz kervan geçmez ufak bir dağ yolunda ilerliyordu. Bilal'in attığı konum o kadar karmaşıktı ki, navigasyon bir türlü bulamıyordu. Bahar, tükenmiş bir ses tonuyla seslendi Barış'a;
"Ya Barış... Biz böyle gidiyoruz ama Bilal'in attığı konumda yol falan yoktu sanki."
Barış derin bir 'of' çekti;
"Ne bileyim gidiyoruz işte."
Sonra gözü arabanın göstergesine takılınca gözlerini faltaşı gibi açtı;
"ALLAH KAHRETSİN!"
Bu tepkisi Bahar'ı korkutmuştu;
"NEE!!?? Ne oldu!!??"
Barış, bir elini direksiyona vurdu hiddetle;
"Benzin bitiyor."
"NEE!!??"
Bahar'ın bu çığlığı Barış'ın direksiyon hakimiyetini kaybetmesine neden oldu. Direksiyonu sağa sola savurduktan sonra ani bir fren yaparak arabayı durdurdu.
"Kızım ne bağırıyosun ya kulağımın dibinde!"
"Ne demek benzin bitti ya!! İnsan uzun yola çıkarken arabasının deposunu kontrol etmez mi!!? Napıcaz şimdi bu dağ başında?"
Barış içinden 'ya sabır' çekiyordu;
"Ya kızım, kaç saattir yolda konum arıyoruz. Tabi benzin biter. Bunda da mı ben suçlu oldum şimdi!?"
Bahar işaret parmağını sinirle Barış'a doğru salladı;
"Bana öyle kızımlı mızımlı konuşma bak Barış çok fena olur. Hadi çalıştır şu arabayı da gidebildiğimiz yere kadar gidelim bari. Belki bir insan evladı buluruz."
Barış arabayı çalıştırmaya çalışsa da nafileydi. Bu benzinle gelebildikleri yer tam olarak burasıydı.
Barış sinirli ve umutsuz bir bakış attı Bahar'a. Bahar da acı bir şekilde gülümsedi ve 'çok güzel' diye fısıldayarak indi arabadan.
Barış da hemen arabadan inerek hızlı hızlı yürüdü ve Bahar'ın önüne geçti. Kuş uçmaz kervan geçmez o yolda şimdi Barış önde, Bahar arkada nereye gittiklerini bilmeden yürüyorlardı. Barış, Bahar'ın arkasından söylenmesine aldırış etmiyordu bile. Telefonun navigasyonundan Bilal'in attığı konumu bulmaya çalışıyor ve telefonun çekip çekmediğine bakıyordu.
"Ben niye bu adamla yola çıkıyorum ki zaten. Sahra ve Bilal için tabii ki. Arkadaşlarım söz konusu olmasa..."
Barış, Bahar'ın bunca söylenmesinin içinde sadece 'bu adam' kelimesine takılmıştı.
