BENİM ADIM SAHARA

137 27 98
                                    

Herkese merhaba :) Yeni bölümümüz sizlerle :) Ebubekir ve ailesinin yapacağı Arapça konuşmaları anlayabilmeniz açısından direkt Türkçe olarak yazdım, keyifli okumalar :)

           

"Benim adım Sahara. Mutsuzluklar ülkesinde kendine mutluluklar inşa etmeye çalışmış ancak mutlu olmak için değil sadece yaşamak için mutsuzluklar ülkesinden göç etmek zorunda kalmış kanayan bir yürek. Bir yandan kanayan yüreğimi bastırmaya çalışırken bir yandan da ruhumun çığlıklarını susturmaya çalışıyorum. "Keşke o patlamada ölseydin, seni artık taşıyamıyorum." Çığlıklar susmuyor, yaram kabuk bağlamıyor. İçimdeki sönmeyen ateş benliğimi her geçen gün daha da yakıyor. Bir yanım "sabır" dese de diğer yanım isyan ediyor. "Ne istiyorsanız ben vereyim yeter ki bitirin bu zulmü" diyor isyan eden tarafım. Her şeyi geride bırakarak hiç bilmediğim diyarlara gelmiştim ama kaç tane bavula sığardı içime attıklarım ve kaç kilometre sürerdi bir türlü varamadığım uzaklarım? Ne zaman biterdi kabuslarım ve göz kapaklarımı bir kabustan diğerine açışlarım? Kalbimi yerinde söküp atsam ya da ruhumu benliğimden çekip alsam diner miydi bu acılar? Hissettiği acı ne kadar derinse kendini anlatmakta o kadar zorlanırmış insan. Belki de bundandı nedensiz suskunluğumun sebebi. Oysa ki ne kadar büyük acılara göğüs gerdim doğduğumdan beri ancak şimdi bir adım atacak mecalim kalmadı. Ah benim dağ gibi durup, dal gibi kırılan kalbim... Koca koca yangınlara kafa tutarsın da göğsündeki mumu söndürmeye gücün yetmez.

Benim adım Sahara. Hayattaki bütün umutlarını, mutluluklarını kaybetmiş, yaşama sevinci zaten hiç olmamış bir enkazken; bu güzel ülkede sevdiğim adamla tertemiz bir sayfa açıp, her şeye yeniden başlamanın mümkün olduğuna inanmak istiyorum..."

Bilal tek tek Ebubekir'e, Ebubekir'in babasına, kardeşlerine ve yanlarında getirdikleri genç kıza baktı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bilal tek tek Ebubekir'e, Ebubekir'in babasına, kardeşlerine ve yanlarında getirdikleri genç kıza baktı. Hepsinin yüzünde savaşın o derin izleri vardı ama nedense Bilal sevmemişti bu aileyi. Hepsinin de Bilal'e bakışları tuhaftı. Sahara bu adamla mı evlenecekti yani? Bu aile mi Sahara'nın ikinci ailesi olacaktı? Sonra Sahara'ya baktı. Sevdiği adama aşkla bakıyordu. Yüzünde geldiğinden beri hiç görmediği o memnuniyet ve tebessüm vardı. Bir insanın varlığı, başka bir insanı bir anda nasıl bu kadar değiştirebilmişti? Bilal bu derin düşünceler içindeyken Münir bey Rabie hanıma döndü;

"Rabie hanım, dünürlerinizin yanlarında getirdikleri bu hanım kız kim?"

"Ebubekir'in teyzesinin kızı Fatıma. Zavallının bütün ailesi ölmüş. Onlar da ne yapsınlar? Yanlarında getirmişler."

Sultan hanımın gözleri dolmuştu;

"Vah yavrum"

Ebubekir'in babası Abdullah bey Rabie hanıma döndü;

"Şu evlilik işini biran evvel halledelim Rabie hanım. Zira gelinimizin yetişkin yabancı bir adamla aynı evde kalmasına daha fazla müsaade edemeyiz."

BAD-I SABAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin