KARDELEN OLMAK

90 7 19
                                    

Bugünkü bölüm şarkımız Sahara'nın dilinden dökülüyor...

"Gide gide bir söğüde dayandım, dayandım... O söğüdün allarına boyandım, gelin boyandım..."

Burda bahsedilen söğüt Bilal olabilir mi sizce? Ne dersiniz?

"Ben o yare dağlar kadar güvendim, güvendim... Güvendiğim dallar elime geldi, elime geldi..."

Ne zordur insanın sevdiğine olan güveninin boşa çıkması, elinde sadece ona yaptığı fedakarlıklardan başka hiçbir şeyinin kalmaması.

Bölüm şarkısı: Ayşe Vardar-Gide Gide Bir Söğüde Dayandım...

Keyifli okumalar...

"Kardelen kadar cesaretin yoksa, sakın aşık olma..."

Bilal bunun rüya mı gerçek mi olduğunu kestiremiyordu. Göz kapakların usulca araladı, evet duyduğu hafif iniltiler ve hızlı nefes alış verişi sesleri gerçekti. Hızla yatağından doğrulup ışığı açtı. Sahara uykusunda boncuk boncuk ter döküyordu. Bilal napacağını bilemeden bir süre öylece kalakaldı. Gidip uyandırsa zaten kabus gören kızı daha da korkutabileceğinden korktu ama onu bu şekilde görmeye de tahammül edemedi. En iyisi usulca seslenmekti. Başucuna oturdu;

"Sahra..."

Ama genç kız uyanmadı. Uyandırana kadar seslenmeye devam edecekti;

"Sahra... hadi uyan... kabus görüyorsun Sahra hadi uyan..."

Sahara bir anda hızlı bir nefes alış verişiyle sıçrayarak uyandı ve bir süre kendine gelemedi. Bilinçaltındaki o canavar neyse onu hala rahat bırakmamıştı. Bilal, yatağın başındaki komidinin üzerinde duran sürahi ve bardağa uzandı hemen. Bir bardak su doldurup Sahara'ya verdi;

"Tamam geçti, sakin ol, kabus gördün sadece... geçti."

O yorucu ve korkutucu kabustan sonra, Bilal'in sesi; çetin geçen bir zemheriden nevbahara ulaşmak gibiydi Sahara için.

"Hadi gel, elini yüzünü yıkayalım."

Sahara kendisi gidebileceğini söyleyerek usulca lavabonun kapısını açtı ve iki üç dakika sonra geri gelerek yatağına uzanırken Bilal'in ince pikeyi üstüne usulca bırakmasına hiç müdahale etmedi.

"Işık açık kalsın ister misin?"

Sahara, Bilal'in bu sorusuna sadece gözleriyle onay verirken, Bilal de yatağına uzandı. Sahara uyuyana kadar beklemeyi düşünüyordu ama ağırlaşan göz kapaklarına daha fazla direnemedi.

***

Sahara göz kapaklarından içeri dolan güneş ışığıyla usul usul gözlerini açtı. Yine her zaman olduğu gibi uzun ve kabuslarla dolu yorucu bir gece olmuştu. Bilal'i telefon kulağında, sağa sola volta atarken ve kendi kendine mırıldanırken buldu;

"Hadi Ecem aç şu telefonu kızım be aç."

Sahara yatağından doğrulurken Bilal Sahara'ya döndü;

"Uyandırdım mı?"

Sahara uykulu gözlerle yatağın içinde şalını ararken cevap verdi;

"Yok, ben kendim uyandım."

Ayağa kalkarak Bilal'in yanına geldi;

"Ecem... açmıyor mu telefonlarını?"

"Yok, açmıyor. Hala burada mı, Ankara'ya mı döndü yoksa İzmir'e memleketine mi gitti bilmiyorum. Her nerdeyse onu bulup yüz yüze konuşmam gerekecek."

BAD-I SABAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin