İŞBİRLİKÇİ

46 3 0
                                    

Herkese yeniden merhaba :)
Yine güzel bir bölüm sizleri bekliyor...
O halde sizi daha fazla bekletmeden keyifli okumalar diliyorum... :)

***********************************

Yemek masasında çatal, kaşık, bıçak sesinden başka ses duyulmuyordu. Bilal, ateş saçan gözlerini Ecem'e dikmiş, öylece bakarken, Ecem'in hiçbir şey olmamış gibi iştahla yemeğini yemesi sinirlerini bir hayli bozmuşa benziyordu.

Bahar, olayları anlamaya çalışırken, Barış'ın, hatta Sahara'nın bile bu kızın kim olduğu hakkında bir fikri olduğuna kanaat getirdi.

Ecem ise bu sessizlikten rahatsız olmuş olacak ki, elindeki çatal ve bıçağı tabağının kenarına bıraktı. Derin bir nefes alarak boğazını temizledi ve Münir beye döndü;

"Nihan hanımın başına gelenleri basından öğrendim. Çok geçmiş olsun, şimdi nasıl iyi mi? Bebeğe de bir şey olmadı inşallah."

Münir beyin acısı yüzüne yansıdı hemen;

"Sağol kızım. Nihan da bebek de iyi çok şükür. Düşük tehlikesini atlattı. İyileşene kadar burda kaldılar, evlerindeler şimdi."

Münir beyden sonra yine kısa süreli bir sessizlik oldu. Bu sessizliğin tam olarak ne kadar sürdüğünü kimse bilmiyordu.

"Sahra!!!"

Bahar'ın bu heyecanlı çıkışıyla tüm gözler ona çevrildi. Genç kız ayakta, kendisini izleyen Karahanlı ailesine ve Barış'a şaşkın şaşkın bakarken, kendisini izleyen gözler de ona aynı şaşkınlıkla bakıyordu. Sonra tekrar gözlerini kalabalıktan alarak Sahara'ya çevirdi;

"Şeyy... Lavaboya gitmem gerek, hadi sen de benimle gel!"

Sahara Bahar'ın bu çıkışının nedenini az çok tahmin edebiliyordu. Genç kız, olanları bir an önce öğrenmenin peşindeydi.

"Oluuur" diyerek Bahar'la birlikte lavaboya gitti Sahara.

Bahar, lavabonun kapısını hızlıca kapatarak musluğu açtı ve Sahara'ya döndü. Ancak Sahara Bahar'ın soracağı soruyu çok iyi biliyordu.

"Bilal'in Ankara'daki kız arkadaşı."

Bahar, Sahara'nın sakin bir ses tonuyla kurduğu bu cümleye onun kadar sakin cevap veremedi.

"Neee!!!"

Sahara hemen eliyle çığlık atan genç kızın ağzını kapattı. Bahar ise bu durumdan hiç hoşnut gözükmüyordu. Bir hamlede genç kızın elini ağzından çekti ve sesini biraz daha alçalttı;

"Sen de burda oturmuş, kocanın eski sevgilisiyle akşam yemeği mi yiyorsun!?"

Sahara ellerini göğsünün üstünde bağladı;

"Napayım?"

Bahar, Sahara'nın bu sakinliği karşısında kriz geçirmek üzereydi. Bir elini başının üstüne koyarak sağa sola volta atmaya başladı;

"Ayy deliricem ya! Bide sakince 'napayım' demiyor mu!"

"Bahar, bizim Bilal'le hangi şartlarda evlendiğimizi biliyorsun. Bilal'in kız arkadaşı varmış işte Ankara'da. Benimle kağıt üstünde evlendi diye o kızı sevmekten nasıl vazgeçsin? Hem... kendini o kızın yerine koysana. Evlenme hayalleri kurduğun adam gidip alelacele başkasıyla evleniyor ve sen de bunu başkasından öğreniyorsun."

"Bilal'in o kıza bakışlarını görmedin heralde sen Sahra! Sence Ecem'i seviyor gibi bir hali var mıydı? Bıraksalar bir kaşık suda boğacak kızı. Ben Bilal'in o kızı sevdiğini, ona aşık olduğunu kesinlikle düşünmüyorum. Aşık olan adam öyle bakmaz sevdiğine..."

BAD-I SABAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin