YAKINLAŞMA

46 1 1
                                    

Herkese yeniden merhaba :)

Bilal, Sahara'ya bir söz vermişti hatırlıyor musunuz? Ne olursa olsun Sahara'nın üzülmesine izin vermeyecekti.

O zaman bölüm şarkımız Bilal'den Sahara'ya gelsin. :)

Keyifli okumalar...

Bölüm Şarkısı: Ferhat Göçer-Üzüm

Sana ait bütünüm, senindir özüm...

Kimseyi görmüyor inan ki gözüm...

Asla vazgeçmedim yemin ederim...

Arkasındayım hala verdiğim sözün...

Aklıma gelince o güzel yüzün...

Her yanımı kaplıyor tatlı bir hüzün...

Aynı rüzgara vurgun iki yelken...

Aynı salkımda ayrı iki üzüm...

***********************************************************

Bilal, lavaboda ellerini yıkarken, aynadaki görüntüsüne dalmış öylece bakıyordu.

Bu akşam yine Sahara ile baş başaydı. Bir kere daha bunun bilincine vararak, aynadaki görüntüsüne tebessüm etti.

Erkekler tuvaletinin kapısının arkasından gelen kahkaha seslerini duyduğunda daldığı yerden irkilerek çıktı ve akan musluğun altında öylece duran köpüklü ellerini yıkamaya devam etti. Az sonra erkekler tuvaletinin kapısının açıldığını ve 24-25 yaşlarında iki gencin kahkahalar atarak içeri girdiklerini gördü. Gençlerden biri cebinden telefonunu çıkararak, arkadaşını dürttü. Bilal, olanları arkasını dönmeden, aynadan izliyordu.

"Gördün dimi ürkek ceylanı?"

Sonra da aynı şekilde kahkahalar atarak telefonundan arkadaşına fotoğraflar gösterdi. Diğer genç ise şehvetle fotoğraflara bakarken resmen ağzının suyu akıyordu.

"Şu göze, kaşa, güzelliğe bak be abicim."

Elinde telefon, fotoğrafları gösteren adamın da durumu arkadaşından farklı değildi. Telefona bakarken resmen gözleri dönüyordu.

"Alacaksın bu yavruyu, oturtacaksın kucağına..."

Ancak cümlesini tamamlayamadan Bilal'in yumruğu ile kendini yerde buldu. Telefonu da o hızla yere çarpmış ve parçalanmıştı.

Bilal, adamın üstüne oturmuş, arka arkaya yumruklarını sıralarken, adamın arkadaşı olan diğer genç de bir yandan arkadaşını Bilal'in elinden almaya çalışıyor, bir yandan da sinirden yüzü kıpkırmızı olmuş Bilal'den korkuyordu.

Bilal, yumruklarına bağırışlarını da ekledi;

"KARIM LAN O BENİM!! ŞEREFSİZZ!! ŞEREFİNİ SİKEYİM SENİN!!"

Bilal, ardı arkası kesilmeyen küfürlerine, her cümlesinde yenilerini ekliyordu. Belki de ilk defa bu kadar sinirlenmişti.

Bir süre sonra Bilal yoruldu ve durdu. Karşısında, yerde yatmakta olan, yüzü gözü kan içinde kalmış adama baktı. Sinirden göz bebekleri yuvalarından çıkacakmış gibi bakıyordu ve nefes nefese kalmıştı.

"Abi affet abi... bağışla... yengemiz olduğunu bilseydik hiç yanlış yapar mıydık!? Yalvarırım bağışla abi..."

Yerde kan revan içinde yatan adamın sesi, bunları söylerken ağlamaklıydı. Arkadaşı ise korkudan ne yapacağını şaşırmış halde bir Bilal'e, bir yerde kanlar içinde yatan arkadaşına bakıyordu.

BAD-I SABAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin