SAHARA KARAHANLI

32 2 0
                                        

Uzun bir aradan sonra yeni bölümümüz sizlerle😊

Multimedyadaki biraz da olsa iyileşmiş Sahara'yı nasıl buldunuz?

Ben şahsen bu Sahara'yı çok beğendim🤗

***************************

Islanan kıyafetlerini değiştirip akşam yemeği için açık büfeye doğru ilerlerlerken Bilal'in aklında hala yanındaki kızın deniz kenarındaki o halleri vardı. Aklındaki hatıralar dudaklarının yukarı kıvrılmasına sebep olurken, yanındaki güzelliğin bir adım ötesinde salına salına yürümesini izlemeye başladı.

Mutlu görünüyordu genç kız. Onu böyle mutlu görmek, onunla karşılaştığı ilk günden beri istediği bir şeydi. Şimdi belki tamamen dertlerinden sıyrılmış değildi, şu anda da hiç konuşmadan sessizce sadece yürüyordu ama ilk günlerdeki o yüzünde mimik oynamayan, ölmeyi arzulayan kız değildi...
Daha önce hiç böyle hissetmediğini düşündüğü an, aklına Ecem gelmedi bile Bilal'in. O an sadece Sahara ve kendisi vardı. Bir de Sahara'nın yanındayken deli gibi çarpan yüreği...

Kendisini Sahara'ya öyle kaptırmıştı ki, önündeki basamağı fark edemedi. Bilal'in ayağının takılıp hafifçe sendelediğini gören Sahara, refleksle Bilal'i kolundan yakaladı. İşte şimdi onun da kalbi hızlı atmaya başlamıştı çünkü ilk kez bu kadar yakından Bilal'in gözlerinin içine bakıyordu. Mavileri genç adamın kahvelerinde kaybolurken, ikisi de bu durumdan rahatsız gözükmüyordu.

Böyle ne kadar kaldıklarını ikisi de bilmiyordu çünkü o an zaman ikisi için de durmuştu.
Sahara kendisini toparlayıp gözlerini karşısındaki adamın gözlerinden aldığında, Bilal de Sahara'dan bir adım uzaklaşmak zorunda hissetti kendini.

Hiç konuşmuyorlardı ama kalpleri öyle güzel nağmeler fısıldıyordu ki o an, kalpten kalbe giden bir yol var dedikleri bu olsa gerekti.

Açık büfenin önüne geldiklerinde Sahara önündeki binbir çeşit yemeğe bakarken şaşkınlığını gizleyemedi. Karahanlı villasında bile bu kadar çok çeşit yemek piştiğini görmemişti.
Bilal, eline bir tabak alıp tek tek bilmediği yemekleri Sahara'ya anlatmaya başlamıştı ki, otel çalışanlarından biri yanlarına gelerek ikisine de gülümsedi;

"Efendim, hanımefendinin Filistinli olduğunu duymuştuk. Dilerseniz orta doğu lezzetleri bölümümüz şu tarafta."

İkisi de adamın parmağıyla işaret ettiği yöne doğru baktılar. Sahara güzel ülkesinin yemeklerini uzaktan da olsa görür görmez tanıdı ve yüzünde bir gülümsemeyle o tarafa doğru koşar adımlarla ilerledi. Bilal de peşinden tabi..
Çeşit çeşit patayer (pide), asabe zainab (peynir dolgulu rulo), tavuklu musakhan ruloları, araye (etli börek), kremalı kuzu güveci, kibbe, humus, biryani ve daha envai çeşit lezzetli orta doğu yemekleri Sahara'nın yüzünde güller açtırmıştı. Sahara'nın yüzündeki mutluluk istemsizce Bilal'e de yansıdı. Yanındaki otel çalışanına teşekkür edercesine bir bakış atarak eline bir tabak aldı ve Sahara'ya döndü;

"Hadi bakalım, bana orta doğunun en lezzetli yemeğini yedir."

Bilal'in bu cümlesi Sahara'nın yüzünde bir tebessüm oluştursa da genç kız hiçbir cevap vermedi. Yaklaşık 10 dakikadır sessizce yemeklerini yerlerken, yüzlerinde hala o tebessüm vardı ve ikisinin de zihninde aynı şey canlandı.
Sahara ve Bilal'in Karahanlı villasındaki ilk baş başa kahvaltısı...
Sahara'nın elinin kesilmesine ve dolaylı yoldan da olsa evlenmelerine sebep olan o kahvaltı...
Sahara, Ebubekir'le evliliğin kıyısından dönmüş olmasına "iyi ki" diyor muydu bilemiyordu ama Bilal'in karşısındaki kadının karısı olmasından son derece hoşnut olduğu her halinden belli oluyordu.
Sahara da hoşnutsuz sayılmazdı aslında. Bu, surat ifadesinden son derece belli oluyordu. O kahvaltı masasındaki Bilal'in yüzüne bakmaya çekinen, ürkek Sahara değildi şu an bu masada oturan. Yaşamdan zevk almaya başlayan, yaşadığı bütün olumsuzluklara rağmen, şu an yaşadıklarından Bilal sayesinde bir nebze de olsun yaşama tutunmaya çalışan bir Sahara'ydı.

BAD-I SABAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin