BAD-I SABA

HUZURLU SABAH

HERKESE YENİDEN MERHABA :)

ÇOOOOOOOK UZUN BİR ARADAN SONRA YENİ BÖLÜM SİZLERLE :)

KEYİFLİ OKUMALAR... :)

***************************************************************

Güneşin ilk ışıkları Sahara'nın gözlerinden içeri sızmaya başlayınca mavilerini açtı genç kız. Hala dün geceki pozisyonunda, Bilal'in göğsünde yatıyordu. Başını yukarı kaldırdığında, Bilal'in çoktan uyanmış olduğunu gördü.

Bilal, yukarı doğru kendisine bakan bir çift mavi gözü gördüğünde keyifle tebessüm etti;

"Sonunda uyandın uykucu. Her yerim tutuldu böyle durmaktan."

Bunu duyunca Sahara'nın yüzü düştü. Hemen yerinden doğruldu;

"Gerçekten mi? Neden uyandırmadın ki beni?"

Bilal, yine tebessüm ederek karşısında duran bir çift mavi göze baktı.

"Kıyamadım."

Sahara, duyduğu şeyle utancından kıpkırmızı olmuştu. Al al olmuş yanaklarıyla başını öne eğdi. Sonra Bilal'in sesini yine duydu;

"Ama sana kırgınım."

Bunu duyunca hemen başını tekrar yukarı kaldırdı Sahara;

"Neden?"

Bilal devam etti;

"Dün gece sana aşkımı itiraf ettim ama senden bir yanıt alamadım."

Sahara biraz çekinerek de olsa Bilal'in ellerini iki eliyle kavradı;

"Seni yatağa davet edip bütün gece senin göğsünde uyumak istemem, yeterli bir cevap değil mi senin için?"

Bilal, tebessüm ederek Sahara'nın başını iki elinin arasına aldı. Genç kıza biraz yaklaşarak onun tepkisini ölçtü. Dudaklarıyla genç kızın dudaklarına hamle yapacağını sırada Sahara'nın bu durumdan çok fazla çekindiğini anlayınca birden rotasını değiştirerek genç kızın alnına küçük, masum bir öpücük kondurdu. O sırada Sahara'nın başı öne eğikti. Tekrar kafasını kaldırdı genç kız. Başı, hala Bilal'in şefkatli ellerinin arasındaydı.

"Bundan daha fazlasını da istersen, bu senin en doğal hakkın. Ama böyle yapamam dersen de..."

Bilal, bakışlarını değiştirerek genç kızın sözünü kesti;

"Ne demek istediğini anlamadım."

"Anladın işte."

Dedi Sahara.

"Ben senin nikahlı karınım ama senin en doğal hakkın olan şeyi sana veremiyorum. Sana kadınlık edemiyorum Bilal."

"Bunlar nasıl sözler Sahara! Ne demek sana kadınlık edemiyorum. Sen bana hiçbir şey yapmaya mecbur değilsin. Biz evliyiz, karı kocayız seninle. Üstelik benimle evlenmek senin kararın bile değildi.
O ima ettiğin şeye gelince de, o şey bir gün sen gerçekten istersen olacak. İstemezsen de olmayacak! Kendini hiçbir şeye mecbur hissetmeni istemiyorum. Eğer dünden beri hareketlerimle sana bunu ben hissettirdiysem de özür dilerim."

Sahara'nın mavileri yine çoktan buğulanmıştı. Bilal'in boynuna kocaman sarıldı. Sesi titriyordu;

"Ben seni hak edecek ne yaptım Bilal."

Bilal de aynı şekilde kocaman sarıldı Sahara'ya;

"Öyle söyleme... Sen her şeyin en güzelini hak ederken, benimle evlenmek zorunda kalmak gibi şansız bir durum geldi başına. Özür dilerim buna sebep olduğum için."