ARKADAŞ

39 1 0
                                    

"Bir kadın, başka bir kadına büyük düşmanlıklar beslediğinde, bazen zarif bir taktiğe başvurur;
O kadını en iyi arkadaşı yapar..."

Sahara o sabah, edebiyat hocasını uğurlamış, bahçedeki köşesine, salıncağına geçmiş, yorucu geçen bir ders sonrası ruhunu dinlendiriyor, farsça bir şarkı mırıldanıyordu.

(Sahara'nın mırıldandığı o güzel şarkı sizlerle...)

Rüzgarın, saçlarını hafif hafif dalgalandırmasına izin verdi Sahara. Ağır ağır esen bu rüzgar, ruhunun dinlenmesine, huzur bulmasına yardım ediyordu sanki. Gözlerini kapatarak şarkısını mırıldanmaya devam etti. Şarkıya kendini öyle kaptırmıştı ki, sesinin mırıltı olmaktan çıktığını farkedemedi bile...

Bu güzel şarkıyı bitirir bitirmez, duyduğu alkış sesiyle başını arkaya çevirdi. Gördüğüne inanamadı...

Ecem...

Bahçe kapısının girişinde durmuş, gülümseyerek kendisini alkışlıyordu.

Ecem'i görür görmez toparlandı ve bakışlarını hemen yere indirdi Sahara.

"Bravo! Gerçekten muhteşem bir sesin var.."

Ecem'den gelen bu beklemediği iltifat Sahara'yı baya şaşırtmıştı. Kendisine doğru gelen genç kızı hayretle izledi. Gelip yanına oturmasıyla, şaşkınlığı daha da arttı.

"Münir beyin hazırlanmasını bekliyordum, birlikte şirkete geçecektik ama bu muazzam sesi duyunca buraya kadar gelmekten kendimi alamadım."

Ecem'in tebessümle söylediği sözler karşısında Sahara sessiz kalmayı tercih etti.

Kısa süren sessizlikten sonra Sahara, kendini Ecem'e açıklama yapmak zorunda hissetti. Aralarındaki bu sessizlik rahatsız etti onu. Kendisini Ecem'e karşı suçlu hissediyordu ve bir an önce ona gerçekleri anlatarak bu suçluluk duygusundan kurtulmalıydı;

"Ecem bak, biz Bilal'le evlendik çünkü..."

Ancak cümlesini tamamlayamadan Ecem tarafından sözü kesildi;

"Yapma arap güzeli! Ne olduysa oldu. Ben kimseyi suçlamıyorum. Tamam, başta çok sağlıklı düşünemedim, biraz fevri davrandım. İlk karşılaşmamız da hiç hoş olmadı ama sağlıklı kafayla oturup düşününce anladım ki, bizim Bilal'le bir sonumuz yokmuş ki zaten. Çoktan bitmiş meğerse bizim ilişkimiz."

Sahara'nın şaşkınlığı her geçen dakika daha da artıyordu. Bu kız ne anlatıyordu böyle!

"Gerçekten böyle mi düşünüyorsun!?"

Ecem, içinde kopan fırtınaları susturdu. Kalp atışının hızlanmasına ve yüzünün kızarmasına aldırmadan tebessüm etti ama konuşurken gözlerini Sahara'dan kaçırmasına engel olamadı. Zaten Sahara da bunu fark etmedi bile...

"Elbette böyle düşünüyorum. Şimdi bizim böyle bir sebepten dolayı birbirimize düşman olmamız... ne bileyim... sence de biraz ergence değil mi?"

Sahara, Ecem'in söylediğini anlamayarak hayretle yüzünü buruşturdu;

"Ergence?"

Ecem bir kez daha tebessüm etti;

BAD-I SABAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin