Herkese yeniden merhaba :)
Bugün Farsça, bölüme uygun çok güzel bir şarkı ile geldim sizlere...Bölüm Şarkısı: Milad Farhoodi-Bidarem Kon (Uyandır Beni)
Vaveyla: Çığlık
Keyifli okumalar...
****************************
(Multimedya: Ecem Korkmaz)
"Tanıştırayım; insan kaynakları departmanımızın özlük işleri ve bordrolama sorumlusu, Ecem Korkmaz."
Bilal'in kulaklarında, toplantı boyunca babasının bu cümlesi yankılandı. Bakışlarını Ecem'den bir an olsun ayırmazken, şaşkınlığını ve kızgınlığını da gizleyemiyordu. Onun bu hali, Ecem'i daha da keyiflendirmeye yetiyordu.
Toplantı sonunda Bilal, salonun boşalmasını bekledikten sonra, toplantı odasının kapısını kilitledi ve Ecem'i kolundan yakaladı.
"Senin ne işin var burda? Ne yapıyorsun?"
Ecem, Bilal'in bu çıkışına tebessümle karşılık verdi.
"Çalışıyorum...Keşke önce hayırlı olsun deseydiniz yeni işime, SEVGİLİ PATRONUM!"
Bilal de gülüyordu ama tabiki sinirdendi bu gülüşü.
"Çalışacak başka yer kalmamış gibi, Ankara'dan buraya, benim şirketime çalışmak için geldin öyle mi?
"Neden şaşırdın? Karahanlı Holding kariyer hayatımın başlangıcı için harika bir yer. Üstelik, Münir Karahanlı'dan torpilim de var. Beni hemen tanıdı biliyor musun? Sizin eve gelmiştim ya... Cv'mi de okuyunca, hemen işe aldı. Sonuçta bölüm ikincisi olarak bitirdim okulu."
Sonra Bilal'e doğru bir adım atarak, yüzünü Bilal'in yüzüne iyice yaklaştırdı Ecem;
"Gerçi sevgilimin, benden ayrılma zahmetinde bile bulunmadan başka birisiyle evlendiğini öğrenmeseydim, bölüm birincisi de olabilirdim ama..."
Bunları söyledikten sonra Bilal'in ağzını açmasına bile fırsat vermeden toplantı odasından hışımla çıkıp gitti Ecem. Bilal'in karşısında bunları söylerken içinde kopan fırtınalara ve dolan gözlerine fırsat vermediği için, içinde buruk da olsa bir mutluluk vardı.
Koridorun köşesini dönerek kadınlar tuvaletine girdi ve hızlıca kapıyı kapattı. Aynanın karşısında, sevdiği adamı aylardır görmemiş, her ne kadar onu deli gibi sevse ve özlese de artık gururundan ödün vermemeye yemin etmiş, aylar sonra sevdiği adamı karşısında görünce yüzü heyecandan kıpkırmızı olmuş bir kız çocuğu vardı. Heyecandan titreyen ellerine hakim olmaya çalışarak musluğu açtı ve heyecandan pembeleşmiş yüzünü yıkadı. Daha sonra çantasından telefonunu çıkararak numarayı tuşladı ve karşısındaki kişiyle konuştu;
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAD-I SABA
General Fiction"Girebildiğin gönül, memleketindir..." 🍀🍀🍀🍀🍀🍀🍀🍀🍀🍀🍀 Basit bir yaşam hikayesi olmayan Sahara'nın Bilal tarafından yeniden yazılan hikayesine tanık olmaya var mısınız? Bad-ı Saba : Doğudan esen hafif ve hoş rüzgar, seher yeli. Divan edebiyat...