Stars and Dreams / hyunlix

-11- Her Şeyi Anlattım

Felix uykusundan uyandı ve ödevlerini yapmak için çalışma masasına ilerledi.
Ödevlerinin kalmadığını görünce Jihyo'ya seslendi.

"Noona, kahvaltı zamanı geldi mi?"

Jihyo'dan cevap gelmeyince Felix Jeongyeon'un yanında olduğunu anladı.

Ayakkabılarını giyip hyungunun odasına ilerledi. Onu 2 haftadır geceleri hariç neredeyse hiç görmemişti.

Kapıyı çaldı ve ses gelmesini bekledi. Hyunjin cevap vermeyince yavaşca kapıyı açıp içeride göz gezdirdi.

"Hyung?"

Hyunjin yatağına oturmuş, yorganı da üstüne örtmüş bir şekilde öylece duruyordu. Bunu stresli olduğu zamanlar yapardı.

"Hyung, geliyorum."

Felix kapıyı kapatıp ayakkabılarını çıkardı ve yatağa doğru ilerledi. Yorganın ucunu kaldırarak Hyunjine baktı ve yanına oturdu. Yorganı tekrar üstlerine örttü.

Ortam ne karanlık ne de aydınlıktı. Hyunjin elleriyle yüzünü kapamış ve ses çıkarmıyordu.

"Hyung, ne oldu?"

Hyunjin tekrar ses vermeyince Felix titreyen elleriyle hyungunun ellerini tutup yüzünden ayırdı.

"Hyung, bana ne olduğunu anlat ki sorununu çözelim."

Hyunjin gözlerinin içine bakmayınca Felix son hamlesini yaptı.

Yüzünü Hyunjinin yüzüne yaklaştırdı ve başını sola yatırdı. Şirin şirin bakmayı unutmadı. Hyunjin'in buna dayanamadığını biliyordu.

"Dinliyorum~"

"Felix, buna dayanamadığımı biliyorsun. Bilerek mi yapıyorsun?"

Felix dişlerini göstererek gülümsedi ve devam etti.

"Evet. Bu benim gizli silahım! Hadi seni dinliyorum."

Hyunjin Felix'in gözlerinin içine bakarak konuştu.

"Hiç bir şey hatırlamıyorum. Ders konusunda, öğretmenler konusunda, sınıf arkadaşlarım konusunda. Dersleri defterlerime bakarsam anlarım diye düşündüm ama hiç bir şey anlamıyorum. Konular daha fazla ve kafa karıştıcı. Hepsi benim yüzümden. Neden böyle bir hastalığım var ki? Üstelik nedenini bile hatırlamıyorum. Çok saçma."

Felix hyungunun ellerini tuttu ve,

"Hyung, bu senin suçun değil. Hasta olman senin suçun değil. Bir daha duymayacağım ona göre! Ayrıca, ders konusundaaaa..."

Hyunjin dolu gözleriyle Felix'i izliyordu.

"Namjoon hyunga söylesek? Sonuçta o da bir öğretmen değil mi? Yani daha önce yapmıştı. Belki sana ek dersler verebilir. Onu unutmadığın için konuları da unutmazsın!"

Hyunjinin dolu gözlerinin yerini parlayan gözler aldı.

"Yardım eder mi ki?"

"Jin hyunga söylersek eder. O ne derse yapıyor. Şaka gibi."

Hyunjin dişlerini göstererek gülümsedi. Gözleri ay şeklini almıştı.

"Teşekkür ederim minik yıldızım."

"Bir şey yapmadım ki. Namjoon hyunga teşekkür edersin."

"Felix..."

"Efendim hyung."