"Uyumak istiyorum.""Uyu Felix."
"ELİNDEN TELEFONU BIRAKIRSAN UYUYACAĞIM." Hyunjin son bir mesaj göndererek telefonu yanındaki komodine bıraktı. Her şeyin tamamlanmış ve eksiksiz olması gerekiyordu ve bu Hyunjin'i fazlasıyla geriyordu.
Felix sağına dönerek iki elini büyüğünün boynuna sardı. Her zamanki uyku pozisyonlarını aldılar.
"Çok uyuyamayacaksın zaten..." Felix'in gözleri yavaş yavaş kapanırken, Hyunjin dakikaları saymaya başlamıştı bile.
Sürekli kol saatinden zamanı kontrol ediyor, arada bir kızlarını seviyordu.
"Babanız umarım mutlu olur..."
Saat gece yarısına yaklaştığında, Hyunjin zor olsa da, Felix'in uyanmamasını sağlayarak yataktan kalktı.
"Hazır mı?...Tam 12'de orada olmamız gerekiyor... Tamam çıkıyoruz." Telefonu kapayıp gardroba ilerledi. Şık olması gerekiyordu.
Kıyafetlerini hallettikten sonra aynanın karşısına geçip saçlarını düzeltti. Yarım bir şekilde at kuyruğu bağlayıp, öndeki perçemlerini saldı.
Sıra Felix'i uyandırmaya gelmişti.
Onun için gardroptan annesinin diktiği tulumunu çıkardı.
"Felix..." Miniğine seslenince, homurdanarak kıpırdandı. Daha yeni uyumuştu ve uykusu vardı.
"Bebeğim..." Neredeyse yeni kapadığı gözlerini aralayıp büyüğünün suratına boş boş baktı.
Hyunjin miniğini omuzlarından tutarak dikkatlice kaldırıp oturur hale getirdi.
"Ney benim uykumu bölebilecek kadar önemli olabilir?" Kalın ve uykulu sesiyle mırıldandı. Pek bir şey anlaşılamamıştı.
Hyunjin seri hareketlerde hızlıca beyaz tişörtünü, ardından tulumunu giydirip Felix'i ayağıya kaldırdı.
Elinden tutarak odadan sürükledi ve merdivenlerden dikkatlice indirdi.
"Biraz hız yapmak zorundayım." Felix'in kemerini sıkılaştırıp sürücü koltuğuna oturdu.
Gaza yüklenip son sürat evin önünden ayrıldı.
"Uyuyorum ben."
"Uyuma, uyuyup uyanınca algıların kapanıyor."
"Nereye gidiyoruz biz bu saatte ya!" Hyunjin kol saatini kontrol edip miniğine döndü.
"Şuan söyleyemem."
"Dikkatli ol." Felix biraz dışarıyı seyretse uykusu kaçar diye düşündü.
"Yollar tanıdık geliyor..."
"Daha önce geldiğin bir yere gidiyoruz çünkü."
"Meraklandırma ya!"
Biraz uzun ve hızlı geçen zamandan sonra, Hyunjin arabayı durdurdu. Dağın başındalardı.
"Bir şey göremiyorum ve dağın başında ne işimiz var?"
"Sabırlı ol Felix." Hyunjin etrafını kontrol ettikten sonra arabadan inip, miniğini de indirdi.
Felix gözlerini kısıp birkaç şey seçmeye çalıştı.
"E burası daha önce geldiğimiz inşaat değil mi? Gece gece o çok sevdiğin birine misafirliğe mi geldik?"
Hyunjin kıkırdayarak miniğinin iki elini kavradı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Stars and Dreams / hyunlix
FanfictionPsikolojik açıdan yara almış, sevgiyi birbirlerinde bulmuş iki minik beden... Hwang Hyunjin x Lee Felix [mpreg]