3 sene sonra
"Anladım Felix. Ama ilaçlarını düzgün alman gerekiyor."
"İlaçlarımı. İçmek. İS TE Mİ YO RUM!" Kelimelerinin arasına boşluk koyarak ve net bir şekilde söylemişti.
"Neden peki?"
"Çünkü sana güvenmiyorum. Verdiğin her ilaç beni halsiz yapıyor! Düşünmek istemediğim şeyleri düşündürtüyor."
"Felix... Bana karşı çok önyargılısın... O zaman sana bir şey itiraf etmeliyim hm?"
"Yalan dinlemek istemiyorum."
"Evet, beni babanın yanında gördün bir kaç kez. Çünkü onun yakın arkadaşıyım."
"Bir katille arkadaşsın."
"Nasıl? Ne demek katil? Birazcık anlatır mısın Felix?"
Jin bey gerçekten şaşırmıştı. En yakın arkadaşının karısını 17 kez bıçaklayarak öldürdüğünden haberi yoktu...
"Senin yakın arkadaşın benim gözlerimin önünde annemi öldürdü! 17 kez! Tam 17 kez bıçakladı onu! Ellerim bu yüzden titriyor! Anlıyor musun?"
"Felix... Bunu bilmiyordum..."
"Ne demek bilmiyordum? Yakın arkadaşıymışsın nasıl bilemezsin ya?"
"Tamam, bunu sana Hyunjin anlatmalı. O anlatırsa ellerin daha fazla titremez."
"Hyunjin hyung mu? Onun ne alakası var!"
"Hyunjin'in yanına gidebilirsin Felix. Jihyo!"
"Buyrun Jin bey?"
"Felix'i Hyunjin'in yanına götür. Ardından yanıma gel. Anlatabileceğini söyle. Vakti geldi sanırım. Yapmam gereken işler var."
"Anladım. Felix gel canım."
Felix yerinden kalktı ve,
"Noluyo ya!"
Jihyo'nun elini tuttuktan sonra Hyunjin'in odasına ilerlediler. Kapıyı tıklattıktan sonra içeriye girdiler.
"Felix? Hoşgeldin!"
"Bana ne anlatacaksın?"
"Ne?"
"Vakti geldi Hyunjin. Jin bey senin anlatmanı istedi. Bu arada,"
Hyunjin'in kulağına eğildi ve Felix'in duymayacağı şeklide fısıldadı."Jin bey Felix'in babasının annesini öldürdüğünü bilmiyordu. Başka sebeplerden hapise girdiğini biliyordu. Jin bey kötü biri değil ona göre."
"Hadi ama!"
"Tamam ben gidiyorum. Siz konuşum bakiyim."
Jihyo kapıyı kapattı ve oradan ayrıldı.
"Hyung ne anlatacaksın bana?"
Hyunjin bebeğinin elinden tuttu ve yatağına oturttu.
"Sana üç sene önce bir şey söylemiştim hatırlıyor musun? Bir şey anlatmam gerektiğini söylemiştim."
"Evet hatırlıyorum. Dur, yoksa? ANLATICAK MISIN? ŞİMDİ Mİ? BEN BÜYÜDÜM MÜ Kİ?"
"Evet bebeğim. Anlatmamın vakti geldi. Sakin ol tamam mı?" Felix'in ellerini kavradı ve daha titremeden titremesine engel oldu.
"Tamam. Hadi anlat artık!"
"Öncelikle bu hastane babanın. Yani baban tarafından yapıldı. Sahibi o yani. Küçükken senin konuşmanı istemiyordu değil mi? Oyun oynamana izin vermiyordu. Nedeni ise seni bir yetişkin gibi büyütmek istmesiymiş. Kendi kendine konuştuğunu görünce seni buraya yatırmış. Duvarlarına resim yapmamanı, her şeyden uzak durmanı, sadece yemek için aşağıya gitmen için çalışanları uyarmış. Odanın renksiz olması konusunda, sürekli uyuman konusunda da. Ama Jin hyungun bir suçu yok! O babanın katil olduğunu bilmiyormuş... Senden bunları sakladığım için özür dilerim Lixie."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Stars and Dreams / hyunlix
FanfictionPsikolojik açıdan yara almış, sevgiyi birbirlerinde bulmuş iki minik beden... Hwang Hyunjin x Lee Felix [mpreg]