"Miniğim... Uyan..." Hyunjin'in Felix'e seslenmesiyle minik olan gözlerini yavaş yavaş araladı.
Dün gece aklına gelince büyüğünün çıplak göğsüne daha çok sokuldu. Utanıyordu fakat büyüğü utanması gereken son kişiydi.
Felix'in utandığını gören Hyunjin miniğinin sevimliliğine kıkırdadı. Miniğinin belinde olan ellerini omuzlarına getirdi ve göğsünden ayırdı.
"Miniğim benden utanıyor." Felix'in yüzüne öpücüklerini bırakırken miniğinin daha çok utanmasına sebep oluyordu.
"Hayır utanmıyorum." Kısık sesle söyledi ve elleriyle yüzünü kapatmaya çalıştı. Hyunjin onu biraz daha utandırmak için elinden geleni yapmaya hazırdı.
"Ah, hyung acıyor." Felix'in sesini taklit edip söylediğinde, miniği yerin dibine girmek istiyordu.
"Sussana ya!" Elleri hala yüzündeydi ve yattığı yerde daha çok küçülüyordu. Felix'in bu hareketlerine büyüğü daha fazla kahkaha atarken Felix bir elini yüzünden çekti ve büyüğünün omzuna susması için vurdu.
"Hyung, ahh~" Yeniden Felix'i taklit ederek söylediğinde Felix daha sert vurmaya başladı.
"Ya sus diyorum ama!" Sinirle söyleyip uatakta dikelmeye çalışınca, kalçalarında hissettiği ağrı buna engel oldu.
"Aaaooww!" Tekrar yatağına yattı ve acının geçmesini bekledi.
"O kadar çok mu acıyor?" Suratında ciddi bir ifade belirirken Felix başını salladı.
"Burada bekle, banyo yapmamız gerekiyor. Suyu ayarlayıp geliyorum."
"Bir yere gidebilecek halim mi var hyung?" Miniğinin saçlarını öptükten sonra banyoya adımladı ve çok sıcak olmayacak şekilde suyu ayarlayın tekrar odaya döndü.
Miniğinin kalkamayacağını anlayan Hyunjin ayağıya kalktı ve bir elini dizlerinin, diğer elini beline koyarak kucağına aldı.
Suyu kontrol etti ve kollarındaki minik bedeni yavaşça küvetin içine bıraktı. Felix'in arkasına geçtikten sonra şampuanından birazcık sıkıp miniğinin saçlarını köpürtmeye başladı. Felix bir yandan büyüğüne bir şeyler anlatıyor, bir yandan bebek gibi suyun üzerindeki köpüklerle oynuyordu.
Hyunjin Felix'in anlattıklarına gülümsüyor, ve birkaç gündür bu minik bedeni üzdüğü için kendine kızıyordu.Miniğini duruladıktan sonra havluya sardı ve tekrardan kucağına aldı. Yatak odasına ilerledi ve Felix'i yatağa yavaşça oturttu. Felix'in odasından gerekli kıyafetleri alıp geri geldi. Miniği yatağın köşesinde havluya sarılmış bir biçimde ayaklarını sallıyordu. Hyunjin kıkırdadı ve kıyafetlerini giydirdi. Kendi kıyafetlerini de giydikten sonra miniğini yeniden kucağına aldı.
"Hyung, ayaklarımı hissetmiyorum." Merdivenlerden inerken mırıldandığında Hyunjin kucağındaki bedenin poposunu pat patladı.
"Acıyor ya!" Hyunjin tekrardan kahkaha atarken, Felix canının acımasına üzülüyordu.
Solandan kucağında Felix ile bir yastık aldı ve mutfağa yönelerek tezgahın üzerine yastığı, yastığın üzerine Felix'i yerleştirdi.
"Ağrı kesici getirmemi ister misin?"
"Hayır, Yeonjun hyung ilaç almamam konusunda uyardı. Ellerim için olanları da almamam gerekiyor." Sona doğru ellerini kaldırdı ve hafif titremelerini izledi. Hyunjin miniğinin ellerini tuttu ve çillerinin üzerine öpücüklerini kondurdu.
Hyunjin bir şeylerle uğraşırken, etrafında Felix'in olmasını seviyordu. Felix onun yanındayken hiç susmuyor, kendini kısıtlamıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Stars and Dreams / hyunlix
Fiksi PenggemarPsikolojik açıdan yara almış, sevgiyi birbirlerinde bulmuş iki minik beden... Hwang Hyunjin x Lee Felix [mpreg]