Havaalanına indiklerinde, Felix hala uyuyordu. Hyunjin miniğini uyandırmak istemediği için büyüğünün kucağında yerini aldı. Felix büyüğünün kucaklamasıyla rahatsızca kıpırdansa da, kollarını büyüğünün boynuna sardı ve başını boyun girintisine gömdü. Nefesi büyüğüne değiyordu.
"Ahh Felix..."
Miniğiyle beraber uçaktan inerken, yeniden korumaları onları karşıladı. Kenardaki koruma Felix'i almak için yeltense de Hyunjin'in bakışlarını görünce geri çekildi.
Havalimanının çıkışında iki araba vardı. Dört korumanın ikisi Hyunjin ve Felix çiftiyle, diğerleri Chan ve Jeongin çiftiyle arabaya binip yola koyuldular. Felix büyüğünün boynunda uyuyordu ve nefesi tatlı tatlı Hyunjin'e değiyordu.
Hyunjin başını hemen boynunun altına olan miniğine çevirdi. Yüzü o kadar masum bakıyordu ki, bir bebeği andırıyordu. Dudakları yaslandığı için büzülmüştü. Öpülesi duruyorlardı. Hyunjin bu güzelliğe dayanamadı ve dudaklarına uzanıp kuş kadar hafif bir öpücük kondurup geri çekildi. Miniğini rahatsız etmek istemiyordu.
Hyunjin'in geri çekilmesiyle Felix olduğu yerde dudaklarını uzattı. Öpücük istediği zaman bunu yapardı. Hyunjin kıkırdadi ve miniğinin dudaklarına bir öpücük daha kondurdu. Felix hoşuna giden mırıltılar çıkarırken büyüğüne daha fazla sokuldu.
Otelin önüne geldiklerinde Hyunjin'in kucağından hızla indi. Eğer inmeseydi onu bırakmayacağını biliyordu.
Hyunjin miniğine kötü bakışlarını atarken, Jeongin ve Chan ikilinin yanına ilerledi.
"Akşam saat sekizde otelin restoranında buluşuyoruz." Elindeki oda kartını ikiliye uzattı ve devam etti.
"Siz 308 numaralı odadasınız, biz 309. Şimdi gitmemiz gerekiyor."
"Nereye?" Felix kardeşine sorgular bakışlar atarken sordu.
"Ahh şey-"
"Birkaç evrağı tamamlamamız gerekiyor. İşlerimiz var. Jeongin yürü." İkili hızla oradan ayrılırken, Jeongin abisine el sallamayı unutmadı.
"Bu kadar belli etmeyin bari..." Hyunjin mırıldandı ve küçüğüğünün elini tutarak otelin içerisine ilerledi. Resepsiyondaki kadınla ispanyolca bir şeyler konuşurken, Felix hayranlıkla büyüğünü izliyordu.
"Quiero todo nuestro equipaje en la habitación 309. La habitación 308 no será molestada."
(Valizlerimizin hepsini 309 numaları odaya istiyorum. 308 numaralı oda rahatsız edilmeyecek.)
"Bueno, señor. Sus habitaciones están en el piso 17."
(Peki efendim. Odalarınız 17.katta.)
Korumalar valizleri resepsiyona teslim ederken, Hyunjin kadına gülümseyerek oradan ayrıldı ve miniğiyle beraber odalarına çıktılar. Elindeki kart ile kapıyı açtı ve içeriye girdiler.
"Ya burada da mı gri ya!" Odanın ortasında gri kocaman bir yatak vardı ve etrafındaki eşyalar tamamen beyazdı.
"Beğenmediysen değiştirelim miniğim?"
"Hayır gerek yok." Büyüğünün elini bırakarak cam pencerelerden oluşan büyük balkona ilerledi. Demir parmaklıklara tutundu ve parmak uçlarına çıkarak dışarıyı izledi. Hyunjin miniğinin arkasındaki yerini aldı ve elleriyle ince belini sardı. Burnunu boynuna gömdü ve minik öpücüklerini kondurdu. Miniğini öpmeyi seviyordu. Felix hala dışarıyı izlerken Hyunjin belindeki ellerini sıkılaştırarak arkasından tekrar kucağına aldı ve Felix'i yatağa oturttu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Stars and Dreams / hyunlix
FanfictionPsikolojik açıdan yara almış, sevgiyi birbirlerinde bulmuş iki minik beden... Hwang Hyunjin x Lee Felix [mpreg]